Kablolu internet, DVD, PC, LCD... Çoğu sözlükteki yerini şimdiden başka kelimelere ve kısaltmalara bıraktı.
1 / 14
İnternete 56K modemlerle 145 ve 146’dan ya da servis sağlayıcılarla bağlandığımız, ICQ ve mIRC’li günler hayatımızdan çıkalı doğan çocuklar şu an ilkokulu bitirmek üzere olsa da takoz boyutundaki 5110’ları, “Abin 18...” iğrenç esprilerine maruz kaldığımız A1018’leri o kadar çabuk unutmuş olamazsınız. İşte bir zamanlar göz ağrımız olup şu an yerini yenilerine devreden o ürünler...
2 / 14
Belki herkesin bir Game Boy’u olmamıştır ama eline bir kere Game Boy geçmiş ve Mario oynamıştır. O zamanlar bizi büyüleyen renksiz küçük ekran şimdi sınırsız oyun seçenekleriyle dolu her yaşa hitap eden teknolojik bir oyuncak oldu.
3 / 14
Eskiden atari salonları vardı, onlar yerlerini PlayStation ve internet cafelere bırakırken, el atarilerinin yerini de görüntü kalitesi son derece yüksek konsollar ve interaktif oyunlar aldı.
4 / 14
Pil bitmesin diye kalemle ileri geri sardığımız, koptuğunda bantla yapıştırdığımız müzik kasetleri... Kasetler varken Walkman, CD’ler çıktığında Discman ve müzik indirmeye başladığımızda MP3 çalar ile iPod geldi.
5 / 14
O kocaman siyah kasetleri hatırlamayan yoktur. Hatta onların da iki çeşidi vardı; VHS, Betamax... Onların ardından CD teknolojisi ile birlikte VCD ile tanıştık. Sonra o teknoloji DVD’ye dönüştü. Şimdi ise 1080p çözünürlükte film izleyebildiğimiz Blu-Ray’lerimiz var.
6 / 14
Film çıkarılır, küçük silindir kutuya konulur; fotoğrafçıya götürürken filmin yanmamış olması için dua edilir. Öyle her önüne gelen şey çekilmez, filmi harcamamak lazım... Artık dijital fotoğraf makinelerini tercih ediyoruz, çünkü daha pratikler, daha hızlılar.
7 / 14
Televizyon mobilyasından duvara sabitlenen iki ince metal çubuğa... İlk plazmalar yansıma ve sabit görüntü problemleriyle çok baş ağrıttı ama özellikle LED teknolojisi sayesinde TV’ler evlerin baş köşesindeki yerlerini hak etmeye başladı.
8 / 14
Hatırlayın. Bağlanmaya çalışırken bilgisayardan gelen kulak tırmalayacı modem sesini unutabilmek mümkün mü? Zor bağlanır, bağlanmaz, bağlansa kopar... İnternet yüzyılın icadıysa, bizi birbirine dolanan kablolardan ve masabaşından kurtaran kablosuz internet milenyumun icadı değil mi?
9 / 14
Sosyal medyayla ilk tanıştığınız anı hatırlayın. Önce ilk aşkınızı, sonra eski sevgililerinizi, sonra da ilkokul arkadaşlarınızı bulduğunuz, bir kere buluşup sonra neden koptuğunuzu hatırladığınız o yıllar... Şimdiyse her tema için ayrı bir sosyal medya platformu var. Bloglar ise mikrobloglara dönüştü.
10 / 14
Önce mIRC vardı, sonra Türk erkeklerini Ruslarla dost yapan ICQ... Sonra “Burası çok sıktı, MSN’e geçelim mi?” dedik ve geçtik. O sayede dünyanın öbür ucundakilerle yazıştık, yeri geldi görüntülü konuşma yaptık, saatlerce başından kalkamadık. Ama artık onunda nesli tükeniyor, çoğunluk daha kaliteli görüntülü konuşma sağladığı için Skype’ı tercih ediyor.
11 / 14
WAP ve GPRS pek tutmadı ama “Evde internet, işte internet, yolda da internete ne gerek var?” derken 3G teknolojisi önyargılarımızı kırdı. Halen 4G uzak bir hayal ama film izlediğimiz, müzik dinlediğimiz, bir yandan e-postalarımızı kontrol edip internette sörf yaptığımız akıllı telefonlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi.
12 / 14
Çağrı cihazları ankesörlü telefonlar kadar nostaljik ancak çok değil, bundan birkaç sene öncesine kadar kurtarıcımız kısa mesajlardı. Şimdi itiraf edin, zorunda kalmadığınız sürece kısa mesajı kullanmıyorsunuz bile. WhatsApp ve BBM en çok kullanılan uygulamalar, hatta çoğu insanın akıllı telefon alma sebebi de onlar.
13 / 14
Bilgisayar ve ataride Mario neyse, telefonda da Yılan odur. Çok basit bir mantıkla yapılmış olmasına rağmen sizi saatlerce telefona bağlayan bu oyunun yerine artık son teknolojiyle üretilmiş, mükemmel görüntü kalitesine sahip, hayal gücünüzü zorlayan oyunlar geldi. Hepsi bağımlılık yaratan bu oyunlara 1-2 dolar verip sahip olabiliyoruz.
14 / 14
Bir MP3’ü 3 parçaya bölüp diskete atma çilesini yaşamadıysanız 90’ların sonunu yaşamamışsınız demektir. CD’nin bile atası olan bu teknoloji taşınabilir USB bellekler ucuzlayana kadar kabusumuz olmuştu. Neyse ki akıllı telefonlarla birlikte büyüklüğü milimetrelerle ölçülür Mini SD ve Micro SD gibi teknolojilere kavuştuk.