Asla unutulmayacak bir efsane: Zinedine Zidane
Popüler

Asla unutulmayacak bir efsane: Zinedine Zidane

Futbolu güzel bir oyun haline getiren, büyük oyunculardan biridir Zidane. Oynadığı her takımda sayısız başarılara imza atan efsane futbolcu, şu sıralar teknik direktör olarak Real Madrid’i tekrar zirveye taşımakla meşgul.

Zinedine Zidane hakkında bugüne dek binlerce şey yazıldı, çizildi ve konuşuldu. Fransa’da kahraman ilan edildi, Real Madrid’de kariyerinin zirvesine ulaştı. Ancak Zizou için tüm bu başarılar kolay elde edilmedi. 1972’de Fransa’nın Marsilya kentinde göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen efsane futbolcu, o zamanlar pek de tekin sayılmayan La Castellane’ın arka sokaklarında futbola başladı. Zamanla gösterdiği yetenekle birlikte dikkatleri üzerine çeken Zizou için futbol sokakla sınırlı kalmayacaktı.

13 yaşında Cannes minikler takımına seçilen oyuncu, ailesinin yanından ayrılarak Cannes’da geçici bir ailenin yanına yerleştirildi. Zidane bu dönemde ailesinden uzak olması nedeniyle sıkıntı günler geçirse de kendini gösterip 17 yaşında A takım forması giymeye başladı. 21 yaşına geldiğinde ise Fransa’nın önde gelen takımlarından Bordeaux’ya transfer olmayı başardı. Zizou için kariyeri asıl şimdi başlıyordu.

Zizou Dünya Kupası'nda

Muhteşem top kontrolü, oyunu iyi okuması ve attığı kritik paslarla Bordeaux’yu bir adım ileriye götüren Zidane, zamanla takımın vazgeçilmez oyuncularından biri haline gelir. O dönem Zidane’ın yeteneklerine hayran kalan Bordeaux teknik direktörü Rolland Courbis, Zidane’a 'Zizou' lakabını takar. Gösterdiği performansla Zizou, artık sadece Fransa’da ilgi çeken bir futbolcu değildir. 1996 yılına İtalyan devi Juventus'a transfer olan Zidane futbolculuk kariyerinde altın yıllarını yaşamaya başlar. Formasını giydiği İtalyan deviyle üç yılda tüm kulvarlarda 5 şampiyonluk yaşayan Zidane, en büyük patlamasını ise 1998 Dünya Kupasında gerçekleştirir. Fransa’da gerçekleştirilen turnuvada inanılmaz bir performans sergileyen Zidane, bir anda bayrak adamına dönüşür. O kadar iyi oynar ki o dönem İtalya’nın başında bulunan Cesare Maldini, Zidane için şu açıklamayı gerçekleştirir. “Zidane’ı almak için kadromdan beş adam verebilirim.”

1998 yılında Fransa’nın Dünya Kupasını kazanmasında büyük pay sahibi olan Zidane, ülkenin gururu haline gelir. Tarih boyunca göçmenlerle iyi ilişkiler kuramayan Fransa için artık yeni bir adım atılmıştır. Ancak bu kolay bir adım değildir. Spor medyası Zidane’ın etnik kimliğini her zaman gündemde tutmaya çalışır. Cezayir’le oynanan bir maçta ölüm tehditleri almaya başlar Zidane; bu olaylar kariyeri boyunca devam edecektir.

Transfer listelerinde ilk sırada

Euro 2000 başladığında tüm spor otoriteleri Fransa’yı favori gösterir. Kadrosunda Henry, Vieira ve Pires gibi önemli oyuncuları bulunduran Fransa’da en çok dikkat çeken isim yine Zidane’dır. 1998’de olduğu gibi harika bir performans göstererek Fransa’nın en büyük kozu haline gelir ve takımını bu sefer de Avrupa şampiyonluğuna taşır. Turnuvanın ve yılın futbolcusu seçilen Zidane artık dünyanın da en iyi futbolcusudur.

Turnuvadan sonra, Avrupa’nın önde kulüplerinin transfer listesinde ilk sırada Zidane vardır. Real Madrid başkanı, kulüp için yeni bir proje oluşturur: Figo’yu transfer eder ve tarihin en iyi takımını kurmak için geriye bir tek Zinedine Zidane'ı takıma alması kalır. Tarihler 2001 yılını gösterdiğinde futbol tarihine geçecek olay gerçekleşir. Zizou, tam olarak 75 milyon Euro bedelle, Real Madrid’e transfer olur. Bu olay futbol dünyasını derinden sarsar; Zidane artık dünyanın en pahalı oyuncusudur. Zidane’ın, Real Madrid’de kariyerinin en büyük başarısını yakalaması çok uzun sürmez. Kariyerinde en çok kaldırmak istediği kupaya bir sene sonra ulaşır. 2002 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde, Leverkusen ağlarına harika bir gol atan oyuncu maçın kazanılmasında da önemli bir rol oynar. Zidane, en çok arzuladığı kupaya ulaşırken, Real Madrid’de dokuzuncu kez kupaya uzanır.

Real Madrid’de gittikçe takımın efsanesi haline dönüşen Zidane için 2002 yılı pek de iyi geçmez. Dünya kupasında sakatlanan futbolcu, Fransa için büyük bir kayıp olmuştur. O sene Fransa tarihinin en kötü turnuvalarından birini yaşar. Sakatlığı düzeldikten sonra Zizou, Real Madrid’de fırtına gibi esmeye başlar. Her maçta performansını bir üst düzeye taşır. Ancak 2006 yılına gelindiğinde Zidane için kariyerinin sonu gözükmüştür. Ünlü futbolcu 2006 Dünya kupasından sonra futbolu bırakacağını açıklar. Peri masalının sonunu iyi bitirmek için turnuva boyunca üst düzey bir performans gösterir ve takımını finale kadar taşır. Final maçında İtalya’nın rakibi olan Fransa tekrar bir zafer istemektedir. Ancak maç Zidane için iyi başlamaz. Maç boyunca İtalyan defans oyuncusu Materazzi’nin tahrikleriyle uğraşan Zizou sonunda dayanamaz. Bir pozisyonda Materazzi’nin formasını çekmesi üzerine “Maçtan sonra alabilirsin” sözüne karşılık “Fahişe kız kardeşini tercih ederim” diyen Materazzi’ye attığı kafayla tüm kariyerini hiçe atar. Kırmızı kartla oyundan atılan Zidane için peri masalı güzel sonuçlanmamıştır.

17-08/22/zidane2.jpg

Yeni ve zorlu bir dönem

2006’da yaşanan olaylardan sonra bir süre Zidane bir süre ortalarda gözükmez. Emekliliğin tadını çıkarmaya çalışır. Seyahatlere çıkar, farklı işlerle uğraşır. Ancak hiçbir zaman tam anlamıyla futboldan uzaklaşamaz. Artık kafasında tek bir hedef vardır o da antrenör olmak. Zidane, geçmişte kendi arkadaşlarının yaptığı yanlışlara kapılmayarak antrenör olmak için hızlı bir adım atmaz. Hemen Avrupa’nın büyük kulüplerinden biriyle de anlaşmaz. Bunun yerine Zizou, bir süre gölgede kalmayı tercih eder. Efsanesi olduğu kulübe geri dönen Zidane, farklı görevlerde bulunur. Teknik direktör Carlo Ancelotti’nin yardımcısı olarak çalışma başlar. Carlo Ancelotti döneminde çok şey öğrenen Zidane kendini gittikçe geliştirir. Ancelotti döneminin sonra ermesinin ardından yönetim içinde konuşulan tek isim de Zidane olur. Yönetimin aldığı kararla birlikte Zidane artık Castilla’da teknik adam olarak görev yapmaya başlar.

Zidane, her ne kadar efsanevi bir isim olsa da teknik direktörlük zamanları kolay geçmeyecektir. Daha 43 yaşındadır ve spor medyasının 'iyi futbolcudan iyi teknik direktör olmaz' klişesine o da maruz kalmıştır. Ancak Zidane kısa sürede Real Madrid’de başarılar yaşamaya başlar. Fransız çalıştırıcı, eflatun-beyazlı ekipteki ilk kupa zaferini görevindeki dördüncü ayında Atletico Madrid’e karşı UEFA Şampiyonlar Ligi'ni kazanarak yaşar. Futbolcuyken aldığı kupayı bu sefer de teknik direktör olarak kazanmıştır. Hemen ardından Ağustos’ta UEFA Süper Kupa maçında Sevilla’yı mağlup eder. Daha teknik direktörlüğünün sekizinci ayında önemli başarılar elde eden Zidane, bir sene sonra Barcelona’nın önünde ligi tamamlar. Eksik olan lig şampiyonluğuna da ulaşmıştır. Ancak sırada tekrar UEFA Şampiyonlar Ligi vardır. Bu sefer rakip olarak Juventus’la karşılaşır. Tam beş yıl boyunca emek verdiği Juventus’u finalde teknik direktör olarak mağlup eden Zidane, ikinci kez Şampiyonlar Ligi’ni kazanır.

Real Madrid Teknik Direktörü Zidane, takımıyla çıktığı hiçbir kupa finalini şu ana kadar kaybetmedi. En son geçtiğimiz günlerde Süper Kupa karşılaşmalarında iki maçta da Barcelona’yı mağlup eden Zidane, kazandıkları İspanya Süper Kupası'yla Madrid ekibindeki teknik direktörlük kariyerinde 590 günde yedi kupa kazandı.

Zidane, gerek futbolcu gerekse teknik direktör olarak muhteşem başarılara imza atsa da hâlâ doyum noktasına ulaşmış değil. Kendisini gelecek günlerde daha çok kupa kaldırırken görmemiz kaçınılmaz bir son gibi karşımızda duruyor.

 17-08/22/screen-shot-2017-08-22-at-170632.png

 

İZLE
Mario Gómez Kamera Arkası
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası