“The Horse of the East” ismini verdiği koleksiyonunun doğuşu Les Benjamins markasının kurucusu ve kreatif direktoru Bünyamin Aydın’ın aklına geldi: “Dubai’de yaşarken, ben iş körfezindeydim; ve evim, bütün büyük at yarışlarının yer aldığı meydana çok yakındı. Lamia(eşim) hep bana çocukluğundan ve katıldığı at yarışlarından bahsederdi. Herkesin özenle giyinip at yarışlarını bir moda defilesine çevirdiğini anlatırdı ve bu özel kıyafetlerin ona nasıl ilham verdiğinden bahsederdi”.
Kadın koleksiyonunda ise aynı doğrultuda eşleşen maksi eteklerin eşlik ettiği renkli braletler yer alıyor.
Markanın imzası olan halı deseni; relax kesim performans giyimi kadar dikiş detaylarında da, hem kadın hem erkek koleksiyonunda varlığını koruyor.
İki alt hikayeye ayrılan koleksiyon, at yarışıyla ilişkili paralel temaların izini sürüyor, ilk yönü yarış giyiminin tekniğine dikkat çekiyor; bomber ceketler ve şortlar, genellikle jokeyler tarafından erkek giyiminde giyilen kıyafetlerin siluetini takip ediyor.
İkinci hikaye ise ; at yarışlarında giyilen geleneksel kıyafetlerin ötesinde koleksiyona yeni bir boyut kazandırıyor. Hikayenin tören yönünü öne çıkaran ikinci hikaye yönü , Doğu'nun zengin ve şanlı at yarışı tarihi ile bağlantılı olarak; geleneğe ve şenliğe uzun süredir bağlı olan tören çiçekleri, yarış sonrası törenin zihniyetine bir prizma görevi görerek koleksiyonda hayat buluyor.
Metal plakalar, nallar ve püsküller gibi aksesuarlar koleksiyondaki parçalara Batı'nın at yarışı formalitesini Bedevi yaşam tarzıyla yan yana getiriyor.
Ustalıkla işlenen el dikişleri ve süslemeler koleksiyona bir ritüel duygusu verirken aynı zamanda Bedevilerin zengin tarihinden ve onların atlarla olan ilişkilerinden de yararlanan dokunuşlar kazandırıyor .
“ İşte bu yüzden koleksiyona “Doğu’nun Atı” adını verdim” diyor Aydın, “At yarışı ve törenleri; atın ne ve kim olduğu, neyle ilgili olduğu üzerine gizemli bir yaklaşım sunuyor.”