Soğanı Sarımsağı Evde Bırakın, Ortak Ofis Çağındayız

Birkaç yılda bir, hayat tarzımızı derinden etkileyen bir kayma yaşanır ve bunlar insan davranışında o kadar önemli bir değişikliğe yol açar ki, bildiğimiz ofis kavramı için bir ölüm çağrısı haline gelir. 15 yıl önce bu, evden çalışanların sayısındaki artıştı. Neyse ki bu durum bütün gün evde bilgisayar başında yalnız oturmanın eğlenceli bir şey olmadığı anlaşılınca önemini yitiren kısa süreli bir trend olarak kaldı. Fakat bugün, bildiğimiz ofis kavramı buna kıyasla daha büyük bir tehlikeyle karşı karşıya: Mobil devrim.

Modern teknoloji istediğimiz her yerden, her an arama yapabilmemiz, mesaj/e-posta/hediye gönderebilmemiz, yeni yazı fikirleri paylaşmamız, çıktı alabilmemiz, okuyup, analiz edip rapor vermemizi sağlıyor. Kısacası fiziki ortam söz konusu olduğunda, günlük görevlerin yerine getirildiği yer olarak geleneksel çalışma alanları, neredeyse modası geçmiş diyebileceğimiz bir hale geldi. O zaman neden boşuna kira ödensin ki? Bir de, kim gerçekten bu eski düzeni özler ki?

Aslına bakarsanız, birçok kişi özleyebilir çünkü insan sosyalliğini tam anlamıyla karşılayabilecek bir uygulama, Skype konuşması ya da sanal video sistemi yok. “Bazı insanlar dijital teknoloji herhangi bir yerden çalışabilmenize izin veriyor diye, bulunduğunuz mekanın gelecekte önemsiz olacağını düşünüyor” diyor, Economist dergisinin dış haberler editörü Robert Guest: “Bermuda’da bir sahilden çalışabiliyor ya da Wyoming’de bir kayak otelinden Skype yapabiliyorsanız, neden yaşadığınız şehirde bir işyerine kira veresiniz? Fakat bilgi devrimi tam tersi bir etkiye sahip. Şirketler dünyayla bağlantıda kalmak için teknolojiye ihtiyaç duydukça, insanların birbirleriyle vakit geçirmeleri de o kadar önemli hale geliyor. Çünkü Bermuda’daki sahilde en taze tüyoları vermek ya da fikir alışverişinde bulunmak için karşınıza meslektaşlarınız çıkmayacak.”

Şimdilerde bu trend hızla yükseliyor: Şirketler geleneksel ofis binalarını çalışanları çekmek ve elinde tutmak amacıyla daha yenilikçi ve yaratıcı hale getirmek için didiniyorlar. Montreal’deki Deloitte merkez bürosu mesela. Geçen eylül ayında harekete geçen şirket, en iyi genç yetenekleri alabilmek için teknoloji büyükleriyle gireceği yarışlarda ayakta durabilmek amacıyla ofis alanını baştan sona yeniledi. Ana holdeki hayranlık uyandıran merdivenlerden üzerine bir şeyler çiziktirilebilen duvarlara ve açık alana yayılan sağlık merkezindeki rahatlama sandalyelerine kadar bu değişiklik, bir uluslararası danışmanlık firmasından bekleyeceğiniz son şey.

İnsan davranışında dijital devrimle başlayan bu kaymanın önemli olduğuna şüphe yok. Fakat bu durum, bildiğimiz ofis konseptinin sonunun geldiğini göstermiyor. Daha çok, mobil bir işgücü için tasarlanmış çalışma alanlarının geleceğe hazırlanmasını hızlandırıyor. Aynı zamanda esnek ve makul fiyatlı ortak ofis alanları genç şirketlerin ayakları üzerinde durmasını sağlıyor. Bu yeni çalışma alanlarında gelişince, daha ciddi ve etkileyici ofislere geçiş yapacaklar... Ama plazalara geçseler dahi üzerine bir şeyler çizilebilen duvarları olacak, ondan eminiz.

Bir yere bağlı kalmak istemeyen herkes için harika bir çalışma alanı. Londra’da Shard da dahil olmak üzere 20’den fazla binaları var ve önümüzdeki yıl White Collar Factory’ye taşınıyorlar. 250 sterlinden başlayan HomeRoom ya da EveryRoom üyelik seçeneklerinden birini seçin. İlki yalnızca bir binaya, ikincisi tüm binalara erişim sağlıyor.

Michelin yıldızlı şefi, şık terası ve 11 konforlu toplantı odasıyla buradaki her detay kusursuz hizmet için tasarlanmış. 27 yıl Londra’nın meşhur kulübü Annabel’s’de görev yapmış kapı görevlisi de buna dahil. Bir kerelik 500 sterlinlik üyelik ücretinin üstüne aylık ödemeler 150 sterlinden başlıyor. Özel ofis kiralama aylık 6 bin sterlin ama paranızın karşılığını fazlasıyla alıyorsunuz; resepsiyonda altından şemsiye standı bile var. Özetle, burası yolu Londra’ya düşenler için değil de daha çok bu kentte yaşayanlar için mantıklı.

Hazırlık sınıfı ya da üniversite havası olan Soho House’un ilk çalışma kulübü, endüstriyel bir şıklıkla, özellikle yaratıcı işlerde bağımsız çalışanlar (freelance) ve yeni girişimciler (start-up) düşünülerek tasarlanmış. Yolunuz Londra’ya düşerse ve çalışmak için günlük bir ofise ihtiyacınız olursa aklınızda bulunsun; Soho Works’e üye olmadan da giriş yapılabiliyor ve yemek seçeneği de bulunan paylaşımlı masaların günlük ücreti 50 sterlinden başlıyor. Binanın ekstraları arasında fotoğraf stüdyosu, üç boyutlu yazıcı, kütüphane, okuma odası, çatı katı terası ve duş bulunuyor. Mekan 7/24 açık; dolayısıyla erken kalkanlar ve gece beyin fırtınası yapmak isteyenler için ideal.

27 yaşındaki girişimci Reza Merchant tarafından yürütülen mekan, çok çalışma ve tam bağlılık temelleri üzerine kurulmuş. Genç şirketlerin işe başlamak için ihtiyacı olan her şeyi sunuyor. Dünyaca ünlü DJ’ler ve teras partileri de buna dahil.

New York ve Los Angeles’ta NeueHouse denince yaratıcılık ve ticaret akla geliyor. Üstelik sırada sonbaharda Strand’de 6 bin metrekareden geniş bir alanda kurulacak Londra ofisi var. NeueHouse size, o en yakın arkadaşınızın “sofistike evi” hissini verecek.

Paylaşımlı çalışma alanının İstanbul’daki en yeni hali Dam, İstiklal Caddesi’nde. Hazır ofislerin yanı sıra toplantı odaları, lounge alanı ve ortak çalışma bölümleri bulunuyor. Konsept odaları ise koçluk seansları, iş yemekleri, meditasyon ortamı ve rahat toplantı alanları gibi olanaklar sunuyor. Ayrıca çeşitli kültür sanat etkinliklerinin yapılacağı bir performans alanı da mevcut.

Tıpkı İngiltere’deki Derwent White Collar Factory gibi hikayesi olan binaları, ruhu olan çalışma alanlarına çeviren Kolektif House’un şimdilik 4. Levent Sanayi’de ve Şişhane’de olmak üzere yeri var. Bu iki adreste toplamda 28 özel ofis ve 54 adet paylaşımlı masa bulunuyor. “Mutlu ofis” anlayışını özümseyen Kolektif House’ta çalışırken birden Balili bir masöz size masaj yapmaya başlayabilir veya stresli günlerinizde uygulayabileceğiniz nefes eğitimleri verilebilir. Pazartesi sendromuna meydan okuyarak, haftaya tüm üyeleriyle birlikte kahvaltıyla başlayıp her gün atıştırmalık ikramlar veren Kolektif House’da mesai saatleri dışında da ilham veren paneller, konuşmalar, müzik ve sanat etkinlikleri düzenleniyor. Buranın üç tür üyelik modeli var. Özel üyelikte istediğiniz büyüklükteki ofisinizde aydınlatma, klima, perde, masa ve sandalye temin ediliyor, gerisi zevkinize ve hayal gücünüze bırakılıyor. Sabit üyelikte çoklu çalışma alanında sandalye ve masaya sahip olup burayı dilediğiniz gibi kişiselleştiriyorsunuz. Gezgin üyelikteyse tek üyelikle iki lokasyonu da kullanabilme şansınız var. Farklı adres gösterme, toplantı yapma ve çalışma imkanlarından faydalanabilirsiniz.

Maslak’taki Workhaus detaylı bir ofis kompleksi. İhtiyacınıza göre ortak çalışma masaları, hazır ofisler, toplantı odaları sizleri bekliyor. Dinlenmeniz ve sosyalleşmeniz için de alanlar mevcut tabii. Yüksek hızda sınırsız internet, resepsiyonda misafirlerinizi karşılama ve yönlendirme, posta ve kargolarınızın yönetimi, yazıcı ve tarayıcı hizmetinin dışında aylık üyelere eşyalarını muhafaza edebilecekleri dolaplar, özel santral, muhasebe ve grafik tasarım hizmeti gibi ek seçenekler de sunuluyor.

2012 yılında Urbanstation adıyla açılan ancak daha sonra yenilerek Workinton olarak yoluna devam eden bir ortak çalışma ofisi burası. Şu anda Levent’te 2 bin 600 metrakarelik bir alanda, Nişantaşı Maçka’da ise 10 katlı bir binada hizmet veren işletme aynı zamanda Astoria AVM, Maslak, Şişhane, Galata, Kozyatağı, Kavacık ve Ümraniye’de de konumlanmış durumda. İzmir ve Ankara ayağı, farklı şehirlere yolu düşen üyeler için güzel bir fırsat. Saatlik kullanım ücretinden belli alanların özel kullanımına, haftalık ve aylık gibi uzun süreli seçeneklerden üyeler ve kurumsal müşteriler için özel paketlere kadar çok geniş yelpazede cazip ücret seçenekleri bulunan Workinton’u öğrenciler de kullanıyor, üst düzey yöneticiler de…