1970'ler saat endüstrisi bakımından çalkantılı bir dönemdi. İsviçre'nin prestijli eski kadim saat imalatçıları pille çalışan bir devrim karşısında kepenk indiriyordu. Japonya'dan gelen ucuz kuvars saatlerin satışları artıyordu. İsviçreli saat üreticilerinin kutsal üçlüsü - Audemars Piguet, Patek Philippe ve Vacheron Constantin - bu radikal değişimin ortasında ayakta kalabilmek için bir strateji arayışına girdiler ve hepsi aynı Hail Mary oyununu ortaya attı: çelikten yapılmış, günlük kullanım için sportif görünümlü, ancak İsviçre lüksünün üst düzey standartlarına göre tasarlanmış ve üretilmiş bir saat.
AP ve Patek'in o dönemde piyasaya sürdüğü tasarımlar, sırasıyla Royal Oak ve Nautilus olmak üzere tüm saat tarihinin en saygıdeğer iki tasarımı haline geldi. Ancak, Vacheron Constantin'in katkısı çoğunlukla saat forumlarının nerd-dom'unun kayıtlarına geçti ve hiçbir zaman diğer ikisinin star gücüyle ortaya çıkmadı. Vacheron 1977 yılında, şirketin 222. yıldönümü vesilesiyle, prestijli ve sağlam saati 222'yi piyasaya sürdü. Saat başlangıçta sadece sekiz yıl boyunca üretildi - en fazla birkaç bin adet yapıldı ve sadece birkaç yüz tanesinin çelik olarak üretildiği bildirildi. Bu gibi rakamlarla 222 sadece gerçek bir yeraltı kahramanı olacaktı. Ta ki bugüne kadar. Vacheron Constantin, 2022 yılında altın versiyonunu büyük bir hayranlıkla yeniden piyasaya sürdükten sonra, nihayet bir ikon olması gereken çelik 222'yi geri getiriyor.
222, Royal Oak ve Nautilus ile pek çok ortak noktaya sahip olsa da, neredeyse her ayrıntısıyla kendini farklılaştırıyor. Her iki tasarım da tarihin en tanınmış saat tasarımcısı Gérald Genta'ya ait ve Genta'nın denizcilikle ilgili her şeye karşı ilgisinden esinlenmiş: Royal Oak bir dalış kaskına benzerken, Nautilus bir geminin lombozunu taklit eder.
Vacheron, 222 için Jörg Hysek adında 20'li yaşlarında, kendini henüz kanıtlamamış bir tasarımcıya başvurdu ve Hysek, tuzlu sulardan çıkmış gibi görünmeyen daha ince bir tasarım ortaya koydu. O, kayışı Nautilus'unkinden daha az kıvrımlı bir kasaya entegre etti. Royal Oak'un açıktaki vidalarının aksine, çerçeveye dişlek, çentikli bir tasarım verdi. Ancak 222'nin kendi kategorisindeki diğer saatlerden en büyük farkı, çok az sayıda bulunması. Ve bir tanesi yüzünü gösterdiğinde, ya açık artırmada 150.000 £'un üzerinde satılıyor ya da Brad Pitt gibi seçkin koleksiyoncuların bileklerinde yer alıyor.
Döneminde hiçbir zaman kritik bir kitleye ulaşamamış olsa da, bu modelin 2025 için geri dönüşünü bu kadar heyecan verici kılan şey, 222'nin nispeten niş çekiciliği, Diğer lüks spor saatler Marvel evrenindeki karakterler gibi, sıradan hayranlar için ne kadar tanıdık ve meşhursa, 222 de o kadar bilgili bir koleksiyoncuya işaret ediyor. Vacheron, hit bir saat yaratmada en önemli varlıklardan birini korudu: ender olabilmek! Marka, 90'lardan bu yana spor saate meraklı müşterilerini Overseas modelleriyle doyururken, 222'yi de “harika saat-acil durum” kasasında tuttu.
Şimdi, çelik 222'nin piyasaya sürülmesiyle Vacheron camı kırıyor ve ikonun 77'de piyasaya sürüldüğü zamandan neredeyse hiç dokunulmadan ortaya çıkmasına izin veriyor. Saatin üzerinde gereksiz komplikasyonlarla oynanmamış. Boyut bile aynı kalıyor: 37 mm'lik ince bir boyut, ki bu da bugünlerde vintage tutkunu koleksiyoncuların çoğunun aradığı çap.
Bu sürümle ilgili şaşırtıcı olan şey, daha erken gelmemiş olması. Lüks spor saatler, geçtiğimiz on yılın büyük bir bölümünde koleksiyoncular arasında en baskın kategori olmuştur. Tüm bu süre boyunca Vacheron bu parçayı arşivlerinde bekletti. Altın 222 anında hit oldu - açık artırmada eski modellerin fiyatlarını artırdı - ancak bu saati özel kılan şeyi yakalayamadı. Bunun için Vacheron Constantin'in 70'lerde kutsal üçlü tarafından çağrılan oyuna geri dönmesi gerekiyordu. O zaman işe yaramıştı. Şimdi daha da iyi çalışıyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ USWEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR
