Daha önceki yıllarda David Beckham ve The Weeknd gibi isimlerle güçlerini birleştiren H&M, bir kez daha ilham verici bir isimle yola koyuluyor. G-EazyxH&M koleksiyonu da markanın bir önceki işbirliklerinden de tahmin edeceğiniz üzere G-Eazy'nin günlük stilinden izler taşıyor: Farklı tarzlar abartıya kaçmadan bir arada kullanılmış ve hem konforlu hem de cool olabilen parçalar tasarlanmış.
"G-Eazy çok cool bir adam" diyor H&M erkek koleksiyonlarının baş tasarımcısı Andreas Löwenstam. "Günümüzün erkek stilini en iyi o temsil ediyor. Onunla böylesine iddialı bir koleksiyon tasarlamak çok keyif vericiydi gerçekten. Sokak stilini kaliteli bir terzilik anlayışıyla yorumlamasını ve desenler ile renkleri kendi stiline uyarlama şeklini çok seviyoruz."
G-Eazy'nin yeni albümü için 'The Beautiful & Damned' için duyduğumuz heyecan bu özel H&M işbirliğiyle iyice pekişti. 1 Mart'ta dünya çapındaki tüm H&M mağazalarında ve online'da satışa çıkacak olan G-EazyxH&M koleksiyonunu daha detaylı anlatma işini de elbette ki ta kendisine bırakıyoruz. G-Eazy'nin stilinden ilham alınacak çok şey var!
Rapçi olsan giyim tarzı olarak stilin daha çok rock n’roll ağırlıklı. Müziğin giydiğin kıyafetler üzerinde nasıl bir etkisi var?
Çok çeşitli bir müzik zevkim var. Hayatım boyunca da hep böyle oldu. Amerika’nın batı kıyılarında büyüdüm. Burası çokkültürlü ve yaşam tarzlarına ev sahipliği yapan bir yer. Haliyle ben de pek çok farklı kültürle temas ederek, farklı müzik tarzlarını dinleme fırsatı edindim. Halam ve amcam bir sörf rock grubunda çalıyordu. Ben ve arkadaşlarım ise daha çok 2Pac, Mac Dre ve E-40 dinlemeyi severdik. Bu yüzden rock’n roll ve hip-hop’ın hem stilimdeki hem de müziğimdeki etkileri büyük.
Her ne kadar farklı tarzlardan ilham alsan da stilinin sadeleşmeye müsait bir tarafı da var.
Evet, aynı zamanda gerçekten minimalist bir tarafım da var. Abartıdan uzak durmayı seviyorum. Ayrıca bir şeyde mükemmel olamayacaksam, onu hiç yapmamayı tercih ederim. Kıyafetler söz konusu olduğunda, detaylara çok önem veririm. İyi bir kumaş ya da doğru bir kesim, her şey demektir.
Bu anlattıklarını H&M ile olan koleksiyonunda da görebiliyoruz. Tamamen senin kişisel stilini yansıtan, yalın ve modern tasarımlara sahip bir koleksiyon olmuş. Abartılı gösterişten uzak…
Bence en iyi iş birlikleri, iki taraf da güçlü özelliklerini kullanabildiği zaman ortaya çıkıyor. Andreas’la (H&M erkek koleksiyonlarının baş tasarımcısı) koleksiyonla ilgili konuştuğumda ona sadece, son zamanlarda en çok neleri giymeyi sevdiğimi ve nelerin stilimde bana ilham verdiğini söyledim. O da bunların hepsini bir araya getirerek, H&M’in tasarım anlayışına göre ve en uygun fiyata gelecek şekilde yeniden uyarladı. İkimiz de zevkli ve yüksek kaliteli bir iş çıkarmak istedik. Günümüzde her yerde çok fazla gürültü ve kargaşa var; biz de tüm bunlardan kıyafetler aracılığıyla kurtulmak istedik. Bunun için de, bizi en çok tatmin edecek sonuca ulaşana kadar, tüm fikirlerin üzerinden birkaç kere geçmemiz gerekti.
Koleksiyonda geleneksel kumaşlar ve terzilik ön planda olsa da ciddi ‘iş adamı’ görünümünden uzaktasınız.
Evet, baştan aşağı kusursuz görünümlerin peşinde olmadım hiçbir zaman. Yaptığım her şeyde farklı tarzları, dünyaları ya da dönemleri bir araya getirmeyi seviyorum; 50’li yıllara ait bir şarkıdan bir sample kullanabilirim veya retro bir kıyafeti modern bir parçayla bir arada giyebilirim. Mesela koleksiyondaki tropik desenli gömlekler ilhamını 50’li yıllardan alıyor. Ben olsam, farklı bir hava katmak adına bu gömlekleri siyah skinny jean pantolon, siyah ayakkabı ve yine siyah bir ceketle birlikte giyerdim.
Peki koleksiyondaki favori parçan hangisi?
Truvakar ceket en sevdiğim. Klasik ve şık parçalarla kullanıldığında geleneksel, skinny jean pantolonlar ya da desenli tişörtlerle kullanıldığında ise punk durabilen bir parça bu. Gerçekten çok uzun ve ince bacaklarım var, o yüzden bu tarz ceketlerin silueti vurgulamasını seviyorum.
