Bazı insanlara hediye almak diğerlerine göre daha kolaydır. Bu durum, özellikle hediye almayı düşündüğünüz kişi aynı zamanda stil sahibi biriyse daha da geçerlidir. Örneğin, listenizde Paris Moda Haftası’nı March Madness ciddiyetiyle takip eden ve/veya loopwheel yöntemiyle üretilmiş tişörtlerini kurutma makinesinin içine atma fikri karşısında dehşete düşen biri varsa, ne demek istediğimizi muhtemelen biliyorsunuzdur.
Hayatınızdaki erkek giyim meraklısı size tam olarak ne istediğini söylemedikçe (ideal olarak tercih ettiği satıcıya giden bir link, ayrıca net beden ve renk bilgisiyle birlikte), ona herhangi bir giysi almak oldukça yüksek riskli bir iştir ve muhtemelen bu strese değmez. Neyse ki, tarayıcı geçmişini gizlice kurcalamayı gerektirmeyen, onu hem şaşırtacak hem de mutlu edecek bir yol var. İyi bir erkek giyim kitabı, özellikle nadir bulunan ya da baskısı tükenmiş bir kitap, en az giysi kadar düşünceli bir hediyedir; üstelik daha da iyisi, her zaman kusursuz uyum sağlar. İşte hediye fişine gerek kalmadan hedefi tam on ikiden vuracağı kesin olan birkaç öneri.

Erkek giyiminin yaşayan duayeninden temel bir okuma. Boyer’ın tarihsel bilgisi ve trençkotlardan ascot kravatlara kadar uzanan uzman tavsiyeleri, 1985’te ne kadar geçerliyse bugün de o kadar geçerliliğini koruyor.

Eski bir GQ bakım yazarı ile o dönem henüz tanınmayan bir fotoğrafçı olan Bruce Weber’in iş birliğinin ürünü olan bu 1977 tarihli kitap, erkeklerin görünümlerine bilinçli olarak özen göstermesi gerektiğini ima ettiği için yayımlandığı dönemde tartışma yaratmıştı. Yani kısacası, zamanının oldukça ilerisindeydi.

1984 civarındaki Japon moda sahnesinin bir anlık görüntüsü. Sokak stili fotoğraflarının yanı sıra Issey Miyake, Yohji Yamamoto ve Rei Kawakubo’ya dair portreler de içeriyor.

Eğer 1700’lerden 1995’e kadar erkek giyiminin kapsamlı ve zengin görsellerle desteklenmiş tek bir tarih kitabını alacaksanız, bu mutlaka o kitap olmalı.

1970’lerin ortalarından kalma bu zaman kapsülü, yaklaşık elli denim tutkununun çalışmalarını bir araya getiriyor ve özenle işlenmiş tulumlarının ve kamyoncu ceketlerinin birer sanat eseri olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde iddialı bir tez ortaya koyuyor.

Gelecekte biri bu yüzyılın ilk yirmi yılında insanların nasıl giyindiğini merak ederse, bu kitap başlıca kaynaklardan biri olacak. Hollandalı sanatçı ve sokak fotoğrafçısı Hans Eijkelboom tarafından 20 yıl boyunca derlenen, benzer şekilde giyinmiş yayaların fotoğrafları, modanın hem kaydı hem de yorumu niteliğinde.

90’lar kaykay stilinin etkisi bugün her yerde hissediliyor, ancak fotoğrafçı Pete Thompson bunun başladığı anda oradaydı. Kitap, sayısız etkileyici ollie’yi belgelemenin yanı sıra, dönemi tanımlayan kaykaycılar üzerinden o yılların görünümünü ve ruhunu ölümsüzleştiriyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.