1. “iPhone’umdan, iPad’imden, Blackberry’imden gönderildi” mesajını kaldırın. Bir sene önce kabul edilebilirdi ama artık hava atmaya çalışmaktan öteye gitmiyorsunuz.
2. Garip email'lere sahte “ofis dışında” otomatik cevabı göndermekte sorun yok. Buradaki kilit nokta cevabı 28 saniye içinde göndermiş olmak. Masaüstünde bir tane hazır şablon tutun.
3. Gerçekten tanışmak istediğiniz insanları LinkedIn’de eklemeyin. Burası sadece özgeçmiş oluşturmak için kurulmuş bir veri bankası.
4. E-mail adresiniz adınız@adınız.com olmasın! Aynı durum ben@adınız.com için de geçerli. Bu şekilde sadece kabına sığamayan bir megaloman ya da ilgi manyağı gibi görünürsünüz.
5. Bir e-mail’ı bitirirken ne dediğiniz sizin hakkınızda önemli mesajlar verir. Örneğin; Ciao. İtalyan ya da Silvio Berlusconi’nin Türkiye’deki basın danışmanı değilseniz lütfen bu tip veda sözlerinden uzak durun. Sevgiler. Garip. İçten dileklerinizi aile üyelerinize saklayın. Xxx. İş arkadaşınızla duygusal bir ilişkiniz mi var?! İsminizin baş harfi. N’oldu, adınızı yazacak vaktiniz mi yok? Kimse o kadar meşgul değil. Ciao ama yanlış yazılmış. “Çav!” Ofisteki herkes şu anda sizinle dalga geçiyor.
6. Kendinizi Google’da arayın. Bu narsistlik değil; sadece lise yıllarında yazdığınız şiirin sizi hala takip etmiyor olduğundan emin olursunuz.
7. Öğrenin: Cloud. Başlangıçta bir erkeğin bilgisayarı onun kalesi gibiydi ve oraya kaydettiği her şey kişiye özeldi. Ama riskleri vardı. Eskaza bilgisayar çökse hard diskte kayıtlı olan tüm bilgiler sonsuza kadar yok oluyordu. Cloud buna bir alternatif sundu. Artık Gmail hesabınıza bir belge kaydedip onu başka bir bilgisayardan ya da yerden görüntüleyebiliyorsunuz. Aslında o sistem Cloud’u kullanarak bunu yapıyor – bilgileriniz bir dizi server üzerinde kaydediliyor. Bunun size getirdiği iki avantaj var: Birincisi belgeler internet üzerinde kayıtlı olduğu için bilgisayarınızın başına ne gelirse gelsin bilgiyi kaybetmiyorsunuz. İkincisi kaydettiğiniz bilgilere dünyanın her yerinden ulaşabilirsiniz. Cloud ilk kez 2004’te amatör bilgisayar kullanıcılarını hedef alan bir projenin parçası olarak hayata geçti. Fakat kısa sürede dönemin süper donanımlı bilgisayarlarını bile geride bırakacak bir işlem hızına erişti. Bugün Cloud sevdiğiniz parçalardan müzik türüne kadar her tür bilgiyi saklayabiliyor ve Apple iCloud kullanan herkes kendi müziğini istediği yerden dinleyebiliyor.
8. E-mail ayarlarınızı “Gönder” butonuna bastıktan sonra iki dakika bekleyecek şekilde ayarlayın. Zira bu kariyerinizi kurtaran bir karar olabilir.
9. Kişisel bir font belirleyin. Bazen ne dediğiniz değil hangi fontla dediğiniz önemlidir...
• “Geleneksel”. Times New Roman ya da Courier New. Bilgisayarınız henüz kağıt takılmamış ama tam gaz çalışan bir daktilo gibi. E-mail’lere “İlgiliye” diyerek başlayıp, “Saygılarımla” ya da “En iyi dileklerimle” diye bitirmek için ideal. Siz geleneklere bağlı, eski yöntemleri seven ve alışkanlıkları olan birisiniz.
• “Meşgul karakter”. Arial ya da Calibri, tüm harfler küçük, bütün bir e-mail tek bir satırdan oluşuyor. Kısa birkaç sözcükten oluşan tümceler virgüllerle ayrılıyor. Siz e-mail gibi sıradan işler için çok meşgul birisiniz.
• “VURGULU”. Siyah, Arial Bold, tüm harfler büyük ve imladan eser yok. Siz savaş sonrası hayatı kurtulmuş bir komutansınız. Robot gibi sert ve güçlü.
10. Doğru uygulamaları kullanın. Sadece tabanca sesi ya da şerefe yapılan kadehlerin ses efektlerinin yer aldığı gereksiz, sıradan aplikasyonlara paranızı harcamayın.
İhtiyacınız olan en önemli 10 uygulama şunlar:
• Ubersocial. Twitter’ı en iyi şekilde kontrol etmek için.
• GQ (International). En gerekli uygulama her zaman elinizin altında olmalı.
• Instapaper. Kaydettiğiniz uzun makale ve email’leri boş zamanınızda okuyabilin diye.
• Epicurious. Ne pişirmek isterseniz
•Flight Control. Boş zamanlarınızı eğlenerek geçirebilirsiniz
• Real Tools. Böylece o rafı başkasına taktırmanıza gerek yok.
• Word lens. Yabancı diller başınıza dert olmasın.
• Flight Tracker. Uçağınızı kaçırmayın
•TED. Her yerde en zeki siz olun.
YARIN: Bölüm 2: Twitter
Yazı: Nicky Woolf
