Spor dünyasına her yeni gün yeni bir yıldız adayı katılırken dünyada ve ülkemizde futbol, motorsiklet, basketbol ve tenisin geleceğini belirleyecek genç isimler bu listede.
1 / 8
Ünlü rap grubu 50 Cent’in solisti Curtis Jackson’ın boksa düşkünlüğü biliniyor. Son olarak geçen mayıs ayında boks tarihinin en pahalı maçı olan Floyd Mayweather-Manny Pacquiao karşılaşmasında, yakın arkadaşı Mayweather’ın kazanacağına dair 1.5 milyon dolarlık bahis oynamış ve kazanmıştı. Curtis Jackson, 2012 yılından beri de genç boksörlerin menajerliğini yapan bir şirketin sahibi. Bu şirketin 2013’te kadrosuna kattığı Ryan Martin ise spor otoriteleri tarafından geleceğin en parlak yıldız adaylarından biri olarak gösteriliyor. Jackson amatör günlerinde çok sayıda madalya toplamış olan genç yeteneğe “Blue Chip” lakabını takmış. Mavi fiş anlamına gelen Blue Chip, borsada büyük firmalara ait ve yıllar itibarıyla istikrarlı bir seyir izleyen menkul kıymetlere verilen isim. Ryan’ın yeteneği, Curtis Jackson’ın medyadaki güçlü bağlantılarıyla birleşince geçen sene genç boksörün çıktığı sekiz maçın en önemlileri ESPN, HBO Sports gibi kanallarda yer buldu. Hiç şüphesiz genç Amerikalının adını bu seneden itibaren çok daha sık duyacağız.
2 / 8
Bu sene NBA draft’ında ikinci sırada bulunan Los Angeles Lakers, Ohio State Üniversitesi’nden, 1996 doğumlu oyun kurucu D’Angelo Russell’ı seçti. Bu gençten gözünüzü ayırmazsanız, muhtemelen sezon sonunda yılın çaylağı ödülünü alışına tanıklık edeceksiniz. Otoriteler fiziksel yeterliliğini sorgulasa da safkan bir yetenek olduğu konusunda hemfikir; bencillikten uzak oyununu ve oyun zekasını da takdir ediyorlar. Yine de NBA’e adım atmanın, her çaylak üzerinde korkunç bir baskı yarattığını unutmamak lazım. O baskıyla nasıl mücadele ettikleriyse tarihin onları nasıl yazacağını belirliyor. Baskı demişken... D’Angelo’nun bu sezon kadroda, yerini doldurması gereken ismin Kobe Bryant olduğunu söylemiş miydik?
3 / 8
Kendini kanıtlamak isteyen savaşçı bir oyuncu ve 1’inci lige yükselmeyi hedefleyen bir takım... Bakın, buradan destansı bir hikaye çıkabilir. Beşiktaş’ın 21 yaşındaki savunma oyuncusu Atınç Nukan, Almanya Bundesliga 2’nci lig takımlarından Red Bull Leipzig’le beş yıllığına anlaştı. Güçlü sponsoru sayesinde ciddi yatırımlar yaparak geçen yıl Bundesliga 2’ye yükselen Leipzig’in bu sezon hedefi Bundesliga’ya yükselmek. Atınç için gözden çıkardıkları rakamsa hem bu hedefe doğru yürürken maddi sıkıntı yaşamayacaklarının hem de Atınç’ın düzenli forma şansı bulacağının kanıtı. Onun ihtiyacı olan da işte bu istikrar. Beşiktaş altyapısında yetişen milli oyuncumuz, yeteneği fark edilip A takımla ilk maçına çıktığında sadece 15 yaşındaydı. Yeteneği bir kenara, Türk futbolunda son yıllarda fiziği onun kadar güçlü bir stoper yetişmedi. Ancak o mevkide oynayan oyunculara yetenek ve fizik yetmiyor malum, tecrübe her şeyden önemli. Ve A takıma yükseldikten sonra arka arkaya yaşadığı teknik direktör değişiklikleri nedeniyle bir türlü kadro istikrarı yakalayamayan Atınç, bu eksiğini kapatabilmek için en doğru kararı vermiş gibi görünüyor. Bu sene yeni takımıyla bir şampiyonluk yazabilirse kahve fincanı kapatmaya gerek yok, ona üç vakte kadar İngiltere yolu görünüyor. Ne de olsa artık West Ham United’ın başında onu yakından tanıyan bir isim var.
4 / 8
Bir yıldızın doğuşuna tanıklık etmek istiyorsanız, bu sezon gözünüzü ondan ayırmayın. Dünya futbolunun devi Manchester City, geçen yıl ekim ayında The Guardian gazetesinin yayınladığı “Gelecek Vaat Eden 40 Futbolcu” listesindeki tek Türk olan Bursaspor’lu Enes Ünal’ı dört yıllığına renklerine bağladı. Enes’i bu sezonluk kendisine çok yakışan mavi formayla görmeyeceğiz çünkü onun hikayesi de birçok dünya yıldızı gibi genç yaşta imza attığı büyük kulüpte, kulübede oturmak yerine tecrübe kazanması için başka bir takıma kiralanmasıyla başlıyor. Manchester City, kadrosundaki kuyruklu yıldızların çokluğu nedeniyle Enes’i alır almaz Belçika takımı Genk’e kiraladı. Şimdi Enes’in önünde tüm hayatını değiştirebilecek bir sınav var. Biz de milli oyuncumuzun hırsına hırs katmak için kendisine ezeli rakibinden bir ilham kaynağı verelim. 1994-95 sezonunda Sir Alex Ferguson, sadece kupa maçlarında kadroya girebilen 19 yaşındaki oyuncusunu kendisini ispatlaması için alt lig takımlarından Preston North End’e kiralar. Genç oyuncu, ilk maçında yeteneğini gözler önüne serer ve takımının kazandığı köşe vuruşunda topu doğrudan Doncaster Rovers ağlarına bırakır. İkinci maçında Fulham kalecisini avladığı serbest vuruş golü, hayranlık uyandırır. Preston North End’in zor günlerinde taraftarın kahramanı olur, ilk 11’deki yerini sağlamlaştırır. Bu gelişmeleri yakından takip eden Sir, oyuncusunu sezon sonu gelmeden Manchester United’a geri çağırır. Sonra mı? Sonrasını biliyorsunuz, David Beckham’ı övdürmeyin bize şimdi.
5 / 8
Süper Lig’de mücadele eden takımlarımızdan birinin altyapısında oynayan bir oyuncunun yurtdışına transfer edilmesi çok alışık olduğumuz bir durum değil. Bu işte parmağı olan isim, alışık olmadığımız işlere imza atan Abdullah Avcı olunca çok da şaşırmamak gerekir. Abdullah Hoca sadece başına yeni geçtiği İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü’nün 2014-15 sezonunda kümede kalma hedefini dördüncü sıraya kadar taşımadı, aynı zamanda genç oyunculara en fazla değer veren futbol adamlarından biri olduğunu kanıtladı. Takımının altyapısında forma giyen genç oyuncusu Cerem Talha Dinçer, İspanya’nın önemli kulüplerinden Villarreal’le üç yıllık sözleşme imzaladı. Futbola Fenerbahçe altyapısında başlayan genç oyuncumuzun, U21 Ligi’nde 21 maçta 10 golü, U19 Ligi’nde 29 maçta 15 golü, U17 Ligi’ndeyse 34 maçta 18 golü bulunuyor. Cerem yeni takımıyla mayıs ayında çıktığı ilk hazırlık maçında da hat trick yaparak bizi mahcup etmeyeceğini gösterdi. Görünen o ki, bu sezon ondan çok daha güzel haberler alabileceğiz. İlham kaynağını da uzaklarda aramasına gerek yok. Arda abisinin izinden gitsin, yeter.
6 / 8
Sizlere yeni Marc Márquez’i tanıtmak isteriz. Uyarmadı demeyin, bu sezon rekabetin kıran kırana olduğu Moto3’te yarışacak olan 16 yaşındaki bu çocuk, istatistikleri altüst edecek. Yaşının küçük olmasına da aldanmayın, kendi yaş grupları arasında çok sayıda rekor kırmış 11 senelik bir sporcu var karşınızda. Bu durumda, yaşıtlarına göre de hayli gözüpek olduğunu söylememize gerek yok herhalde. Genç Fransız’ın, MotoGP’ye gelerek dev isimleri alt edebilmesi için birazcık daha zamana ihtiyacı var belki ama hiç şüphesiz onun bu sene başlayacak zirve tırmanışına tanıklık etmek de çok zevkli olacak.
7 / 8
Geçen sene bu zamanlar, Basel’de düzenlenen ATP 500 turnuvasında, olmaz denilen oldu ve 17 yaşındaki bir çocuk, Rafael Nadal’ı 2-0 yenmeyi başardı. Üstelik genç Hırvat maça fırtına gibi başlayıp ilk beş oyunun tamamını alınca, yıldız oyuncu neye uğradığını şaşırmış, mağlubiyeti sakatlığına bağlamıştı. Borna Coric ise bu galibiyetle dünya sıralamasında 124’ten 100’e yükseldi ve ilk 100’e giren en genç oyuncu unvanını aldı. Genç oyuncu bugün 36’ncı sırada ancak tenis sporunu yakından takip edenler iyi bilir, zor olan buradan sonra yükselebilmek. O yüzden bugüne kadar radarınıza takılmadıysa şimdi tam zamanı. Peki bu sezon fiziğinin yetersizliği konusundaki eleştirilere cevap verebilecek kadar güçlenir ve istikrarlı bir şekilde yoluna devam edebilirse 10 sene sonra bir Novak Djokovic olur mu? Djokovic, “Borna’yla antrenman yaparken kendimle oynuyormuş gibi hissediyorum” dediğine göre olur.