Barca tacı geri alma peşinde
Fitness

Barca tacı geri alma peşinde

Geçen sezon şampiyonluğu ezeli rakibi Real Madrid’e kaptıran Barcelona bu sezon ne yapacak?

2011/2012 sezonu sona erdiğinde, Katalonya son yıllarda hiç alışık olmadığı kadar üzgündü. Şampiyonluk ezeli rakip Real Madrid’e kaptırılmıştı ama belki daha da önemlisi Pep Guardiola yuvasından ayrılmaya karar vermişti. Frank Rijkaard’ın görevi bırakmasının ardından, kaptanlığını yaptığı Barcelona A takımına teknik direktör olarak dönen Pep adeta bir canavar yaratmıştı. 2008’de takımın birinci adamı olan Guardiola, 4 sene boyunca oturduğu koltukta kazanmadık kupa bırakmadı. Katalanların belki de tarih boyunca sahip oldukları en mükemmel kadroyu yöneten genç hoca, 3 La Liga, 2 Şampiyonlar Ligi kupasının da içinde olduğu toplam 14 kupayı kulübün müzesine kattı. Bir sezonu 6 kupa alarak tamamlayan Barca’nın pek çoklarına göre çömez olan hocası da, Şampiyonlar Ligi’ni kazanan en genç teknik direktör olarak tarih kitaplarındaki yerini alıyordu. Guardiola’nın takımı yönettiği 4 sezon boyunca dünyanın gelmiş geçmiş en iyi takımı olup olmadığı tartışılan Barcelona akıl almaz bir oyun oynuyor ve yarattığı hanedanlıkla yenilmez olduğu hissi uyandırıyordu. Ama her güzel şeyin bir sonu vardı. Camp Nou ahalisi o sonu geçtiğimiz sezonun bitişiyle yaşadı. Hanedanlık çöküp kupa kralın şehrine doğru yollanırken, metal yorgunluğu yaşadığını söyleyen Pep de bir seneliğine emekli olduğunu duyuruyordu. Şimdi dünya spor kamuoyunun tek bir gündemi vardı; çöken Katalanları kim ayağa kaldıracaktı?

Takım Tito’ya Emanet
Guardiola’nın geçici emeklilik kararını açıkladığı toplantıda, tüm dünya Barcelona’nın yeni teknik direktörünün kim olduğunu da öğreniyordu. Takımı devralan isim, 2007’de Barcelona B takımında ve 2008’den beri Barcelona’da Pep’in yardımcılığını yapan Tito Vilanova’ydı. Henüz bir A takımı çalıştırmamış ve hocalık kariyeri yardımcılıkla geçmiş olan Tito bazı kafalarda soru işaretleri yaratsa da, Guardiola’nın da aynı kariyer basamaklarından geçtiğini düşünenler temkinli davranıyordu. Pep’in oynattığı uzay futbolunun arkasındaki beyin olduğu sıkça telaffuz edilen Vilanova, hukukunun eskilere dayandığı Mourinho’yu alt etmek ve Blaugrana’yı yeniden şampiyonluğa taşımak gibi zor bir yükün altına giriyordu. Pek de parlak olmayan futbolculuk kariyerine Barcelona’da başlayan Tito, forma şansı bulmak için çeşitli takımların yolunu tutmuş ve bu seyahatlerinden birinde yolu şimdiki en büyük rakibi olan Jose Mourinho’yla kesişmişti. 1998’de Lleida formasıyla Barca’nın karşısına çıkan Vilanova, Van Gaal’in yerine bir maçlık teknik direktörlük yapan Mourinho’nun Barcelona’sına golünü atıyor ve Portekizli teknik direktörün ilk hocalık deneyiminde kendisine gol atan ilk isim olarak tarihe geçiyordu. Bu ikilinin tüm dünyada manşet olmasını sağlayan olaysa İspanya Süper Kupası kapışmasında yaşanıyor ve öfkesini kontrol edemeyen Mourinho, o dönem Guardiola’nın yardımcılığını yapan Vilanova’nın gözüne parmağını sokuveriyordu.

Yeniden İnşa Zamanı
Guardiola’nın görevi bırakması birçok insan tarafından Barcelona’nın altın çağının sona erdiğinin işareti olarak yorumlandı. Real Madrid’e kafasındaki oyunu oynatmayı başaran ve rekorlar kırarak kupaya uzanmayı başaran Mou ezeli rakibin başındayken Katalanların işi artık çok daha zordu. Üstelik takımı Vilanova gibi tecrübesiz bir isme emanet etmişlerdi. Ancak bu fikirde olanların atladığı bazı gerçekler vardı. Birincisi, Barcelona’yı Tito’dan daha iyi tanıyan bir isim bulmak imkansızdı; ikincisi, Messi, Xavi, Iniesta, Villa hala sahadalardı ve pes etmeye de niyetleri yoktu.

Sezonun başlamasıyla, Barcelona fırtınası da esmeye başladı. Takım yıllardır sahip olduğu oyun prensibinin temeline sadık kalmıştı ve önüne geleni deviriyordu. Kasım ayının ortasına gelindiğinde ligde çıktığı 11 maçtan 10 galibiyet, 1 beraberlik çıkaran Blaugrana, Real Madrid’e de 8 puan fark atıyordu. Bu göz kamaştıran performansta, dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olup olmadığı tartışılan Lionel Messi’nin payı oldukça fazla. Bu sezon Barcelona formasıyla çıktığı 17 maçta 20 gol, 7 asist gibi inanılmaz bir istatistiğe imza atan Leo, 2012 yılındaki gol sayısını da 76’ya çıkarttı. Bir sezonda 75 gol atan Brezilyalı efsane Pele’yi geride bırakan Arjantinli yıldız, 85 golle bir sezonda en çok gol atan isim olan Gerd Müller’i de geçip yeni bir rekor kırma hedefinde.

Tito’nun Barcelonası daha dikine oynayan bir takıma dönüşmüş durumda. Hücumlar öncesi takımın yaptığı pas sayısını az da olsa azaltan Vilanova, 2 pasta rakip kaleye gitmeyi ve uzaktan atılan şutlarla gol bulmayı da takımının hücum portfolyosuna ekledi. Jordi Alba transferiyle savunmayı, Alex Song transferiyle savunmayı ve orta sahayı güçlendiren Barca, makine düzeninde oynamaya devam ediyor ve yeniden durdurulamaz bir güce dönüşmüş durumda. Tıpkı Guardiola gibi takımın başına geçtiğinde çömez denilen Vilanova da rüştünü ispat etmek için büyük bir adım attı. Eğer Katalanlar sezonu başladıkları gibi bitirebilirlerse, önümüzdeki yıllara da yayılacak bir Barcelona dominasyonu senaryosunu yeniden izleyebiliriz. Üstelik Tito, bunu yapabilecek en doğru adam.

Armağan Ükünç

İZLE
Mario Gómez Kamera Arkası
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası