Cycling'de Dijital Çağ
DAHASI+

Cycling'de Dijital Çağ

Urban Riders kurucu ortağı ve eğitmeni Ahmet Berkman, yazılarıyla GQ Türkiye’de! Ahmet ilk yazısında, ‘indoor cycling’ ve ‘community fitness’ üzerinden bu süreçte fitness dünyasının nasıl evrildiğini ve bu alanda bizi bekleyen yeni hayatı anlattı.

2020 hepimiz için çok enteresan bir yıl. Sonu gelmeyen sürprizleri ve zorlukları ile daha önce hiç karşılaşmadığımız süreçlerden geçiyoruz. Süper Mario’nun en son bölümü gibi bir sene. Tüm dünyaya yayılan bir salgın, bütün sektörleri ciddi anlamda etkiledi. En çok etkilenenlerden biri de fitness endüstrisi. Kişisel sağlığın, grup derslerinin, topluluk halinde yapılan sporların tarihte belki de en revaçta olduğu dönemde, bir anda kendimizi izole şekilde evlerimize kapanmış bulduk. Karamsarlığa kapılıp, “Normale yeniden nasıl döneceğiz?” sorusunu sormaya başlamışken, insanoğlunun en hızlı yapmaya alışkın olduğu şeyi yaptık: Adapte olduk!

Indoor Cycling -adı üzerinde- kapalı alanda, 30-40 kişilik gruplar halinde yapılan bir spor. Bu tarzdan keyif alanlar, bu topluluğun bir parçası oluyor. ‘Community Fitness’ kavramı aslında tam da bu. Siz yaptığınız işi farklılaştırıyorsunuz, bu işi çok seven kişiler de kendilerini markanıza ait hissediyor.

“Peki bu topluluğu pandemi sürecinde hem spora, hem de markaya nasıl bağlı tutabiliriz?” sorusu, adaptasyona yönelik çözüm bulmamızı sağladı. Stüdyodaki bisikletlerimizi evlere gönderme kararı ile üç şubeli bir marka iken 130 farklı lokasyondan bizlerle pedal çeviren bir dijital fitness markasına dönüştük. İnsanların evindeki kanepe, sehpa, avize gibi mobilyaların yanına bir anda spinbike da eklenmiş oldu. Topluluğumuzun bize bağlılığı, bu adımı atmamızdaki en büyük itici güçtü. Bu süreç, sektörümüzdeki (belki her sektörde) en önemli unsurun topluluk ve içerik gücü olduğunu bize tekrar gösterdi.

Daha sonrası zaten inanılmaz bir deneyim. Bir anda, gerek sosyal mecralarda, gerek ‘word of mouth’ ile normalden iki kat daha fazla bir kitleye erişim sağladık.

Normal dünyada  sadece üç lokasyondan insanlara ulaşabilirken, online vermeye başladığımız derslere bir anda Meksika, Rusya, ABD, Katar gibi birçok farklı ülkeden bize katılanlar oldu. Lokal bir topluluktan, global topluluğa genişleyen bir sürece tanıklık ettik.

Bana sorarsanız hayat yarın normale dönecek bile olsa, bu süreçte gelinen dijital gelişim ve adaptasyon, sektörlerde kalıcı değişikliklere yol açtı. Benim için artık evimin salonunda yüzlerce kişiye ders verip, hemen sonrasında kendi banyomda duş almak ve beş dakika içinde yemeğe oturmak kesinlikle vazgeçmek istemeyeceğim bir adaptasyon. Aynı şekilde kullanıcı tarafında da bunun böyle olduğunu düşünüyorum. Tabii ki stüdyoda, ekiple pedal çevirmek bambaşka. Ama evden dahil olmak da artık bu işin bir parçası. Önümüzdeki dönemde, ikisinin de aynı eksende çalışacağı çok enteresan bir format bizi bekliyor.

Bu deneyimlediğimiz sürecin doğru perspektif ile bakılırsa bizlere aslında çok iyi geldiğini de eklemek isterim. Fabrika ayarlarına dönmek, yeniden başlamak, arınmak, zaman bulamadığınız tüm hedeflerinizi gerçekleştirmek için belki de en şanslı dönemlerden biri. Özellikle spor, yoğun tempomuzda zaman ayırmadığımız bir alan. Biz bu konuyu, dijital ortam üzerinden evlere misafir olarak ele aldık. İnsanları bu süreçte kendilerine yatırım yapmaları için motive etmeye çalıştık. Belki de birçok kişinin, hem fiziksel hem mental açıdan bu sürece doğru bir perspektif ile bakmasına az veya çok destek olabildik. Umarım 2020’yi kimse çöpe atmaz. Çünkü tüm kalbimle 2020’nin herkesin uyanmasını sağlayan sene olarak hatırlanmasını hayal ediyorum.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası