En zor deplasman: Mars
Teknoloji

En zor deplasman: Mars

Erken kalkan yol alır. Bütün ömrümüzü “Marslılar saldırıyor" temalı filmlerle geçirecek değiliz. Toparlanın, Mars'a gidiyoruz.

Dünyanın en güzel işi hangisi? Avustralya açıklarında bir minik ada düşünün. Göreviniz oraya bakmak, kollamak, blog yazmak, adadaki tesislerde keyif çatıp onları dünyaya tanıtmak... Bu iş için 2009’da ilan verildiğinde 35 bin kişi başvurmuştu. Hamilton Adası’ndaki görevi İngiliz vatandaşı Ben Southall kaptı. Ardından da, doğruya doğru, rüya gibi bir yaşam sürdü.

Görüp görebileceğimiz en cazip iş bu değilmiş meğer. Panoda şu an tüm dünyaya hitap eden, akla hayale sığmayacak bir iş ilanı duruyor. Üstelik öyle rüya gibi bir işten de bahsetmiyoruz. Başvuranlara insanüstü çalışma koşulları, kan, ter ve gözyaşı vaat ediliyor. Tuhaftır, kimsenin gözü korkmuşa benzemiyor. Aksi takdirde 85 bine yakın kişi bu ilanın üstüne atlamazdı.

İş tanımını verelim: Mars’a gitmek, orada bir yaşam inşa etmek ve bir daha geri dönmemek. İlan herkese açık.

Yani, klişeyi kullanmadan geçersek ayıp olur, bu işi kapan için küçük, insanlık için büyük bir adım bizi bekliyor. Ay’da attığımızdan çok daha büyük, çok daha görkemli ve çok daha dramatik bir adım... Kanınız gerçekten deli deli akıyorsa, uzaya tutkunsanız, sevgilinizle çok şiddetli bir kavgaya tutuştuğunuz için her şeyi geride bırakmak istiyorsanız, bu dünyadan umudu kestiyseniz ya da mücadeleye başka bir gezegende devam etmek istiyorsanız, bu adımı atan siz de olabilirsiniz. Kadın-erkek fark etmez, öyle çok okuyup yazmış olmanıza da gerek yok. Bu meselede niyet önemli. Kendinize güveniyorsanız başvurunuzu Hollanda merkezli kâr amacı gütmeyen kuruluş Mars One’a yapacaksınız. Yeterince dayanıklıysanız ve şansınız da yaver giderse, sizi 2023’te kızıl gezegene bu kuruluş indirecek.

2011’de kurulan Mars One meseleye “Denemekten zarar gelmez” diye bakmıyor, fazlasıyla ciddi. Danışma kurulunda konunun uzmanı seçkin bilim insanları bulunuyor. Nobel ödüllü fizikçi Gerard’t Hooft kuruluşun “elçi” diye tanımlanan yüzlerinden biri. İşin içinde PR’cılar, televizyoncular, iletişim bilimciler, reklamcılar var. Pasta büyük.

Geri dönüş yok

Mars One’ın kurucususu Hollandalı genç girişimci/bilim adamı Bas Lansdorp, “Mart 2011’de işe başlamamızla beraber dünyanın dört tarafından bilim ve iş insanlarının desteğini aldık, uzay ve havacılık şirketleri yanımızda” diyor: “Mayıs 2012’den itibaren halk da sürece dahil oldu. Yatırımcılar ve sponsorlar geliyor. Rüya gerçek olacak.”

Rüyayı kelimelere dökelim: Mars One, 2022’de Mars’a, içinde özel eğitimli dört astronotun bulunduğu bir uzay mekiği yollayacak. Mekik 2023’te gezegene inecek. Ekibe her iki yılda bir dörder kişi daha eklenecek. 2033 itibarıyla gezegende 20 kişilik bir koloni oluşacak ve bu kaşifler bir daha dünyaya dönmeyecek. Hayatlarının sonuna kadar Mars’ta kalıp, arada bir uzaklarda beliren o minik mavi noktaya bakarak iç çekecekler.

Romantizme çok da yer yok gerçi, iç çekmeye bile vakit kalmayacak. Koloninin üyeleri arttıkça kendi kendini idare etmede daha da yeterli hale gelmesi planlanıyor. Yerleşim bir köye dönüşecek ve üretim başlayacak. Ama öyle Age of Empires’vari, koyun-keçilerin etrafa yayıldığı, en yakın çalıdan böğürtlen toplandığı, zahmetsizce maden çıkarıldığı kolay bir hayat beklemeyin. Mars’a gitmek havalı ama gezegende pek bir nimet var gibi durmuyor. Astronotların temel uğraşı inşaat ve bakım olacak.

İlk varanlar medeniyeti neredeyse sıfırdan kuracak. Araçların arasına koridorlar döşeyecekler, güneş panelleri yerleştirecekler, seralar kuracaklar. Bitki yetiştirecek, keşfe çıkacaklar. Üstelik tüm bunları yaklaşık eksi 50 derecede, dünyanın üçte biri oranında yerçekimiyle, kum fırtınalarına göğüs gererek ve muazzam radyasyondan korunmayı umarak gerçekleştirmeye çalışacaklar. Zor iş.

Sıkılanlar için geri dönme opsiyonu da yok. Farklı yerçekiminde uzun süre kalınca vücut dünyaya bir daha adapte olamıyor. Zaten Mars One projesini mümkün kılan sebeplerden biri de bu. Esas masraf kalemi geri dönmek; bu seçenek ortadan kalkınca işler ucuzluyor.

Yazının devamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Temmuz sayısında ve GQ Türkiye iPad edisyonunda.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası