Sokak sanatı Banksy'den ibaret değil. Kimi politik işlere imza atıyor, kimi devasa hayvan resimleri çiziyor. Ortak noktalarıysa: Cesaret, yetenek, boyalı tırnak...
1 / 5
Belçikalı Roa’nın tek sorunu, Stockholm ya da Ghent gibi, yılın büyük bölümü can yakıcı soğuklara teslim Kuzey Avrupa kentlerinde çalışıyor olması. Röportajlarında “Boyamayı seviyorum ama masa başı bir iş de fena olmazdı. Evrak okuyor gibi yapar, sıcak çikolata içerdim” diyor. İspanyol, Portekizli meslektaşlarını şanslı buluyor. İşlerinde sadece siyah ve beyaz renk kullanan Roa’nın alameti farikası, kara kalemle çizilmiş gibi duran devasa vahşi hayvan figürleri. Fare, karga, tilki ve fok çizmeye bayılıyor. Favori çalışma mekanlarıysa terk edilmiş endüstriyel yapılar, tren istasyonları, depolar, garajlar... 2010’da Londra’daki Hackney Road’a çizdiği tavşanla ünlenmişti.
2 / 5
Portekizli sanatçının malzemeleri diğerleri gibi boya ve sprey değil, matkap ve çekiç. Zaman zaman tornavida ya da eline geçirdiği herhangi bir sivri aletin, örneğin konserve kutusu ya da bir cam parçasının da işine yaradığını söylüyor. Sıvası dökülmüş duvar gördü mü dayanamıyor, oymaya başlıyor. En çok insan sureti çalışıyor. Çoğu sokak sanatçısının aksine, kimliğini açık etmekten çekinmiyor: Gerçek adı Alexandre Farto ve 1987 doğumlu. İşleriyle Londra ve Lizbon sokaklarında yapılacak yürüyüşlerde karşılaşılabilir.
3 / 5
İlhamını Caravaggio, Mucha, Raphael ve Vermeer gibi ressamlardan aldığı için çizgileri çok gerçekçi. Amerika’da yaşayan bir Hispanik olarak, çizdiği temalar, çoğunlukla göçmenlerle ilgili. Gözlüklü, seyrek sakallı ve dağınık kumral saçlı haliyle kendi halinde bir üniversite öğrencisini andırsa da eline fırçasını alınca, dünyanın en cesur insanına dönüşüyor. Politik mesajlı işleri Amerika, Los Angeles ve İngiltere, Bristol’da görülebilir.
4 / 5
İtalyan sanatçının bir işini görmek için uçağa binmenize gerek yok, İstanbul’da tura çıksanız yeter. Geçen yıl, Yeldeğirmeni Mahalle Yenileme Projesi kapsamında Kadıköy’deki Nüzhet Efendi Sokak’ta bir duvarı boyayan 1984 doğumlu sanatçı, işlerinde çoğunlukla sprey ve markör kullanıyor. Renk seviyor, ayrıntıya bayılıyor.
5 / 5
En titiz sokak sanatçılarından biri Fransız Zilda, gereksiz taramalardan kaçınıyor. Çizgisi de, mesajı da temiz ve net. Hem boyama hem de baskı tekniklerini kullanıyor. İlhamını Rönesans’tan ve 50’li yılların İtalyan sinemasından alıyor. İşleri en çok Roma ve Paris sokaklarında görülebilir. Paris Modern Sanatlar Müzesi önündeki “öpüşen çift” figürü en ünlü işlerinden. Bu arada yolunuz Roma ya da Paris’e düşer de sokakta karşılaşırsanız, onu tanımanız da çok kolay olacak. Zira sırtında adının yazdığı bir sweatshirt’le geziyor.