Turnelerindeki tüm show'ların biletleri günler öncesinden tükenen, adeta "Coldplay konserine gitme" eylemini en büyük trendlerden biri haline getiren İngiliz grup, üretmeye aralıksız devam ediyor.
Varşova’da izleme şansı bulmuştum grubu. O akşam da stadyum ağzına kadar doluydu. Herkese ışıklar saçan bir bileklik dağıtılmıştı. Konser boyunca rengarenk ışık şovlarıyla, insanlar da şovun bizzat bir parçası oluyor ve gerçekten de her anlamda orada bulunduklarına değdiği hissini sonuna kadar yaşıyordu. Bu kesinlikle takdir edilesi bir durum.
Grubun en büyük hitlerinden biri olan "Yellow"un ilk notalarından itibaren Coldplay, popüler müzik hiyerarşisinin zirvesinde varlığını sürdüren bir grup oldu. Dinleyicileri, bir zaman sonra onları gerçekten sevip-sevmediklerini dahi çok dikkate almadan ve hatta kendileri de durumun farkında olmaksızın büyülenmiş şekilde peşlerinden gittiler. Sahne şovlarıyla dinleyiciyle muazzam ve derinlemesine bağ kuran grup, akılda kalan melodileriyle de durumu sürekli hale getirmeyi başardı. Yerlerini tartışmasızca sağlamlaştırabildikleri bu yolculukta, yani 25 yılı aşkın istikrarlı kariyerlerinde farklı tarzlarla yollarına devam etme lüksünü de kazanmış oldular.
Londralı grup, kariyerlerinin ilk günlerinde daha sade bir indie rock sound’u ile başlasa da, zaman içinde daha çeşitli tarzlar arasında dolaştı.
Zaman zaman daha teatral ve geniş bir temayı benimserken zaman zaman pop-rock’ta kaldılar ve elektronik tınılara da göz kırptılar.
Şimdi ise karşımızda Moon Music var. Bu albüm, grubun 2021 yılında çıkardığı Music of the Spheres isimli albümlerinin devamında tutarlı bir adım.
Chris Martin, albüm hakkında şunları söyledi: “Bu albümün ne hakkında olduğunu düşünüyorum; bu, insanın içindeki çatışma ve dışarıdaki çatışmalarla mücadele etme üzerine bir yanıt. En iyi yanıtın ne olduğunu anlamaya çalışmak. Ve 'Moon Music' belki de aşkın en iyi yanıt olduğunu söylemeye çalışıyor.”
Benim, albümdeki favorilerim “Aeterna” ve “Good Feelings” oldu. Sanıyorum geri kalan şarkılarla pek kaynaşamayacağım.
Tabii benim bu notum, mutlaka dinlemeniz bir gereken bir albüm olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Coldplay hakikaten galaksiler arasında huzurla süzülüyor… Hayran kitlesine bakacak olursak, Coldplay’in bir şekilde başka bir gezegen üzerinde çalmasına da şaşırmazdık sanırım. Bu kariyer tüm sanatçıların başına.
Değinmeden geçilmemesi gereken şahane bir de detay var bu çıkışta. Albüm, Colplay’e yakışır bir “ilk olma” özelliği de barınıyor. Coldplay’in mevcut dünya turundaki çığır açan sürdürülebilirlik önlemleriyle birlikte - bu tur, önceki stadyum turuna göre %59 daha az CO2e emisyonu üretti - grup, Moon Music’in fiziksel çıkışını mümkün olduğunca sürdürülebilir hale getirmek için büyük çaba sarf etti. Bu, dünyanın 140g EcoRecord rPET LP olarak yayımlanan ilk albümü olup, her bir kopya, tüketim sonrası atıklardan elde edilen 9 geri dönüştürülmüş PET plastik şişeden yapılmış.
