7 Maddede Mert Alaş’ın Başarısının Sırrı

(Fotoğraf: @mertalas)

Hepimizi kıskandıran ünlülerle samimiyeti bir yana Mert Alaş son yıllarda yalnızca fotoğrafçı değil, çağdaş fotoğrafçılığın ve modanın ikonu olan bir isim. Tesadüflerle başlayan kariyer hayatı tutkularını keşfetmesi ve elbette ardından çok çalışması ile onu zirveye taşımış. Zirveye doğru ilerlerken ona eşlik eden diğer başarı sırları ise şöyle:

Hayatın her alanından ilham alabilmesi:

Fotoğraf karelerini önceden nasıl planladığı sorulunduğunda Mert, uzun süre kafa patlatmak ve saatler süren yorucu toplantılar yerine hayatın her alanından ilham almayı tercih ettiğini söylüyor. Sokakta yürüyen bir adamdan, izlediği bir filmden veya yakın arkadaşlarıyla sohbetlerinden gelen ilhamla kafasında her şeyi canlandırıveriyor.

Daima anı yaşaması:

Kariyerine en büyük artı sağlayan yönlerinden biri bu. Mert geçmişe ve geleceğe kafayı pek takmıyor. Anın içinde daima kalmak onu daima güncel ve özgün tutuyor. Ortağı Marcus ile çalışırken asla bir sonraki adımın ne olduğunu tahmin edememekten gayet hoşnut olduklarını belirtiyor.

Her an hayal kuruyor olması:

İstediği an kendi dünyasına dönüp orada hayaller kuruyor. Bu, onun Türkiye’de ailesiyle yaşadığı gençlik dönemlerinde problemlerden uzaklaşmak için geliştirdiği bir alışkanlık.

Cesur olması:

“Kim, ne der?”sorusu Mert’e çok uzak. Interview dergisinin kapağı için kullandığı Facetime görüntülerini hatırlayın. Zahmetsiz ama özgün ve kışkırtıcı. Mert böylesine emek harcanmamış bir çalışma ile bu kadar konuşulmak yalnızca böyle cesur insanlara mahsus olsa gerek.

Hırslı olması:

Bütün bu spontaneliğin ve yaratıcılığın bizi bu kadar büyülemesinin arkasında tek bir şey var; çok çalışmak. Şehrin her köşesinde ve her saatinde onu elinde makinesi ile işinin başında görmek mümkün.

Plansız olması:

Mert’in öyle uzun vadeli planları yok. Hayatın ona getirdiklerine güveniyor ve rüzgarın yönüne göre hareket ediyor.

Sınırları zorlamaktan çekinmiyor olması:

Fotoğrafçılık kariyerinde özel bir stil veya kalıba göre hareket etmiyor. Daima daha fazlasını yapmaktan ve yaratıcılığını zorlamaktan keyif aldığını belirtiyor.