Hermès’te erkek giyim kreatif direktörlüğü kadar çok arzu edilen (ve önemli) pozisyon az bulunur. Bu sabah, Véronique Nichanian’ın ayrılmasıyla boşalan koltuk, Birleşik Krallık’tan Grace Wales Bonner tarafından dolduruldu.
Bu sabah yapılan duyuruda, Wales Bonner’ın görevi devralacağı açıklandı. Bu bazılarını şaşırtabilir, ancak aslında hiç de şaşırtıcı değil. Wales Bonner, 2014 yılında Central Saint Martins’ten mezun olduktan hemen sonra kurduğu kendi markasıyla erkek giyiminde uzun süredir kendine özgü bir alan yaratıyor (buna ek olarak, birlikte kurduğu gerçek bir sneaker imparatorluğu da var). Onun çalışmaları derin referanslara sahip, kültürel olarak son derece bağlantılı ve eşsiz bir serinlik taşıyor; İngiliz ve Jamaika köklerinden besleniyor. Bu yaklaşımı ona 2016’da LVMH Genç Tasarımcı Ödülü’nden 2021’de CFDA Uluslararası Erkek Tasarımcısı Ödülü’ne, 2023’te ise British Fashion Council’in GQ Designer Fashion Fund’ına kadar uzanan birçok ödül kazandırdı.
Duyuruyla ilgili konuşan Hermès’in genel sanat direktörü Pierre-Alexis Dumas şunları söyledi: “Grace’i Hermès sanat direktörleri ailesine katmaktan gerçekten memnunum. Onun çağdaş moda, zanaat ve kültür anlayışı, Hermès’in erkek stilini şekillendirmeye katkı sağlayacak; markanın mirasını, bugüne güvenle bakan bir bakış açısıyla harmanlayacak. Grace’in sanatsal pratiğe duyduğu iştah ve merak, Hermès’in yaratıcı zihniyetiyle ve yaklaşımıyla güçlü bir biçimde örtüşüyor. Bu, karşılıklı olarak zenginleştirici bir diyaloğun başlangıcı.”
Wales Bonner ise şu ifadeleri kullandı: “Hermès erkek hazır giyiminin kreatif direktörlüğü görevini üstlenmekle onurlandırıldığım için derin bir minnettarlık duyuyorum. İlham verici zanaatkârlar ve tasarımcılar soyunun izinden giderek bu yeni bölüme adım atmak, gerçekleşen bir hayal. Bu büyülü modaevi için vizyonumu hayata geçirme fırsatı verdikleri için Pierre-Alexis Dumas ve Axel Dumas’a minnettarlığımı ifade etmek isterim.”
Wales Bonner’ın en önemli görevlerden birine yükselmesi, sessiz ama umut verici bir eğilimi takip ediyor: büyük modaevlerinde başarılı ve sevilen tasarımcıların hak ettikleri konumlara gelmesi. Alessandro Michele ve Demna gibi dev isimlerin büyük markalardaki yerleri sabit olsa da, Louise Trotter (Bottega Veneta), Simone Bellotti (Jil Sander) ve Maximilian Davis (Ferragamo) gibi tasarımcılar da güzel, özverili çalışmaların karşılık bulabileceğinin kanıtı.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
