Dönem dönem belirli sanat eserleri anı çok iyi yakalar ve herkes onları konuşur. 2022’nin mağara duvarındaki hiyeroglifisi ise hiç süphesiz eriyen yüz emojisi. Geçenlerde arkadaşlarımızla yemek yerken en çok hangi emojileri kullandığımızı konuştuk. Hepimizin kendi favorileri – tabii ki çoğunluğun baş aşağı gülümseme, ağzı olmayan surat - var. Ancak son dönemde “eriyen yüz emojisini” gerçek anlamda hissettiğim anları daha fazla yaşamaya başladığımı fark ettim.
Bu konulardaki otoriteye göre – Emojipedia - eriyen yüz hem gerçek anlamda “aşırı sıcaklardan bayılmak” gibi şeyleri tanımlamakta çok iyi iş görüyor hem de mecazi olarak “utanma, yerin dibine girme, korku” gibi duygularda.
Yavaş yavaş dibe batıyor hissi hepimize tanıdık gelebilir. Sonuçta her şey eriyor. İran ve Çin'de hızla, Amerika ve İngiltere’de fark edilmesi zor olsa da damla damla demokrasi eriyor. Son üç yılda sağlığımız, zenginliğimiz ve refahımız eridi. Gezegen gerçek anlamda eriyor.
Örneğin bu hafta Başbakanın (İngiltere) güvenilirliği eriyip gitti, kendisi her santimine kadar eriyen yüz emojisi gibi görünüyordu. Geçen ay Venedik Film Festivali'nde, Don't Worry Darling'in oyuncu kadrosu adeta emojiyi somutlaştırdı ve “eriyen yüz emojisi”nin gerçek hayatta neye benzediğini göstermiş oldu. (Filmdeki oyuncuların çoğu artık birbiriyle konuşamayacak kadar uzaklaşmasına rağmen sözleşmeleri gereği kırmızı halıda birlikte yürümek zorunda kaldı. Tüm dünya bu sahneleri izledik.) Eriyen yüz emojisi bir nevi işlerin kötü olduğunu bilmek ve onları görmezden gelmeyi seçmek demek. Bu da şu an içinde yaşadığımız dünyada akıl sağlığımızı koruyarak hayatta kalmak için makul bir seçenek gibi görünüyor.
“Eriyen yüzün güzelliği, umutsuzluktan sıkıntıya kadar tüm rahatsız edici duyguları yakalamasında ve hepsine bir cevap olabilmesindedir.”
Eriyen yüz çeşitli şekillerde karşımıza çıkıyor. Facebook ve Google'ın sürümlerinde, yere damlayan çarpık bir balmumu yüzü gibiyken; Microsoft sürümünde şaşı bakıyor. WhatsApp ve Apple'da yüzün yarısı yere dağılıyor gibi görünüyor ve gülümsemesi adeta “şu an eriyerek yok oluyorum” diyor. Her versiyonun kendine ait bir havası, bir anlamı, bir tarzı yani kendi yolu var. Tıpkı bir Francis Bacon tablosu gibi. Eriyen yüzün güzelliği, ister 30 yıl içinde Londra'nın hangi bölgelerinin sular altında kalacağını gösteren bir haritaya yanıt olarak, ister biber sosu düşürdüğünü fark ettiğiniz anda olsun, umutsuzluktan sıkıntıya kadar tüm rahatsız edici duyguları yakalamasındadır ve hepsine bir cevap olabilmesindedir.
Eriyen yüz emojisinin grafik tasarımcısı Erik Carter geçen yıl New York Times'a “Emojiler doğal olarak o kadar da derin şeyler değil. Bazen bazı şeyler karşısında elimizden gelenin en iyisi; eriyip ya da yok olup giderken gülümsemekmiş gibi geliyor" diyerek emojinin arkasındaki duyguyu anlatıyor.
Akşam yemeğinde eriyen yüzü şiddetli bir biçimde savunmaya çalıştım, hatta bir ara yüzü taklit bile etmeye çalıştım ama maalesef kendi yüzümün sınırları buna izin vermedi. Aslında eriyen yüzün dışarıdan dışarıdan görülemeyecek şekilde içeriden bir yok olmak isteyecek kadar utanmayı ya da yerin dibine geçmek istemeyi temsil ettiğini fark ettim. Dışarıya iyiymiş gibi davranırken aslında emoji utanç ve stres içinde boğuluyor. Eh bununla kim empati yapamaz ki?
British GQ
