Şehirde Festival Havası

Sinemanın gelmiş geçmiş en büyülü yıldızlarından Ingrid Bergman’ın özel hayatına odaklanan belgesel, eleştirmen ve yönetmen Stig Björkman’ın imzasını taşıyor. Bergman’ın kızı Isabella Rossellini’nin isteğiyle hayata geçirilen proje; günlükleri, mektupları, aile fotoğrafları ve evde çekilmiş videolardan yararlanarak yıldız oyuncuyla izleyici arasında yakın bir ilişki kuruyor.

Marcia Tambutti Allende, büyükbabası Salvador Allende’yi gayrimeşru bir şekilde iktidardan indiren darbeden 35 yıl sonra, ailesinin konuşmama geleneğini yıkmak isteyen bir kadın. Nihai bir amacın peşinde, trajik anılarla baş etmenin zamanının geldiğine, geçmişin üzerindeki örtüyü kaldırmak gerektiğine inanarak Şili’ye geri dönen Allende’nin aile tarihine epeyce içeriden bir bakışla eğildiği belgeseli izlenmeye değer.

Jakob Brossmann, ilk uzun metrajlı belgeseli Lampedusa’da Kış’ta ölümü yaşama bağlamakla mükellef Afrika’ya en yakın İtalyan adasının, yaşama ve adaya tutunmaya çabalayan mültecilerin ve onlarla büyük bir dayanışma içinde olan ada insanının hikayesini anlatıyor.

Amerika’nın en üretken belgeselcilerinden Alex Gibney, orijinal adı Steve Jobs: The Man in the Machine olan belgeseliyle, modern zamanların en büyük ikonlarından biri üzerine etraflı bir kişilik incelemesi sunuyor.

Fransa’da yaşayan Iraklı sinemacı Abbas Fahdel, ABD işgalinden bir yıl önce Bağdat’a giderek ailesinin gündelik yaşamını kaydetmeye başladı ve 2003’te ABD, Irak’ı işgal ettiğinde ailenin hayatının nasıl değiştiğini, yaşanan trajik kayıpları, akıp giden yaşamın savaş hattına dönüşmesi sürecini Vatanım’la belgeledi. Irak’ta neler yaşandığını halkın gözünden gösteren, Ortadoğu’yu anlamak için rehberlik görevi üstlenen bir belgesel bu. Mutlaka izlenmeli.