Filmler Giyinmek Hakkında Bize Ne Öğretebilir?

Russel Crowe ve Ryan Gosling’in başrolü paylaştığı The Nice Guys, sürükleyici senaryosunun yanı sıra kostümleriyle de ilham kaynağı. Deri ceketler, bol ve kısa kollu gömlekler, geniş yakalı takımlarla 70’lerin modasını günümüze geri getirmek mümkün.

Çıkardığımız Ders: Geniş yakalardan hoşlanmayanlar; süet ceketler ve kadife kumaşları tercih ederek 70’lerin şıklığını yakalayabilirsiniz.

Modayı yatak odasına taşımak deyince sizin de aklınıza, Breathless’ın başrol oyuncusu Jean-Paul Belmondo’nun akıllara kazanan yatak sahnesi geliyor mu? Belmondo’nun pek de çaba harcamadan stil sahibi görünebilmesi ve bunun, canlandırdığı suçlu karakteriyle nasıl bütünleştiği dikkatimizden kaçmıyor.

Çıkardığımız Ders: Bu film, siyah üzerine beyaz çizgili pijama takımınızla yatakta da stil sahibi olmanızın mümkün olduğunu kanıtlıyor. Tabii, yatak modası denildiğinde bornozları da unutmamak gerek.

American Gigolo’da erkek bir eskortu canlandıran Richard Gere, Giorgio Armani imzalı çift dikişli takımları hepimizle tanıştırmıştı. Pudra rengi bol takımıyla konforu yakaladığı belli.

Çıkardığımız Ders: Takımınızı yumuşak ve hafif kumaştan seçin, vücudunuzu saran ancak rahat bir takım elbiseniz olsun.

1970 yapımı Love Story, Ali MacGraw ve Ryan O’Neal arasında geçen aşkı konu alıyor. O’Neal’ın kostüm seçimleri yünlü dokular ve spor şıklığını bir araya getiriyor.

Çıkardığımız Ders: Bu klasik kombin için Louis Vuitton slim-fit pantolonlar ve tenis ayakkabılarını tercih edebilirsiniz.

Yönetmen Wes Anderson’ın başyapıtı The Royal Tenenbaums, geride 15 yılda oyuncu performansları ve sıra dışı kostümleriyle bir klasik haline gelen bir film. Eski bir tenisçiyi canlandıran Luke Wilson’ın hardal rengi spor takımı ve saç bandanası filmin en akılda kalıcı detaylarından.

Çıkardığımız Ders: Spor kıyafetler içinde stil sahibi görünmek tabii ki mümkün. Wilson’ın klasik tarzını, Prada ve Gucci polo tişörtlerini pamuk takımlarla kombinleyerek yakalayabiliriz.

Hollywood’da erkek modası denince akıllara gelen Colin Firth, bu filminde de Tom Ford takımlarıyla izleyiciden tam not almıştı. Kullandığı yünlü kazaklarla ilgimizi çeken bir diğer karakter ise Nicolas Hoult.

Çıkardığımız Ders: Hoult’un soluk beyaz angora kazaklarıyla dokunma duyunuzu harekete geçirin.

50’li yılların (ve açıkçası tüm zamanların) ikonlarından Marlon Brando’nun canlandırdığı Stanley Kowalski karakteri, sade ama etkileyici tarzıyla herkesin ilgi odağı olmayı başarmıştı. Dar kesim bisiklet yaka tişörtler ise filmin efsaneleşmiş parçası olarak biliniyor.

Çıkardığımız Ders: Bir klasik olan Brando görünüşünü yakalayabilmek için klasik, sade tişörtlerden şaşmamalı.

70’lerde sinema tarihine damga vuran görüntülerden biri de denim takımları ve kovboy çizmeleriyle Martin Sheen.

Çıkardığımız Ders: Denim şıklığı için kombinlerini sade ve benzer tonlarda tutmalı. Kusursuz görünüşü içe giyilen beyaz tişörtle tamamlamak mümkün.

Başrollerini Jude Law ve Matt Damon’ın paylaştığı bu film izleyiciye bronz ten ve plaj kombinlerinin uyumunu gösteriyor. Yazlık pantolonlar ve deri espadriller sıkça tercih edilmiş.

Çıkardığımız Ders: Doğal renklerde seçilmiş bol pantolon ve şık espadrillerle, tatil şıklığını yakalayabilirsiniz.