İki yıl önce, 22 yaşındaki Henry*, Hinge'de kızlara mesaj atarken ChatGPT kullanmayı denemeye başladı. Bu her yerde karşımıza çıkan sohbet tarzı, modern flört ritüellerimizde zaten oldukça yetkin: birinin profilinin ekran görüntüsünü yüklerseniz, size potansiyel açılış cümlelerinin bir listesini sunuyor. Tonu genelde tam ChatGPT’ye özgü — yani yer yer utandıracak kadar samimi. Favori cümleleri ise genellikle şöyle oluyor: “Ananasın pizzada yeri suç mu, dahice mi?” ya da “Köpeğimizin adını planlamaya ne zaman başlamalıyız?”
“Cevaplar biraz karışıktı,” diyor Henry. “Ama bazen de ‘Hmm, bu aslında ilginç bir fikir’ diyordum ve alıp onun üzerinden yürüyordum.” Bir keresinde, biriyle eşleşmişti — “fazlasıyla havalı, esprili, kendine güvenen, biraz göz korkutucu ama tatlı bir şekilde, anlıyor musun?” — ve ona çıkma teklif etmek için ChatGPT’ye danıştı. Mesajın “flörtöz ama çok da yoğun olmayan” bir tonda olmasını istiyordu. Önerilen mesaj tam da aradığı gibiydi.
Ama sonra Henry yanlışlıkla kıza sohbet botuyla yaptığı tüm konuşmayı, yazdığı komutlarla birlikte gönderdi. “O an odada sessizlik oldu, ben bedenimden çıktım ve atalarımın suratına eliyle vurduğunu gördüm: ‘Kardeşim ne yapıyorsun? Bu tam bir rezalet.’”
Henry bu utancı atlatmayı başardı çünkü görüştüğü kişi pek de rahatsız olmamıştı — hatta belki de hiç şaşırmamıştı. Flörtte üretken yapay zekâ kullanmak artık sıradan bir şey haline geldi. Bu araç artık açılış cümlelerinden düğün yeminlerine, buluşma planlarından ilişki analizlerine kadar her şeyi yazma konusunda ustalaştı; eşleştiğin birinin fotoğraflarını yükleyip boyu hakkında yalan söyleyip söylemediğini sorabiliyorsun ya da mesaj ekran görüntülerini gönderip anlık analiz alabiliyorsun. Marcus Elola, OpenAI’nin GPT Store’unda aşk ve ilişkilerle ilgili araçlar geliştiren programcılardan biri. Geliştirdiği “Ayrılık Rehberi”, ilişkinizi sonlandırmak için seninle birlikte “empatik ve saygılı” bir mektup oluşturuyor. Bu fikir, Elola’nın daha iyi sonlanabilecek ilişkilerinden yola çıkarak ortaya çıkmış. “Bazı insanlar duygularını doğru kelimelerle ifade etmeyi bilmiyor,” diyor.
Lisanslı terapist Dr. Jeff Guenther, son zamanlarda hem arkadaşlarının hem de danışanlarının, “duygusal olarak zorlayıcı” durumlarda ChatGPT’ye başvurduğunu daha sık görmeye başlamış. “Erkeklerin duygusal yüklerini başkasına devretmesi daha yaygın,” diyor. İnternetteki forumlarda – örneğin Reddit’in meşhur Am I The Asshole? (AITA) başlığında – her cinsiyetten ve yönelimden insan, sevgilileriyle olan mesajlaşmalarında “chatbot” kullandıklarını itiraf ediyor. Ancak özellikle dikkat çeken bir grup kadın, şu anda birlikte oldukları ya da çoğunlukla artık olmadıkları partnerlerinin onlara ChatGPT ile mesaj attığını fark etmiş olmanın hayal kırıklığını dile getiriyor. Bir kadın, eski sevgilisi hakkında şöyle yazıyor: “Bu uzun, sevgi dolu mesajları hep çok severdim ve kelimeleri ne kadar güzel kullandığını överdim. Sonra bir gün hepsini aslında onun yazmadığını öğrendim. Bu da tüm o sözleri yapay ve yanlış hissettiriyor.”
2025 yılında hala bir bilgisayardan, sevdiğin birine mesaj atarken yardım istemek biraz tuhaf geliyor olabilir, ama bu hamle her zaman samimiyetsizlikten kaynaklanmıyor. “Kadınları dinleme deneyimime dayanarak söylüyorum; eğer bir erkek, en azından bir canavarmış gibi görünmemek için ChatGPT’ye girip ne yazacağını daha dikkatli seçmeye çalışıyorsa, kadınlar bundan memnun bile olabilir,” diyor popüler flört podcast’i U Up?’ın komedyeni Jared Freid.
Ghosting (ortadan kaybolma), breadcrumbing (umut kırıntısı atma), orbiting (hayalet gibi takipte kalma), zombieing (uzun süre sonra bir anda geri dönme) ve şüpheli davranışların her türlüsünün kol gezdiği flört dünyasında, sadece cümlelerini biraz daha düzgün hale getirmek için yapay zekâ kullananlar belki de en büyük sorun değildir.
U Up?’ın bir bölümünde Freid ve sunucu arkadaşı, dinleyicilerinden gelen ayrılık mesajlarını ChatGPT’ye yeniden yazdırdı. Sonuç mu? O kadar da kötü değil. “Yine de kendi süzgecinizi kullanın, robotlara tamamen güvenmeyin,” diyor sunucu Jordana Abraham. “Ama bence, kendinizin daha düzgün ve derli toplu bir versiyonu gibi görünmek için harika bir araç. Söylemek istediğiniz her şeyi yazın, sonra bir başkasının onları toparlamasına izin verin.”
Flört uygulamaları, özellikle de birçok kullanıcının yabancılarla durmaksızın sohbet üretmekten yorulduğunu belirtmesiyle birlikte, OpenAI’den gelen rekabetin kokusunu almış gibi görünüyor. Büyük uygulamaların çoğu artık kullanıcıların profil metinlerini, cevaplarını ve mesajlarını iyileştirmek için yapay zekâ destekli araçlar sunuyor, ancak bazıları bu teknolojiyi çok daha yoğun şekilde benimsemeye başladı. Grindr, bu yıl yapay zekâ destekli “A-List” adlı bir özelliği kullanıma sundu. Bu araç, eski eşleşmelerinizi inceleyip hangileriyle yeniden iletişime geçmenin mantıklı olacağını öneriyor (üstelik önceki konuşmalarınızın kısa bir özetini de sunuyor). Geçtiğimiz ay Tinder, uygulama içi bir ChatGPT iş birliği olan “The Game Game” adlı özelliği denemeye başladı. Burada kullanıcılar, yapay zekâ tarafından yönlendirilen sanal bir sevgiliyle sesli olarak flört ediyor ve flört yetenekleri puanlanıyor.
Amaç, kullanıcıların flört etme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak; ancak bu puanlama, elbette canlı ve gerçek insanlar tarafından değil, algoritmalar tarafından yapılıyor.
Büyük dil modelleri (LLM’ler) o kadar gelişti ki, insanlardan daha romantik hale mi geliyorlar? Bazı durumlarda, evet. John*, kız arkadaşıyla ayrılmadan birkaç ay önce, ilişkilerini toparlamak için ChatGPT’yi kullanmayı denemiş. Kız arkadaşı iletişim tarzıyla ilgili bazı sorunlar dile getirdiğinde, John mesajlarını ChatGPT’ye yazmış ve oldukça işe yarar geri bildirimler almış. “Şöyle diyordu: ‘Onun duygularını kabul etmiyorsun, onlara değer vermiyorsun.’ Bu da onunla iletişim kurma şeklimi tamamen değiştirdi,” diyor.
Ama insan ilişkilerini tedarik zinciri gibi düzene sokmak kolay değil — ve romantik başarı için ChatGPT’ye fazla bel bağlamak, insanlıktan çıkıp cyborg’luğa yaklaşmak anlamına gelebilir. Aşırı kendini adamış bekar bir kullanıcı, araca tam 10.000 Tinder açılış cümlesinin sonuçlarını analiz ettirmiş ve buradan işe yarar veriler elde etmiş: Kaç emoji göndermek gerekir (üçten az), eşleşmeden kaç dakika sonra mesaj atmak daha iyi olur (21 dakika).
Başka biri ise OpenAI’nin yeni “derin araştırma” aracını kullanarak, biriyle buluşmadan önce onun hakkında sekiz sayfalık psikolojik profil hazırlatmış.
Giderek daha sık bir şekilde, erkekler ilişkileriyle ilgili yaşadıkları belirsizlikleri yapay zekâ süzgecinden geçiriyor; adeta bir terapist-artı-flört koçu gibi kullanıyorlar. Reddit’te yüzlerce kullanıcı, ayrılığın ardından chatbot’un onlar için nasıl bir kurtarıcı haline geldiğini anlatıyor. Örneğin George*, uzak mesafe ilişkisi yaşadığı kız arkadaşıyla telefonda ayrıldıktan sonra, onu bizzat ziyarete mi gitmeli yoksa bir veda mektubu mu göndermeli diye ChatGPT’ye danışmış. Sohbet botu onu adeta bir Sokratik sorgulamaya çıkarmış; hangisini daha az pişmanlıkla hatırlayacağını sormuş, her seçeneğin artılarını ve eksilerini birlikte sıralamışlar.
George sonrasında da acısıyla baş etmeye çalışırken mesajlaşmaya devam etmiş. “Olaylara başka bir açıdan bakmamı sağladı, yaşadığım şeyin aslında ne kadar doğal olduğunu anlamama yardımcı oldu,” diyor. “Ayrıca oldukça pratik tavsiyeler de verdi, mesela ‘Koşuya çık; bütün günü yatakta geçirme’ gibi.”
ChatGPT’nin net, madde madde sıralanmış yanıtları, önerilerinin otoriter olduğu izlenimini veriyor — oysa çoğu zaman yaptığı şey, internetten toparlanmış popüler psikoloji kırıntılarını derli toplu bir şekilde tekrar sunmaktan ibaret. Yine de verdiği tavsiyelerin bazen gerçekten işe yarar olduğu kabul edilmeli. Bir ayrılık karşısında, günlük tutmayı, bir arkadaşla konuşmayı ve sosyal medyadan uzak durmayı öneriyor. En azından Andrew Tate videoları izleyerek edinilecek ilişki “bilgeliği”ne kıyasla çok daha sağlıklı.
“Erkekler terapiye gitmeden önce yapay zekâyla konuşmayı tercih ediyor,” diyor Dr. Guenther. “Ama duygusal gelişimlerini teknolojiye devrediyorlar. Ve bu aslında daha fazla duygusal bastırmaya yol açıyor, çünkü ne gelişiyorlar, ne bir şey öğreniyorlar, ne de duygusal olarak evrim geçiriyorlar. Terapiye gitmenin getirdiği kırılganlık hissinden kaçınarak, sadece bir sohbet botuyla konuşmak onlara hala ‘erkeksi’ hissettirebiliyor.”
En güncel verilere göre, NHS’in konuşma terapilerine yönlendirdiği kişilerin yalnızca %36’sı erkekti. Erkek ruh sağlığı kuruluşu Movember’ın 2018’de yaptığı bir ankete göre ise erkeklerin yaklaşık yarısı, sorunları hakkında arkadaşlarıyla açıkça konuşmuyor. Yine de bir kişinin terapiye yanıt verip vermemesi garanti değil — pandemi sonrası terapi balonunun patlamasıyla birlikte yapılan bazı araştırmalar da bunu ortaya koydu. Oysa bir chatbot’la mesajlaşmak, konuşarak terapi sürecinin zorluğuna kıyasla çok daha hızlı sonuç veriyor: Tavsiyeleri net, 7/24 ulaşılabilir, uygun fiyatlı ve mahrem. George, eski kız arkadaşına yazdığı mektubu hazırlarken, arkadaşlarını sürekli rahatsız etmek ya da ayrıntılara girmek yerine ChatGPT ile konuşmayı tercih etti.
“Erkeklerle ister çift terapisi olsun ister bireysel seans, en çok çalıştığım konulardan biri şu: Yoğun bir utanç duygusuyla baş etmeye çalışıyorlar,” diyor Dr. Guenther. “Duygularını hissettikleri için, kırılgan oldukları, korktukları, endişelendikleri ya da depresyonda oldukları için utanç duyuyorlar. Ama bir sohbet botuyla konuşurken o utançla yüzleşmen ya da onu aşman gerekmiyor.” Nitekim, OpenAI’nin bu yılın başlarında MIT ile yaptığı araştırma da, ChatGPT’yi daha sık kullanan kişilerin daha yüksek düzeyde yalnızlık bildirdiğini ortaya koydu.
Kız arkadaşıyla iletişim tarzını ChatGPT’nin analizine göre değiştiren John, aynı zamanda hem bir terapistle hem de arkadaşlarıyla düzenli olarak konuşuyordu; ancak yapay zekânın kendine özgü bir çekiciliği vardı. “Sanırım ona daha çok güveniyordum. Tercih ettiğim için değil, ama tamamen nesnel bir geri bildirim almaya ihtiyacım vardı,” diyor. “Birinin bana ‘Sen harika bir adamsın, çok iyi bir sevgilisin’ demesine değil; nerede hata yaptığımı, neyi daha iyi yapabileceğimi duymaya ihtiyacım vardı. Öğrenmem ve bu yaşadıklarımdan gelişmem gerekiyordu.”
Ancak büyük dil modellerine (LLM’ler) gerçekten nesnel tavsiyeler için güvenmek mümkün değil: OpenAI, yakın zamanda GPT4o’nun ilk sürümünü geri çekmek zorunda kaldı çünkü modelin “aşırı yaltaklanma” (sycophancy) sorunu vardı — yani kullanıcıya fazla övgü dolu ve her şeye katılan yanıtlar veriyor, bu da “fazla destekleyici ama samimiyetsiz” bulunduğu yönünde şikayetlere yol açtı. Öte yandan, internette tam bir dopamin mayın tarlası kullanıcıları bekliyor: TikTok fenomenleri, ayrılık hikâyelerini paylaşarak bir anda milyonlarca izlenme ve büyük gelir elde edebiliyor. Hal böyleyken, uzun vadeli terapi ve zorlu yüzleşmeler pek cazip görünmeyebiliyor.
Henry ise artık Hinge’e yazacağı mesajlar için ChatGPT’yi kullanmayı bıraktı ve flört uygulamalarına ara verdi. “İnsanlarla yüz yüze tanışmayı denemeye geçtim, bu da biraz garip tabii,” dedi. “Bence günümüz kültüründe bu biraz ürkütücü, çılgınca ya da her neyse gibi algılanabiliyor. Ama söz veriyorum, tuhaf biri değilim.” Görünüşe göre bu iyi bir stratejiymiş: Şu anda gerçekten hoşlandığı biriyle görüşüyor. Yine de, yapay zekâya bir şekilde geri döndüğü bir an olmuş. Kız, ona gördüğü garip bir rüyayı uzun uzun mesaj atınca, Henry tüm metni ChatGPT’ye verip bu rüyanın “kendisiyle ilgili ne anlama geldiğini” analiz etmesini istemiş. “ChatGPT bana öyle uçuk bir psikanaliz döndürdü ki… Hem inanılmaz saçmaydı hem de bir yandan gerçekten işe yarar gibiydi. Aynı anda hem yardımcı oldu, hem de olmadı diyebilirim.”
*Bazı isimler değiştirilmiştir.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.