2016'da Onu Nereye Götüreceksiniz? (Beyler, Soru Size)

Manila'da bir tatil köyü, Kapadokya'da odasında yüzme havuzu bulunan manastırdan dönüştürülmüş bir otel, Kanada'nın en ucunda sadece 2 bin 300 kişinin yaşadığı bir ada, Faralya'da adı kulaktan kulağa fısıldanan romantik bir mekan, Endülüs'te otomobille bir tur, Zambiya'da vahşi hayvanlar arasında yürüyüş safarisi ve motorsikletle Güney Afrika keşfi: Garden Route... Siz bu yaz neredesiniz?

Bu minicik adaya çok az sayıda uçuşla ulaşılıyor olması korkutmasın; dünya dışı görünen mimarisi, sonsuz okyanus manzarası nedeniyle kesinlikle soluğunuzun kesileceği bir destinasyon. Henüz hiçbir arkadaşınızın duymamış olması da cabası... Evet, biraz uzak. Kanada’da. Hatta Newfoundland bölgesinin dışında bir ada. Ama bu kadar uzağa geldiğinize değecek yeni deneyimler ikinizi de heyecanlandıracak. Balina seyrine çıkmak ya da yöreye özel ladin ağacı votkası (spruce infused vodka) içmek, başka yerde bulamayacağınız etkinliklerden. Gün içinde köyde gezmeye çıktığınızda, köy halkı tarafından eve balık yemeye ya da her bahar adanın önüne gelen, Atlantik buzullarından koparılmış buzla yaptıkları cin-tonikten içmeye davet edilebilirsiniz.

Fogo, sadece 2 bin 300 kişinin yaşadığı bir balıkçı kasabası. Son zamanlarda üzerine yapılan mimari harikası binalarla ünü yayılmaya başladı. Adada sanatçıların yaşayacağı atölyelerin inşasıyla başlayan yeni mimari dalganın son eseri, adanın en yeni oteli Fogo Island Inn oldu. Kayaların üstüne kurulmuş 29 odalı otel, geometrik formuyla dikkati çekiyor ve 360 derece okyanus manzarasına sahip. Gün boyu spada vakit geçirmek, şömine başında otururken gözleri okyanusa daldırmak, burada yapabileceğiniz en hareketli etkinliklerden. Ne zaman? Yıl boyu. Ne yapılır? Balina seyri, yaz aylarında dalış. Ne ödenir? Oda fiyatları 550 dolardan başlıyor.

Afrika’da safari yapmak isteyen sevgilinize son günlerin en trendy turundan söz edin: Yürüyüş safarisi. Afrika’nın genç ülkelerinden Zambiya, bu alanda hızla yükseliyor. Bu başarısını en çok da sözünü ettiğimiz turlara borçlu. Bu trend ülkenin yetiştirdiği ünlü doğa rehberlerinden Norman Carr tarafından yaratılmış. Zambiya’nın turizm kampanyalarında da kullandığı yürüyüş safarisi, arazi araçlarıyla değil, silahlı bir görevli ve uzman bir rehber eşliğinde, uçsuz bucaksız savanalarda yürüyerek yapılan bir tur biçimi. Zambiya’nın tarzı, rakip ülkelerde yapılanlardan epeyce farklı. Örneğin Kenya ve Tanzanya’dakiler konakladığınız kamptan çok fazla uzaklaşmadan yapılan, kısa bir çevre turu niteliğinde. Zambiya’da ise genellikle nehir kenarlarına konuşlanan kamplardan yola çıkıyor, timsahları ve suaygırlarını aşarak botlarla karşı kıyıya geçiyor ve kendinizi vahşi doğanın kucağına bırakıyorsunuz.

Hele de yağışlı sezonda (ocak-mayıs arası), boyunuzu geçen yeşil otların arasından, bataklıkta yürür misali bata çıka ilerliyor, her an bir yerlerden leopar ya da aslan çıkabilir düşüncesiyle saatler süren bir safari deneyimi yaşıyorsunuz. Normalde arazi aracından izleyeceğiniz zürafaları birkaç metre ötede size bakarken görmek, filler üstünüze yürüyecek mi diye tedirginlikle beklemek, hayvanların yediği otlara, ağaç dallarına dokunmak, bıraktıkları izleri takip etmek doğa tutkunlarına çok şey anlatıyor. Zambiya’da bu işi en iyi Norman Carr Safaris yapıyor. Şirketin başta leopar cenneti Güney Luangwa Milli Parkı olmak üzere ülkedeki pek çok doğal parkta kampları var. Macera dolu Afrika’da en maceralı safari önerisi bu. Ne zaman? Yüksek sezon Temmuz-Ekim ayları arası. Ne yapılır? Yürüyüş. Ne ödenir? Oda fiyatları 350 dolardan başlayıp 1000 dolara kadar çıkıyor.

İspanya’nın güneyinde, Emevilerin izlerini adım adım takip edeceğiniz seyahat önerisiyle tarihsever sevgiliden tam not alacağınız kesin. 700’lü yıllarda, Kuzey Afrika’nın tamamına hakim olan Müslüman Emevi Devleti’nin toprakları, flamenkonun ana vatanı. Endülüs bölgesi Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan etkileriyle masal renkli şehirlerden oluşuyor. Balkonlarından sarkan sardunyaları, Arnavut kaldırımlı dar sokakları, iç avlulu binalarıyla zaman algısını unutacağınız destinasyonlardan. İstanbul’dan THY’nin Malaga seferleri bulunuyor. Ayrıca Madrid’e uçup, oradan trenle ya da araba kiralayarak da bölgeye ulaşabilirsiniz. Malaga’ya uçacak olursanız, burası İspanya’nın ikinci büyük liman şehri ve sayfiyesi. Malaga Katedrali ve Cervantes Tiyatrosu görülmeden geçilmemesi gereken yerlerden.

Ayrıca Pablo Picasso’nun doğduğu şehir. Sonrasında bir araba kiralayıp Endülüs’ü gezmeye başlayabilirsiniz. Haritada istediğiniz güzergahı işaretleyin. Mesela üç saat sonra Sevilla’ya, ondan bir buçuk saat ötedeki Cordoba’ya uzanabilirsiniz. Yapımı bir asır süren katedrali, şehrin sembolü La Giralda Kulesi’ni, meşhur meydanı, ara sokaklarıyla neşeli ve hareketli bir ortama sahip Sevilla. Kalmak için en prestijli adreslerden biri, İspanya Kralı 13. Alfonso’nun 1928’de konukları için yaptırdığı ve otele dönüştürülmüş Hotel Alfonso XIII. Cordoba’ya ise 1.5 saatlik bir araba yolculuğuyla varılıyor. Şehirdeki küçük saraylardan dönüştürülmüş oteller, tarihi dokunun ruhuna uygun konaklama fırsatı yaratıyor. Mesela Condé Nast Traveler dergisi tarafından da beğenilen, 16’ncı yüzyılda inşa edilmiş Hotel Hospes Palacio del Bailio. Yalnız unutmayın, bunlar birer saray! Oda fiyatları da 1000-1500 TL arasında değişiyor. Granada ve Cádiz de bölgede uğrayabileceğiniz diğer renkli kasabalar. Ne zaman? İlkbahar, sonbahar, hatta kış. Yaz ayları aşırı sıcak. Ne yapılır? Gurme turları, flamenko geceleri, plaj sefası. Ne ödenir? Saraydan dönüştürülmüş lüks otellerde oda fiyatları 800 liradan başlıyor.

Fethiye, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu... Beklediği teklifi buralarda yapmaya kalkarsanız, eski moda bulunup reddedilme ihtimaliniz hiç de uzak değil. Ama yine Fethiye civarına gidelim. Faralya’da geçen yaz açılan Perdue Hotel, son zamanların en romantik mekanlarından. Üstelik şu anda sadece kulaktan kulağa fısıltıyla yayılan bir üne sahip. Halkın arasına karışmaktan özellikle kaçınan meşhurlar ve birlikte görünmek istemeyen ünlü çiftler şimdiden keşfetmiş oteli. Dalaman’a uçtuktan sonra ulaşım Faralya köyünden sonra 4x4’lerle ya da Ölüdeniz’den tekne yoluyla sağlanıyor. Perdue’ye vardıktan sonrası, bir nevi memleket dışına çıkmadan Maldivler havası almak gibi...

Zeytin ağaçları ve kayalar arasına gizlenmiş lüks çadırlar düşünün. Ama verandasında jakuzisi var! Sabah yüzünüzü odanızın önündeki, sadece size özel iskelede yıkamanız mümkün. Gün boyu sevgilinizden başkasını görmek istemiyorsanız o da mümkün. Etrafınızda garsonlar dönmüyor. Size özel servis elemanı sadece aradığınızda ortaya çıkıyor. Dünyanın en iyi 10 yürüyüş rotasından biri seçilen Likya Yolu, Perdue’nün hemen yanından geçiyor. Yatmaktan sıkıldığınızda, yürüyüş de yapabilirsiniz. Ve en güzel haber: 17 yaşından küçükler kabul edilmiyor! Kısacası mavi, doğal ve sükunet içinde. Burası balayındaki çiftler, taze sevgililer ve tazelenmeye ihtiyaç duyulan ilişkiler için ilaç gibi. Evlilik teklif edecekseniz, müstakbel eşinizin bu anı hiç unutmayacağı da garanti. Ne zaman? Mayıs-ekim arası. Ne yapılır? Yamaç paraşütü, cip safari, Likya yürüyüşü. Ne ödenir? Oda fiyatları 850 liradan başlıyor.

Kadınların sürprizleri sevdiğini bilirsiniz. Ona öyle bir sürpriz yapın ki, daha önce eşini benzerini duymamış olsun. İşte o zaman 10 puan sizin. Adresiniz Kapadokya, Uçhisar Köyü. Kapadokya yeni bir destinasyon değil belki ancak Argos in Cappadocia’nın fiyatları 680 euro’dan başlayıp 1350 euro’ya kadar çeşitlenen özel havuzlu süitleri odadan hiç çıkmadan geçecek iki günün müjdesi gibi. Aslında binlerce yıllık bir manastır yerleşkesi burası; birbirine bağlı mağaralar, yeraltı tünelleri ve tarihi evlerden oluşan kalıntılarla birlikte bir otel kompleksine dönüşmüş.

Ağa Han ödüllü mimar Turgut Cansever danışmanlığında başlayan ve 17 yıl süren titiz bir restorasyon çalışmasının sonunda, bugün Avrupa’nın önde gelen lüks butik otelleri arasında gösteriliyor. Özel tasarlanmış mağara odalar, altı konağın içinde yer alıyor. En cazip yanı, yabancı gezginlerin bildiği ama bizde pek kimsenin haberdar olmadığı havuzlu mağara odaları. Yani sevgiliniz mayosunu getirmediyse, hiç sorun değil. Ne zaman? Yıl boyu. Ne yapılır? Bisiklet safari, balon turu, şarap tadımı. Ne ödenir? Oda fiyatları 165 euro’dan, süit fiyatları 680 euro’dan başlıyor.

Her an dağılabilirmiş gibi duran bir uçakla Manila’dan Palawan takımadalarına doğru uçarken veya havaalanında palmiye yapraklarından yapılmış etekler giymiş yerliler sizi dans ederek karşılarken huzursuzluk duyabilirsiniz. Ama sizi Miniloc Adası’na götürecek minik sevimli tekneye binip bambu tentenin altına oturduğunuzda bütün endişelerinizin yavaştan kayıplara karıştığını hissedeceksiniz. Denizden Miniloc üzerindeki yegane tatil köyü olan El Nido’ya yaklaşırken kireçtaşı dağları ve yağmur ormanlarıyla çevrili bir koy sizi karşılayacak. Manzara tam da fotoğraflarda görüldüğü gibi. Burası çevre dostu bir tatil köyü. Odalar yörenin köylerindeki gibi direkler üzerinde inşa edilmiş ve hemen suyun üstünde. Yalnız tatil köyü deyince akşamları ateş dansı yapan animatörler ya da kalipso dansları falan beklemeyin sakın. Hatta sessiz ve sakin bir tatil için bundan iyisini bulamazsınız çünkü ne odalarda televizyon var ne de çevrede bir gece kulübü. En fazla odanızın tepesinde kuşların ayak seslerini ya da etrafta uzun kuyruklu makak maymunlarının meyve yerken çıkardığı şapırtıyı duyabilirsiniz. Bir de kristal berraklığında bir su var ki her şeye bedel. Dalış severler için resif tam otelin önünde.

İşi bilenler El Nido’nun önündeki mercan kayalıklarını ve balık çeşitliliğini en iyilerden biri olarak değerlendiriyor. Her çifte özel tahsis edilen rehber, gün içinde yakın adalara ya da adanın içerilerindeki göletlere turlar düzenliyor. Günbatımındaki turda, teknede 70’lerin rock klasiklerinden hazırlanmış bir tomar plakla karşılaşmak hiç de şaşırtıcı gelmiyor. Kesinlikle uzak ve alışılmışın dışında bir rota. Ne zaman? Ocak-Haziran arası. Ne yapılır? Dalış. Ne ödenir? Oda fiyatları 445 dolardan başlıyor.

Motorla yapılacak yollar konusunda seçenek çok. Bodrum’a uzanmak ya da sınırdan Yunanistan’a geçip Atina’dan feribotla adalara ulaşmak artık hafif geliyorsa Güney Afrika’ya ne dersiniz? Burası motorla gidilecek en güzel güzergahlardan birine sahip. Garden Route dünyanın en iyi ilk 10 motor rotası arasında bulunuyor. Başlangıç noktası Cape Town. Burada motorlarınızı alıp önce uzun yola hazırlık tadında bir Peninsula gezisine çıkıyorsunuz. Fok Adası, Ümit Burnu gezisi ve penguen kolonilerinden oluşan tur sonrası dinlenmek şart. Garden Route’un ilk durağı, bir sahil kasabası olan Hermanus. Burada büyük beyaz köpekbalığı dalışı yapmak ve sezonuysa karadan balinaları gözlemlemek mümkün. Sonraki gün, yol üstünde, Tsitsikamma bölgesinde bulunan dünyanın en yüksek bungee köprüsünden (216 metre) kendinizi boşluğa bırakabilirsiniz.

Grup uyumluysa ve sürüş kondisyonu iyiyse Afrika’nın daha içerilerinde de off-road yapılıyor. Ülkenin kuzeyine doğru ilerlerken, yolda vahşi kedileri görme şansı da var. Cango Vahşi Yaşam Parkı kaçırılmayacak bir deneyim. Bu parktaki kafesli timsah dalışı cesaret ölçer niteliğinde. Dönüş rotası Karoo üzerinden. Virajlı yollar ve kanyon geçişleri motorculara unutamayacakları bir sürüş keyfi yaşatıyor. Cape Town’a vardığınızda yaklaşık 2 bin 700 kilometrelik bir yolu geride bırakmış oluyorsunuz. Bu macera dolu turu İstanbul-Cape Town merkezli No Limits-Ride The Earth adlı organizasyon düzenliyor. Ne zaman? Eylül-Mayıs arası. Ne yapılır? Beyaz köpekbalığı dalışı, balina izleme, şarap tadımı. Ne ödenir? Fiyatlar seçilen motora göre 3390 euro'dan başlıyor.