43 yaşındaki Nikolaj Coster-Waldau, aslında bu sektörde yeni bir isim değil. Bugüne dek Tom Cruise’un geçen yıl vizyona giren Oblivion filmi de dahil olmak üzere 30’dan fazla yapımda rol aldı. Fakat oynadığı hiçbir karakter, Game of Thrones’ta canlandırdığı Jamie Lannister kadar ses getirmedi.
Önümüzdeki aylarda beşinci sezonu yayınlanacak olan Game of Thrones’un, bölüm başına 13.6 milyon izleyiciyle Amerikan televizyon kanalı HBO’nun Soprano’dan sonra en çok ilgi gören dizisi olduğunu düşünecek olursak, bu duruma şaşırmak saçma olur. Tabii Jamie Lannister’ın, dizinin en can alıcı karakterlerinden biri olduğunu da hesaba katmak gerek.
Belki de bu nedenle, dizinin yaratıcıları David Benioff ve D. B. Weiss, Jamie Lannister’ı canlandıracak kişinin yakışıklı, karizmatik ve tehlikeli görünmesi gerektiğini söylüyordu: “Onun bir katil olabileceğine herkes inanmalıydı. Bu nedenle de sıkı bir Hollywood yıldızına ihtiyacımız vardı.” Ancak görüşmeler sonucu akıllarına yatan isimlerin takvimlerinin hep dolu olduğunu gördüler. Oysa o sıralarda biri, yeterince meşgul değildi...
Kopenhag’ın güneybatısındaki Tybjerg adlı ufak bir kasabada büyüyen Coster-Waldau, kütüphaneci bir anneyle özel bir şirkette idari işlere bakan bir babanın oğlu. Babasının alkol sorunu, o henüz altı yaşındayken anne-babasının ayrılmasıyla son bulsa da aileye çok çektirir. Bir röportajında evdeki bu kargaşadan kaçmak istediğini anlatan Coster-Waldau, soluğu National Theatre School’da alır. Başvurusunun kabul edilmesiyle, 2011’de zirveye ulaşacak oyunculuk hayatı başlar.
Onu yeni yeni tanımamızın nedeni yaşadığı ardı arkası kesilmeyen şansızlıklar. Mesela 2000 yılında tesadüf eseri Londra’dayken Guy Ritchie imzalı Lock, Stock and Two Smoking Barrels için seçmelere katılır. O esnada Hollywood’lu bir yönetmen kendisini keşfedip yakında çekeceği macera filmi için harika bir isim olacağını düşünür. Böylece yalnızca birkaç saat içinde kendisini Los Angeles’a giden uçakta bulur Coster-Waldau. Ancak son anda bir değişiklik yaşanır ve Türkiye’de Dikey Limit adıyla vizyona giren filmdeki başrolü Chris O’Donnell kapar.
Yetmez; dört yıl önce yine Los Angeles’tayken, hep direkten dönen projelerine bir yenisi eklenir. Yüksek bütçeli bir bilimkurgu filmi için kendisine sunulan teklifi kabul ettikten birkaç gün sonra, yapımcı tarafından rol için fazla yaşlı bulunarak sözleşmesi iptal edilir.
En güzel yanılgı
Ama hikayenin devamı hem onun için hem de bizim için mutluluk dolu. Coster-Waldau ülkesine dönmeden önce ajansı son bir görüşme yapması konusunda ısrar eder. HBO’nun yeni yayına sokmaya hazırlandığı dizide Jamie Lannister karakteri için istemeye istemeye görüşmeye gider: “İlginç bir senaryo olduğunu düşünmüştüm ancak ejderhalar ve fantastik bir dünyadan çok da emin değildim. Sanırım şansım yine yaver gitmeyecekti.”
Hayatında yanıldığı çok olmuştur Coster-Waldau’nun. Ama hiçbir yanılgı, bu kadar işine yaramaz.
Coster-Waldau, Hollywood’taki bu kötü ününü yerle bir edecek kadar uzun süredir ekranlarda. Ve tartışmasız, son dört yılın en hızlı yükselen yıldızı. Game of Thrones’la birlikte dönen şansı, bu yıl Cameron Diaz’la birlikte çektiği The Other Woman ve 2016’da vizyona girmesi beklenen Gerard Butler’la başrol oynadığı Gods of Egypt ile devam ediyor.
O, peşini bırakmayan tüm şanssızlıklara rağmen geç de olsa geldiği bu noktada, koca bir övgüyü hak ediyor. Yani Yılın Uluslararası Starı ödülü fazlasıyla doğru bir yere gidiyor. Önümüzdeki yıllarda, bu ödülün karşılığını daha çok sıkı filmle alacağımızdan da eminiz. Neden mi?
Çünkü bir Lannister daima borcunu öder.
Röportajın tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Kasım: Men of the Year 2014 özel sayısında ve GQ Türkiye Dijital iPhone/iPad/Android edisyonunda...