GQ US, Drake's
Bir takım elbisenin nasıl oturması gerektiği ya da bir çift düğmeli ceketin ideal düğme sayısı üzerine kafa yormayı seviyorsanız, bu konulara ayırabileceğiniz zamanın bir sınırı yoktur. (Ve bu size eğlenceli geliyorsa, muhtemelen daha fazla terziyle vakit geçirmeye başlamalısınız.) Ancak takım elbisenin öyle bir unsuru var ki, geri kalan hiçbir şey onsuz anlam kazanmaz: kumaş. Kumaş, bir takım elbisenin fiziksel temelini oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda karakterinin büyük bölümünü belirler. Terzilikte bu kadar önemli bir unsura yakışır şekilde, hakkında bilinmesi gereken çok şey vardır.
Karşınızda dev bir kumaş evreni duruyor; seçeceğiniz kumaş, sadece takım elbisenin nasıl görüneceğini değil, aynı zamanda nasıl hissedileceğini de belirler. Bazı kumaşlar daha kayıtsız, “dandy” bir şıklığa göz kırpar (seersucker, kadife/corduroy), bazıları ise daha kurumsal bir ağırlık taşır (Super 180’s kamgarn yün). Sıcak ve nemli havalar için ideal kumaşlar vardır (keten, tropik yün) ve soğuk, rüzgârlı kış günlerinde sizi sıcak tutmak için üretilmiş olanlar da (tweed, flanel). Her birinin kendine özgü bir dokusu (terzilikte “hand” olarak adlandırılır) ve dayanıklılıktan fiyata uzanan kendine has artıları ve eksileri bulunur.
İşte en sık karşınıza çıkacak kumaşlar ve her birini gardırobunuza nasıl dahil edebileceğiniz:

Listenin en yaygın, en çok yönlü ve günlük kullanım için en güvenli seçeneği. “Kamgarn”, bu kumaşı dokumak için kullanılan taraklanmış iplik türünü ifade eder; daha uzun liflerden üretilen bu iplikler kumaşa daha pürüzsüz bir his verir (yani kalın, tüylü bir yün kazanın tam tersi bir dokudan söz ediyoruz). Kamgarn yün; sayısız stil, ağırlık ve dokuma türünde bulunur; üstelik polyesterden kaşmir, moher ve ipek gibi elit liflere kadar pek çok karışım alternatifi vardır. Kamgarn yün aynı zamanda genellikle bir “Super” numara sistemiyle derecelendirilir (örneğin Super 100’s, Super 120’s, Super 150’s). Bu numara, kumaşı dokumak için kullanılan ipliklerin inceliği arttıkça yükselir

Erkek giyiminde en ikonik kumaşlardan biri; cildinize daha yumuşak hissettiren, “nap” olarak bilinen belirgin tüylü dokusuyla tanınır. Bu yünlü kumaşın kendine özgü dokusu sonbahar ve kış için mükemmeldir; ancak bu aynı zamanda onu tüylenmeye daha yatkın ve genel olarak kamgarn yüne göre daha az dayanıklı hâle getirir.

İnsanlar keteni, diğer tüm tekstillerden daha uzun süredir giyiyor ve keten bugün hâlâ 30.000 yıl önce olduğu kadar kendine özgü bir çekiciliğe sahip. Hafif, nefes alabilen ve nemi uzaklaştıran yapısı sayesinde yazlık takımlar için vazgeçilmezdir. Ketenin en büyük dezavantajı ise ünlü (!) kırışma eğilimidir.

Yünden daha hafif, ketenden daha uygun fiyatlı olan pamuklu takım elbiseler hem sıcak havalardaki nefes alabilirliği hem de geniş renk ve stil yelpazesi nedeniyle tercih edilir. Genellikle haki tonlarında görülse de seersucker, madras, chambray ve kadife (corduroy) gibi diğer pamuklu kumaşlar da iyi bir takım elbisesi gardırobunda kendine yer bulur.

Bu Britanya kökenli yünlü kumaş, genellikle kaba dokulu bir örgüyle üretilir ve kahverengi, gri, yeşil gibi toprak tonlarına boyanır. Üniversite hocaları ve eski usul golfçülerle özdeşleşmiş olsa da tweed şaşırtıcı derecede çok yönlüdür ve bir iş takımında da, bir blazer ceketle de aynı derecede doğru görünebilir.
İşte dünyanın önde gelen kumaş uzmanlarının bu konudaki görüşleri:
“Bir numaralı öncelik, plastikten kurtulmak,” diyor kendi markasını taşıyan ve dünyanın en seçkin (ve en pahalı) terzilik ürünlerinden bazılarını üretmek için İtalyan fabrikalarıyla çalışan Geoffrey B. Small. “Bu, lycra yok demek, comfort stretch yok demek, petro-kimya bazlı hiçbir lifin kumaşın içinde olmaması demek.” Bunun birkaç avantajı olduğunu söylüyor, ancak en belirgin olanı, kumaşın cilde temas ettiğinde nasıl hissettirdiği: “Doğal liflerden oluşan bir kumaş basitçe daha iyi hissettirir,” diye ekliyor. “Nefes alır, rahattır, terletmez — ve bunu herkes, üzerinde dener denemez anlayacaktır.”
“Zamanla bir şeyin nasıl düşmesi gerektiğini, nasıl yapılması gerektiğini ve bunun belirli bir nedenle böyle yapıldığını öğreniyorsunuz,” diye açıklıyor Londra merkezli Drake’s markasının kreatif direktörü Michael Hill. “Örneğin Dugdale Bros. & Co.’dan belirli bir fresco yünle takım elbisesi yapıyoruz ve bu, onların 100 yıldır yaptığı bir şey. Birileri bunu kopyalayabilir ve oldukça iyi görünebilir; ancak gerçek olan kadar iyi görünemez ve gerçek olan kadar iyi hissettiremez.”
İyi kumaş ucuz değildir, ancak bütçeniz el veriyorsa yatırıma değer. Kuzey İtalya’daki Vitale Barberis Canonico yün fabrikasının kreatif direktörü Francesco Barberis Canonico, kaliteli kumaşın sadece doğru düşüşü, hissi ve görünümü sağlamakla kalmadığını söylüyor, aynı zamanda çok daha uzun ömürlü olduğunu da ekliyor: “Bazen kumaşların ucuz olması için içine daha az iplik koyuyorlar ve bu da kumaşı daha zayıf yapıyor,” diyor. “Biz mümkün olan en iyi ham maddeyle başlarız ve en iyi kumaşı elde etmek için mümkün olan en iyi ipliği üretiriz. Arkadaşlarıma hep şunu söylerim: Eğer doğru şekilde kullanır ve iyi bakarsanız, kaliteli bir takım elbise size 20 yıl boyunca keyif sunmalıdır.”
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.