Bir şeyin yere düşüp kırıldığındaki anı az çok biliriz, genelde bir telaş ve şaşkınlık ortalığı etkisi altına alır. Konu Kintsugi olunca bu kırılan şeyler parçalarına bir sakinlik içinde ayrılıyor. Keza bize Kintsugi pratiğini tanıtan, Türkiye'de konunun öncülerinden olan Gülbin Tanır da üzerine çalıştığı bu pratikle benzer bir yaklaşımda; kırılma anı dahil her an sakin ve kırılan şeylerin güzelliğine inanan tarafta.
Kintsugi, "tam olmayanda" kusur aramaktansa onu kabullenip güzelleştiren bir Japon anlayışı. Kırılan eşyaları birleştirip tekrar işlevli olmalarını sağlamaktan ibaret bir sanat değil sadece. Bir çeşit tamir pratiğini yanında getiren bu sanatın derin bir felsefesi var: yaşamın tüm unsurlarıyla değerli olduğunu hatırlatmak. Kırılan bir nesnenin eksikliğini kabul edip bir kenara atmaktansa onu eski fonksiyonuna döndüren Kintsugi, aslında hayat hakkında da önemli bir mesaj veriyor: sorunlarımızdan kaçmak yerine onları kabullenip güzelleştirmeye çalışmak. Kintsugi sanatı bunu yaparken kırılan yerleri veya hataları özellikle vurguluyor, onları altına boyuyor. Çünkü hatalar bizi diğerlerinden eksik yapmıyor, aksine şu an olduğumuz kişiye dönüştürüyor. Her ne olursa olsun küllerimizden doğmayı, bir şekilde ayağa kalkmayı simgeliyor. Her şeyin en yenisini ve en güzelini istediğimiz, bitmek bilmez bir tüketim açlığına hapsolduğumuz bu günlerde eskisinden daha da anlam kazanıyor.
Japon kültüründe bu felsefenin başlangıcı 15.yüzyıla uzanıyor. Japon komutan Ashikaga Yoshimasa’nın çok sevdiği çaydanlığının kırılması üzerine askerler çaydanlığı tamir etmek için işe koyuluyor. Onarılan çaydanlıktan memnun kalmayan komutanın yardımına bu sefer zanaatkarlar koşuyor ve kırılan yerlerin altınla üstünden geçiyor. Sonuçtan çok memnun kalan komutanın hayal kırıklığı sevince dönüşüyor ve Kintsugi böyle doğuyor.
Kintsugi eşyalarınızı geri dönüştürmek açısından hem tasarruflu ve çevre dostu bir sanat hem de insana bir çok değer kazandırıyor. Hiçbir şeyin kalıcı olarak kırılamayacağını söylüyor. Ağlamaktansa harekete geç diyor. Kusurlarını saklama diye hatırlatıyor ve öldürmeyen şey seni güçlendirir mesajını veriyor. “Altın onarım” anlamına gelen Japon sanatı aslında Budizm’de yer alan Wabi Sabi felsefesine dayanıyor. Anlamı ise kusurlu olanı kucaklamak.
Gülbin Tanır, Aklı Fikri Proje’nin kurucusu. Katılımcıların hayal gücüyle yeteneklerini keşfetmeleri adına kurulan etkinlik markası, bireysel olarak katılımcılara kendilerini keşfetmelerini sağlamanın ötesinde bu sanatı başkalarına öğretmek istiyor. Fiziksel derslerin yanı sıra Pinterest’ten ve YouTube’dan da Tanır'ın Kintsugi derslerini izlemek mümkün.
