Prens William şu anda Rio de Janeiro’da, ama sıcak ve güneşli plajlar için değil. Galler Prensi, bu yılki Earthshot Prize için Brezilya’ya gitti; çevre ödüllerinin verildiği etkinlikte yerli halk liderleriyle buluşuyor, doğa koruma çalışmalarını öne çıkarıyor ve dünyaya “evet, bu gezegene biraz daha iyi davranmamız gerekiyor” mesajını hatırlatıyor.
Ülkede dolaşırken, Guanabara Körfezi’nde Prens’in Finlay marka, Wayfarer’a benzer güneş gözlükleri taktığı görüldü. Finlay, sessizce Kraliyet Ailesi’nin favorilerinden biri haline gelmiş bağımsız bir gözlük markası.
Prens William, Brezilya’da Finlay Marshall modelini takarken. (Pool/Getty Images)
Bu, dikkat çekmek için kendini parçalayan bir marka değil. Hollywood’un kült markası Jacques Marie Mage değil, Matsuda değil, Tom Ford da değil. Olmaya da çalışmıyor. 2012’de Londra’da bir grup arkadaş tarafından kurulan bu İngiliz marka, basit, keskin ve gerçekten iyi yapılmış çerçeveler üretiyor. Geleceğin kralında da, trende karşınızda oturan adamda da aynı derecede iyi duran türden.
Dün William, “Marshall” modelini takıyordu. 60’ların klasik gözlüklerinden ilham alan bu modelde, hafif yarı saydam “Smoke” rengini ve grileştirilmiş camları tercih etmiş. Kardeşi Prens Harry de aynı modeli aynı renkte kullanıyor. Galler Prensesi Catherine, “Henrietta” ve “Vivian” modellerini seviyor. Sussex Düşesi Meghan ise “Percy” modelinin büyük hayranı; 2017’de Invictus Games’e bu gözlüklerle katıldığında, markanın sitesi çökmüş.
Peki bu kraliyet takıntısının sebebi ne? Finlay, ailenin tercih ettiği formüle tam oturuyor: Britanya tasarımı, gösterişsiz ama özenli, lüks ama gözümüze sokmayan bir çizgide. Aynı nedenle Barbour, Gieves & Hawkes ve Mulberry gibi markalara da yöneliyorlar. Zevki işaret eden ama bağırmayan markalar.
Elbette istisnalar da var: Prenses Anne, “kazara tekno rave kraliçesi”, her zaman wraparound Oakley’lerinde. Ama bu bile bir şey söylüyor: Yatay yağmurda at binmeye çalışıyorsanız, pratiklik her şeydir. İster Brezilya’da çevre zirvesi, ister Gloucestershire’da bir at gösterisi olsun, Windsor’ların gardırobu her zaman sadelik üzerine kurulu. Ve dünya medyasının merceği bu sadeliğe çevrildiğinde, o sadelik bir anda görünür hale geliyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
