Eylül ayında kapılarını açmaya hazırlanan Tersane İstanbul, açılış öncesi şehre davetkâr bir selam gönderiyor. Her Perşembe akşamı, tarihî Şükrü Okan Kızak Alanı’nda gerçekleşen Tersane Istanbul Open-Air Cinema gösterimleri, Haliç’in büyüleyici manzarası eşliğinde İstanbul’un yaz akşamlarına sinemanın sihrini taşıyor.
Tersane İstanbul’un taş binalarıyla çevrili kızağa alınmış alanında, yavaşça alçalan güneşle başlayan bu gösterimler; geçmişin izleriyle çağdaş yaşamın kesiştiği nadir bir deneyime dönüşüyor. Haliç’in sularına yansıyan altın ışıklar, sinema perdesini adeta bir tabloya dönüştürüyor.
12 filmden oluşan özel kuratöryel program
Küratöryel programda bu yaz; Cannes’da yankı uyandıran The Substance, Tolga Karaçelik imzalı Saykoterapi, çağdaş politik dram Konsey, tempolu belgesel F1, Charles Aznavour’un hayatını konu alan dokunaklı Aznavour by Charles ve Superman’in merakla beklenen son versiyonu yer alıyor. Tersane Istanbul Open-Air Cinema’da bazı gösterimler film eleştirmenlerinin katılımıyla gerçekleşen sohbetler ve özel içeriklerle zenginleşiyor.
Yeni nesil yaşam biçimi olarak “House of Curious Minds” vizyonuyla tasarlanan Aliée Istanbul, otelcilik alanına yepyeni bir anlayış getirmek üzere Tersane İstanbul’da açıldı. Aliée Istanbul, alışagelmiş misafir ağırlama kavramının ötesine geçerek bir yaşam kültürü ve yaratıcı bir topluluk vaad ediyor.
Aliée İstanbul, hem zarif hem de avangart yeni bir yaşam stili destinasyonu olarak Boğaz’ın dillere destan kıyısı Haliç’te, üzerinde kurulu olduğu görkemli tarihini rafine bir yaşam sanatıyla buluşturmak için Tersane İstanbul’da açıldı. Aliée’de misafirler yalnızca konaklamıyor, duyuların ötesine geçerek kişiselleştirilmiş deneyimlerle şımartılıyor, kişisel zevklere ve ritüellere özenle dokunan bir ağırlama felsefesiyle karşılanıyor. Burada konuklar, yalnızca misafir değil, Aliée’nin dostları olarak görülen özel bir topluluğun parçası. Çünkü Aliée’nin en kıymetli varlığı, onu yaşatanlar; ev sahipliği yapmayı sanata dönüştüren, detaylara hakim, zarafetle servis sunan bir topluluk.
Bir aile destanının anlatı parfümleri.
Parfümler, bu yakın ailedeki olağanüstü kişiliklerden ilham alarak yaratıldı. Her kompozisyonda, onların anıları parfümcülere ilham verdi ve bu hikayeleri yaratmalarını sağladı; bunlar, şefkat, mizah ve sadelikle ifade buldu.
Prima inter pares, Adele Casagrande Fendi, matriarka, adı FENDI'nin kaderini ve başarısını simgeliyor, bu Casa Grande de büyük Maison’u simgeliyor.
Anna Fendi, kızı ve efsanevi Fendi kız kardeşlerinden biri, Dolce Bacio parfümüyle, bir annenin öpücüğünün hatırasını yansıtıyor.
Silvia Venturini Fendi, üçüncü nesil bir Fendi ailesi üyesi olup, ikonik Baguette ve Peekaboo çantalarının yaratıcısıdır. Perché No parfümü, FENDI’de hiçbir şeyin imkansız olmadığına inandığı bir ifadeyi kendi haline getirdiği bir parfümdür. İki kızı, Leonetta Luciano Fendi ve Delfina Delettrez Fendi, dördüncü nesil, sırasıyla, Ciao Amore, doğallığı ve samimiyetiyle spontane bir selamlaşma, ve Sempre Mio, mirasın yaşayan köklerini simgeleyen parfümleriyle.
Delfina'nın genç ikizleri, Tazio ve Dardo Vascellari Delettrez Fendi, La Baguette parfümüyle, zarif sadeliğin imza çantayla buluştuğu bir parfüm sunuyor.
AMIRI arketiplerinde bir süreklilik, zarafet ve evrim söz konusu. Yumuşak omuzlu, yarı astarlı takımlar hafiflik ve zarafet katıyor. Silüetler 1970’lerin sonlarını çağrıştırıyor – ister Kaliforniya kıyılarında ister Riviera’da – vücutta özgürce salınan kesimlerle. Uzun formlar, düşük yakalar hem erkeklere hem kadınlara yeni bir rahatlık sunuyor. Ev kıyafetleri – pijamalar, bornozlar, smokin ceketler – işlemeli ve desenli ipeklere bürünerek yazlık takımlarla harmanlanıyor. Renk paleti ise iyimser, pozitif ve hafif. Güneşte solmuş, doygunluğu azalmış renkler – nane, ahududu, açık mavi, yeşil ve altın – güneş dolu bir yaşamı anımsatıyor.
Her zaman olduğu gibi AMIRI’de el işçiliği ön planda: tüyler süsleme olarak kullanılıyor, smokin gömlek fırfırları ve nakış detaylarına dönüşüyor. Chateau AMIRI süitlerinin iç mekânlarına girildiğinde desenler otel dekorasyonlarını, monogramları, duvar kağıtlarını ve döşemeleri yansıtıyor; karmaşık boncuk işlemeleriyle üç boyutlu bir görünüm kazanıyor. Vintage parçaların modern olanlarla harmanlanması, Los Angeles stilinin özgürlüğünü ve karışıklığını yansıtıyor. Pijamalar, süslenmiş gece ceketleriyle birlikte giyiliyor – tıpkı Hollywood yıldızlarının sahne dışında, özel anlarındaki gibi. Ayakkabılar otel terliklerinden esinlenen yumuşak arkalı mokasen tarzında; jakar desenli, nakışlı ve AMIRI armasıyla süslenmiş.
Montblanc, ünlü Türk oyuncu, yazar ve yapımcı Kerem Bürsin’i Orta Doğu, Hindistan, Afrika ve Türkiye için yeni Marka Elçisi olarak atadı. Kerem Bürsin, ilham veren yolculuğu ve yazıyla kurduğu derin bağ ile modern ve stil sahibi kişiliğini kendine özgü bir şekilde yansıtıyor. Bu yönüyle Montblanc’ın dünyada iz bırakmaya ilham verme vizyonu ve temel değerleriyle mükemmel bir uyum sergiliyo
Akdeniz’in en özel koylarından biri olan Tilkicik’te, doğayla kusursuz bir uyum içinde konumlanan The Bodrum EDITION, zarif ve rahat bir stile sahip beach ve beach club’ı ile misafirlerini şımartmaya devam ediyor. The Bodrum EDITION, Beach’i bu sezon modanın nabzını tutan önde gelen markaların özel seçkileriyle misafirlerini karşılıyor. Ace Nayman, ANIM, Beauty Omelette, Bee Goddess, Ché, In-Formal, Jaquette ve Moeva gibi markalar zarif çizgileri ve zamansız tasarımlarıyla ön plana çıkıyor.
Yeni nesil lüks anlayışına Akdeniz Rivierası’nda öncülük eden The Bodrum EDITION, mimarisinden servisine, atmosferinden gastronomisine kadar her detay, konuklarına sadece bir konaklama değil; stil, ilham ve zarafetin bir araya geldiği eşsiz bir yaşam deneyimi sunuyor.
İş ve cemiyet hayatının en sevilen destinasyonlarından biri haline gelen Zuma, Bodrum’da da Yalıkavak Marina’daki eşsiz konumunda 2025 yaz sezonuna yenilenmiş tasarımıyla geri dönüyor. Bodrum’un büyüleyici atmosferinde yer alan Zuma Bodrum, kapsamlı bir kış renovasyonunun ardından misafirlerini yeniden ağırlamayabaşladı.
Bodrum’daki 9.yılında doğayla uyumlu malzemeler ve sade şıklıkla yeniden tasarlanan Zuma Bodrum, sonsuzluk havuzu yanında konumlanan zarif masa düzeni, nefes kesen deniz manzarası ve etkileyici gün batımlarıyla bu yaz da misafirlerine sofistike bir buluşma noktası sunmaya devam ediyor.
Zuma Türkiye Executive Chef’i Emrah Orak önderliğinde hazırlanan menüde; hoba yaprağına sarılı miso ile marine edilmiş morina balığı, tatlı miso ve karabiberle hazırlanan kuzu pirzolalar, seçkin sushi ve sashimi çeşitleri gibi imza lezzetler yer alıyor. Bodrum’a özel “Ponzu Lime” ve “Tereyağlı Kral Yengeç” tabakları da menüyü zenginleştiriyor. Menünün vazgeçilmezleri arasında yer alan Zuma’nın efsaneleşmiş tatlı tabağı, bu sezon da özel yerini koruyor.
Premium erkek giyim markası Hemington, “Silent Art of Thread” konseptiyle İstanbul’un en seçkin lokasyonlarından The Peninsula Gallada’da özel bir davete imza attı. Hemington CEO’su Umut Boz ve Selçuk Ramazanoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen bu özel davet, moda ve zarafeti yaşam stili olarak benimseyen iş ve cemiyet dünyasından isimleri bir araya getirdi. Alkım Arf, Deniz Yegül, Efe Urgunlu, Kıvanç Erman, Berzan Avcı ve Tunçhan Tunç gibi iş dünyasından davetlilerin katılımıyla unutulmaz anlara sahne olan gece, stilin ve zarafetin sessiz ama güçlü ifadesini gözler önüne serdi.