Meslektaşlarının ona “Big Guy” demesi boşuna değil. Özgür Tetik, ultra maratoncularda görmeye alışık olmadığımız bir fiziğe sahip. Haliyle onun rutin antrenmanında karşısına dikilmek de kolay olmadı.
Meslektaşlarının ona “Big Guy” demesi boşuna değil. Özgür Tetik, ultra maratoncularda görmeye alışık olmadığımız bir fiziğe sahip. Haliyle onun rutin antrenmanında karşısına dikilmek de kolay olmadı.
1 / 9
Yaşam alanı metropollerle sınırlanmış kişilerin bunu ne kadar muhafaza ettiği şüpheli olsa da, homo sapiens’in doğayla uyumu gerçekten hayranlık verici. İnsan vücudunu daha yakından inceleyince uzun mesafe ve yüksek direncin yaradılışımızda olduğunu anlıyoruz. İnsan ve koşu arasındaki bu köklü ilişkiyi en kapsamlı inceleyenlerden biri olan Christopher McDougall, Born to Run adlı kitabında uzun mesafe koşularının acı ve tehlikeyle özdeşleştirilmesinin 20’nci yüzyıl insanına özgü olduğunu söylüyor.
2 / 9
Harvard’lı biyolog Daniel E. Lieberman ise 2007’de yayımladığı The Evolution of Marathon Running başlıklı makalesinde, insanın diğer memelilerden daha kötü bir sprinter ancak en iyi endurance koşucusu olduğunu vurguluyor. Öyle ki, insan sıcak bir günde 45 km’lik parkuru çoğu attan daha iyi koşabilir. Bunun arkasındaki en önemli faktör, en iyi soğutma yani terleme özelliğine sahip olmamız. Bu özelliğimiz bizi uzun koşularda neredeyse tüm hayvanların önüne geçiriyor. Nihayetinde, insanoğlu varlığını sürdürebilmek için ilk günden beri koşuyor…
3 / 9
Ama bu durum 20’nci yüzyılda radikal bir şekilde değişti. Modern şehir hayatı bizleri yatağından kalkıp otomobiliyle işine giden, tüm gün ofisinde oturup tekrar otomobille evine dönen bireyler haline getirdi. İşbu zayıf ve çeşitlilikten uzak rutini sürdürürken, bir yandan da kırmızı etin zararlarından şikayet ediyoruz.
4 / 9
Oysa biz insanlar, çok daha fazlasını yapmak için yaratıldık. Ben de bir eğitmen olarak kurumum bünyesindeki üyeleri mutlaka haftada bir açık havada antrenman yapmaları yönünde teşvik ediyorum. Özellikle koşu ve bisiklete ilginin devamlı artması, bizi daha derin bir çalışmaya yönlendirdi ve mevcut talebi karşılamak için Columbia Sportswear ile Endurance Team’i kurma kararı aldık. Takımımız çalışmalarına koşu sporuna en fazla mesai harcamış isimlerden Özgür Tetik rehberliğinde devam ediyor.
5 / 9
Özgür hoca, uzun boyu ve 90 kg’ın üzerindeki bedeniyle, kafanızdaki ortalama maratoncu fiziğinden çok daha farklı bir görüntüye sahip. Nitekim kürsüyü paylaştığı sporcuların bir kısmından yüzde 50 daha ağır. Ultra maraton koşucularında pek sık rastlamadığımız bu durum, diğer sporcuların ona “Big Guy” (Büyük Adam) lakabını takmasına neden olmuş.
6 / 9
Özgür hoca ile sabah 06.30 gibi erken bir saatte buluşuyoruz. Hava soğuk, arazi ıslak ve çamurlu. İki saat sürecek zorlu antrenman öncesi, iyice ısınıyoruz. Trail koşularında sürekli aynı çalışmaları yapmak, fayda sağlamıyor. Direncinizi yüksek tutmanız, yalnızca fiziksel değil, mental açıdan da hazır olmanız gerekiyor. Bu sebeple antrenmanlarınızı çeşitlendirmek ve farklı arazi koşullarını tecrübe etmek son derece önemli.
7 / 9
Koşu, yüzmede de olduğu gibi mental sınırları zorlayan bir disiplin. Her adımı hissedip her saniyeyi sayıyorsunuz. Size hayli uzun gelen zaman dilimi, gerçekte fazlasıyla kısa olabiliyor... Yazının başında, insanoğlunun doğayla uyumundan söz etmiştim. Bunu en iyi, doğada vakit geçiren insanların yanında anlıyorsunuz.
8 / 9
Özgür hocanın araziye uyumu inanılmaz. 20 km’lik bol tırmanışlı, çamurlu patika ve dere geçişlerinin de yer aldığı sert bir antrenman yapıyoruz. 80, 100 ya da 240 km koşan sporcuları düşündüğümde... Hazır olmalarının altındaki o müthiş mesai ve özveriyi görüyorum.
9 / 9
Yılın sayısız günü, sabahın o erken saatinde bu çamur ve soğuğa günaydın demek, her yiğidin harcı değil. Bu işe gerçekten gönül vermiş olmanız lazım. Neyse ki Özgür hoca ve niceleri sayesinde daha çok kişi bu arazi ve koşulları paylaşmaya başlamış. Siz de kendinizi test etmek ve sınırlarınızı zorlamak istiyorsanız bu spora bir şans vermelisiniz.