Gerçek olaylardan esinlenen Netflix dizileri, ister doğrudan gerçeğe dayalı kurgu hikâyeler olsun, isterse gerçek kişilere ve olaylara dayanarak geliştirilmiş yapımlar olsun, her zaman büyük ilgi görüyor. Bu sefer, belgesel ve true crime türlerini dışarıda bırakıyoruz; amacımız, Netflix’in ve yaratıcılarının, gerçek dünya olayları, karakterleri ve tarihsel anlar üzerinden nasıl kendi hikâyelerini kurduklarını görmek.
Rotten Tomatoes Puanı: %81
Gerçek olaylara dayanan en iyi Netflix dizilerini sıralarken The Crown’u unutmamak gerekir. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in hayatını anlatan dizi, kurgusal ögeler içerdiği için bazı tartışmalara yol açtı ve izleyicilere bunun bir kurgu olduğu uyarısının eklenip eklenmemesi gerektiği bile konuşuldu. Netflix’in biyografi dizisi formülüne Luis Miguel ve Griselda gibi başka başarılı yapımlar da eklendi.
Margaret Qualley'nin başrolünde yer aldığı Maid, annelik, aile içi şiddet ve yoksulluk konularındaki samimi anlatımıyla kalbimizi kazanmıştı. Ancak birçok izleyici, dizinin gerçek bir hikâyeye, Stephanie Land’in Maid adlı anı kitabına dayandığını bilmiyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %96
Netflix’in son yıllardaki en büyük (ve en beklenmedik) fenomenlerinden biri olan Unorthodox, New York’ta Hasidik Yahudi cemaatinde yetişmiş genç bir kadının kaçış hikâyesini anlatıyor. Dizi, Deborah Feldman’ın yaşadığı gerçek olaylardan esinlenerek yazdığı anılarına dayanıyor, ancak kurgu ögeleri de içeriyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %96
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki sistematik ırkçılığı anlatan etkileyici bir dizi. 2019 yılında, sosyal adalet hareketlerinin odağa yerleştiği bir dönemde yayınlanan When They See Us, Ava DuVernay imzası taşıyor ve 1980'lerde Central Park’ta işlenen vahşi bir suçla haksız yere suçlanan beş siyahi gencin hikâyesini ele alıyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %97
Suçlular ve soruşturmalarla ilgili dizilerden bahsederken Mindhunter’ı atlamak olmaz. Gerçi dizi bir miktar kurgu özgürlüğü kullanıyor, ancak 1970’lerde suç profilleme çalışmalarının öncülerinden John E. Douglas ve Mark Olshaker’ın gerçek deneyimlerine dayanıyor. Edmund Kemper ve Charles Manson gibi vakalar da dizide işleniyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %98
Netflix’in polisiye gerilim türüne en güçlü katkılarından biri olan Unbelievable, özellikle kadın bakış açısıyla dikkat çekiyor. Pulitzer ödüllü bir makaleye dayanan dizi, birkaç yıl önce iki kadın polisin bir seri tecavüzcüyü yakalamak için başlattığı ve cinsel saldırı vakalarının ele alınış biçimini kökten değiştiren soruşturmayı anlatıyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %99
Netflix’in feminist başyapıtlarından biri olan Alias Grace, Margaret Atwood’un aynı adlı romanından uyarlandı. Roman ise gerçek bir karaktere, Grace Marks’a dayanıyor. 19. yüzyılın ortalarında hizmetçi olarak çalışan Marks, işverenlerini öldürmekten hüküm giymişti. Dizi, kadın katiller üzerine yapıştırılan delilik damgasını inceliyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %99
Baby Reindeer sadece gerçek bir hikâyeye dayanmıyor; aynı zamanda hikâyeyi bizzat yaşayan Richard Gadd tarafından yazılıp başrolü de üstlenilerek anlatılıyor. Dizi, Gadd’ın yıllarca süren bir taciz deneyimini işlerken, cinsel şiddet, mağdurun suçluluk duygusu, özsaygı ve zihinsel sağlık gibi ağır temaları da ele alıyor.
Rotten Tomatoes Puanı: %100
Asunta Basterra cinayeti, son yıllarda İspanyol adli tarihinde en çok ses getiren olaylardan biri oldu. Daha önce hakkında bir belgesel de çekilmiş olan The Asunta Case, küçük kızın ebeveynleri ve olaydan önceki haftalarda evde yaşanan atmosfer etrafında dönüyor. Özellikle Candela Peña’nın performansı övgüye değer.
Rotten Tomatoes Puanı: %100
Britanya yapımı gerçekçi diziler geleneğini sürdüren Toxic Town, 1990’lar ve 2000’lerde eski bir demir-çelik fabrikasının temizlik çalışmaları sonrası yaşanan kirliliğin tehdidi altındaki bir kasabanın hikâyesini anlatıyor. Kasabanın anneleri (Jodie Whittaker ve Aimee Lou Wood’un canlandırdığı karakterler) çocuklarının maruz kaldığı doğumsal anomalilerin kamuoyuna duyurulması için mücadele ediyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ SPAIN WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.