Quentin Tarantino’yla İş Dünyasını Yıkın Geçin

Supercoach Academy’nin kurucusu ve The Inside-Out Revolution’un yazarı Michael Neill, GQ okurlarına, “İçinde bulunduğunuz durumu, bir iş görüşmesi veya müşteriyle yapılan telefon konuşması gibi düşünün” önerisinde bulunuyor: “Patronunuzun eşiyle ilgili yeterli araştırmayı yaptıysanız konuşacak pek çok şeyiniz vardır zaten! Karşı konulamaz bir yakışıklılığa sahipseniz, hatta tüm o rahatsız edici sessizlikler sadece cinsel gerilimden kaynaklanıyorsa, uzun uzadıya spor hakkında konuşmak, ortamdaki gerilimi öldürmeye yeter de artar bile.” Ona kocasıyla ilgili bir soru soracaksanız, herhangi bir olumsuz yanıta temkinli yaklaşmanızı tavsiye ediyor Neill: “Sizi test ediyor olabilir. Samimi bir şekilde yakınıyor olsa bile asıl istediği, gerçekten onu dinlediğinizi bilmektir.” Peki beraber geçirdiğiniz sürede çok içmişse ne olacak? “Unutmayın; bir centilmen bunu asla söylemez, hatta gerçek bir centilmenin söyleyecek bir şeyi yoktur.”

Four Seconds: All the Time You Need to Stop Counter-Productive Habits and Get the Results You Want adlı kitabın yazarı Peter Bregman, “500 bin doları kaybetmek ya da sörfçü bir kızı öldürmekle eşdeğer bir hata yaptıysanız eğer, hemen kabul edin” uyarısında bulunuyor: “İtiraf ederken her zaman vurucu bir cümleyle başlayın. Hatanızı sahiplenin, özür dileyin ve hayatınıza devam edin. Birine yaptığınız yanlışı onun yüzüne söylemek, her zaman en iyisidir. Karşınızdaki kişinin yüzünüzdeki içtenliği gördüğünde size inanma olasılığı daha yüksek. Sonuçlar ne olursa olsun, hatanızı kabul etmek her zaman en doğru karardır. Suçu başkasına atmanız veya yaptıklarınızdan kaçmanız sadece namınızı zedeler.” Eğer size bağıran biri varsa Bregman, ona sorular sormanızı öneriyor. Gerçi Louis’in “Böyle olacağını nereden bilebilirdim?” sorusu gibi bir soru, size aradığınız cevapları vermeyebilir.

Bu soygun hikayesi daha ilk adımda bir hatayla başlıyor; bir kahvaltı toplantısı için sekiz kişi çok fazla! “Harekete geçmek için, beş ideal sayıdır” diyor Get a Dog, Don’t Work Like One kitabının yazarı Jim Banting. Bu sahnede Mr. Brown (Tarantino), Madonna’yla ilgili laf kalabalığı yaparak konu dışına çıkıyor. Banting, “Konu dışına çıkan olursa hemen toparlayın ve herkesi yolunda tutun” önerisini dile getiriyor: “Havadan sudan muhabbetler, hedef odaklı olmayan kişiler içindir. Onlara kısa kesmelerini söylerseniz ve agresif bir geri dönüş alırsanız, biraz güç gösterme vakti gelmiş demektir. Kısa ve öz konuşmaları ön plana çıkarın. Eğer gücenen oluyorsa ancak aranızda kişisel bir mesele söz konusu değilse umursamayın.” Bahşiş vermemenin yanı sıra Mr. Pink’in (Steve Buscemi) yaptığı bir başka hata da, üç kahve içmesi. “Çok fazla kafein tüketmeyin” diyor Banting, “Ekstra enerjiye gerek yok.”

Negotiation Mastery: Tools For The 21st Century Negotiator kitabının yazarı Simon Horton, “Pazarlıklar yavaş yavaş gerilim noktasına yaklaştığında, sert konuşmanın zamanı gelmiştir” uyarısını yapıyor. Django ve Dr. King’in yaptığı tek hata, Candie’nin dövüşçüsüyle ilgileniyormuş gibi davranmaktı. “Bir pazarlıkta herhangi bir şey konusunda numara yapmak hiçbir zaman iyi sonuç vermez” diyor Horton: “Ama geri çekilmekten daha iyi bir seçeneğinizin olması da önemli. Daha iyi bir seçenek, daha iyi bir sonuca ulaşmak demektir. Candie’nin öfke nöbeti, hem anlaşmayı hem de arsayı kaybetmesine neden oldu. Sükunetinizi ne kadar uzun süre korursanız, düşüncelerinize de o kadar uzun süre hâkim olabilirsiniz. Bu da sonunda arzulanan sonuca ulaşmanızı sağlar. Eğer karşınıza bir tehdit çıkarsa seçenekleriniz olduğunu unutmamalısınız: Umursamayabilirsiniz, tehdidi görüp karşılık verebilirsiniz, gülüp geçebilirsiniz ya da yürüyüp gidebilirsiniz.”

Be Bulletproof’un yazarı James Brooke, “Eğer güçlü, simsiyah bir Amerikan otomobili kadar sağlam olmak istiyorsanız, kendinizi korumak için önlem almalısınız” diyor: “Yüksek mevkiye sahip kariyerler en hassas olanlardır çünkü eğer işvereninizle anlaşmazlığa düşerseniz, riskler de büyük olur. Bu nedenle eğer başınız belaya girerse çarpışmaya hazır olun. Ve çarpışmadan korunmak için kendinize bir emniyet kemeri yaratın. Araştırmalar gösteriyor ki, işyerinde yakın arkadaşlarınızdan oluşan bir grubunuz olması, zorlu durumları atlatmada hayli yardımcı oluyor.”

Work Your Way Around the World kitabının yazarı Susan Griffith’e göre İtalyan aksanınız Lt. Aldo Raine gibi “buongiorno” düzeyinde olsa bile, alışık olmadığınız bir durumda yapabileceğiniz birçok şey var. Sadece Brad Pitt’in beyaz ceketi kadar göze çarpmadığınızdan emin olun, yeter. “İçinde bulunduğunuz grubun arkasına geçin ve hemen konunun özünü yakalamaya çalışın. Konuyu takip edemiyorsanız en azından vücut dilini okumaya çalışın; böylece ne zaman kafa sallayacağınızı veya kaşınızı çatacağınızı bilirsiniz. Ama bunları çok da hiddetli bir şekilde yapmayın; yanlış anlamış olma ihtimalinizi göz ardı etmemelisiniz.” Griffith kendini belli eden bazı uluslararası örnekler olduğunu da hatırlatıyor: “Örneğin İtalyanlar önemsiz ayrıntıları bir kenara atıp sadece konunun önemli gördükleri noktalarına dikkat ederken, Almanlar ö harfinin üstünde yer alan noktalara kadar en ince ayrıntılara özen gösterirler. Ama şurası kesin; herkes, özellikle de Fransızlar, çok güzel bir öğle yemeği için bütün farklılıklarını bir kenara bırakır. Ayrıca unutmayın; futbol, sinemaya göre daha evrensel bir konudur ve dünyanın her yerinde dostluk buradan doğar. İyisi mi siz futboldan konuşun.”

İş hayatında pek çok rakiple karşılaşıyorsunuz ve onların önüne nasıl geçeceğinizden emin değilsiniz. S.U.M.O (Shut Up, Move On): The Straight-Talking Guide to Succeeding in Life kitabının yazarı Paul McGee, “Dikkatlerini üzerinize çekin” önerisini ortaya sürüyor: “Onları hiç beklemedikleri bir soru sorarak veya herhangi bir konuda hiç bilmedikleri bir bilgi vererek şaşırtın.” Yakından takip ederek önüne geçmeniz gereken kişiyi belirleyin ama sizden yaşça küçükleri de göz ardı etmeyin; hele de 17 yaşındaki Gogo Yubari (Chiaki Kuriyama) gibi ellerinde çekiçlerle karşınıza çıkıyorsa: “Çok küçük görünen birine bile çok saygılı davranın. Görüşmelerde en çok dikkat edilen unsur, sizin sevilebilir biri olup olmadığınızdır. Eğer insanlar size severse fikirlerinize daha açık olma ihtimalleri de o kadar yüksek olur.”

Size zarar vermek isteyen sekiz yabancıyla, bir barda kapana kısılırsanız, en büyük yardımcınız gerçekleri meydana çıkarmak olacaktır. Davranış analizi üzerine özelleşmiş QVerity şirketinden Don Tennant, ispiyoncuları ortaya çıkaran dört işaret olduğunu söylüyor: “Kaçınma (örneğin bir soruya cevap vermeme); ikna, algınızı etkileme çabası (aralara sık sık yemin sokuşturma); saldırı (soru sorana sözlerle sert çıkışma) ve son olarak manipülasyon (uygun cevap bulana kadar zaman kazanmaya çalışma).” Eğer karşınızdakiler Joe Gage (Michael Madsen) gibi sessizse Tennant, boğaz temizleme gibi istemsiz yapılan psikolojik hareketleri gözlemlemenizi öneriyor. Son uyarısıyla şu: “Alkol almayla bir anda dilin çözülmesi arasında herhangi bir bağlantı yok; bu yüzden biz herkese John “The Hangman” Ruth (Kurt Russell) gibi bir kabadayıyla karşılaştığı zaman kahveden şaşmamalarını ve onları hazır olana kadar kendi ateşlerinde yavaş yavaş kaynatmalarını tavsiye ediyoruz.”