Farklı kültürlerde farklı tıraş yöntemleri, sakal ve saç modelleri görülür. Bazılarında ise tıraş ya da bakım ritüelleri dini törenlerde ya da erkekliğe geçiş törenlerinde yapılır ve güç ve statü değişikliğini sembolize eder. Eski medeniyetlerde görülen en iyi saç ve sakal değişimlerini ve neyi sembolize ettiklerini araştırdık.
Mısır Uygarlığı:
Mısır Medeniyeti’nin ilk yıllarında erkekler uzun sakal ve saç bırakıyor. Firavunlar’ın sakalları ise örülü oluyor ve altın tozu ile süsleniyor. Hanedanlık döneminde medeniyetin gelişmesiyle saçlarını ve sakallarını tıraş etmeye başlıyorlar. Sebebi ise saçın hayvansal içgüdüleri yansıttığını ve artık medeni oldukları için saçlarından kurtulmaları gerektiği fikrini benimsiyorlar. Varlıklı Mısırlılar kendileri tuttukları berbere her gün saçlarını kafaları parlayacak kadar tıraş ettiriyorlar. Tıraşlı olmamak düşük bir statüyü simgeliyor. Tıraş Mısırlılar için o kadar önemli ki berberler sakalları altın ve elmaslı tıraş bıçaklarıyla tıraş ediyor ve bir Firavun öldüğünde bir berber ve onun favori tıraş bıçağıı ile beraber gömülüyor. Böylece bir sonraki hayatında da tıraş olabiliyor. Ne kadar Mısırlılar saçtan kurtulsa da sakal yine de büyük bir önem taşıyor. Firavunlar sadece çenesinde sahte bir sakal takıyor. Bu sakala “Osird” yani yüce sakal deniyor. Eski Mısırda ne kadar uzun bir sakala sahipseniz o kadar güçlü bir erkek ve yüce olduğunuzu gösteriyor. Bu yüzden Firavunlar en uzun sakala sahip oluyorlar çünkü krallığı simgeliyor, ayrıca zeki ve tecrübe sahibi olduğunu gösteriyor. Sahte sakal takmalarının sebebi ise hijyen. Uzun saç, sakal ve kaşları pislik olarak saydıklarından yüzlerini her zaman temiz tutuyorlar fakat dini sebeplerden ötürü sakalı takıyorlar. Mısırlılar saçı aslında o kadar sevmiyorlar ki bütün vücutları kılsız gezmeyi seçiyorlar. Yaşarken sakalları her zaman düz duran Firavunların vefat ettiğinde sakallarının ucu yukarıya doğru bükülüyor bu da onların Osiris olduklarını yani ölüm ve bir sonraki hayatı simgeleyen bir tanrıya dönüştüklerini simgeliyor.
Mezopotamya Uygarlıkları:
Sümerliler, Asurlular ve Fenikeliler, hepsi sakallarına çok önem veriyor. Uzun, örgülü ve kalın sakal bırakmayı seviyorlar, kısacası Mısırlıların sahte sakal olayını tutmuyorlar. Üst düzey erkekler sakallarını kına ile boyuyor ve altın tozu ile pudralıyor. En önemli sakal ise yukarıya dönük sakallar. Mezopotamya erkekleri saatlerce sakallarını yukarı döndürmeye çalışırlar sebebi ise ne kadar yukarıya dönükse o kadar hiyerarşide yüksek olduğunu gösteriyor. Saçlarına da önem veren Mezopotamya Uygarlıkları saç modeline göre statü belirliyor. Saçlarını genellikle yıkamayan, hatta senede bir belki yıkayan Mezopotamyalılarda doktorlar, avukatlar hatta köleler bile birbirlerinden ayrılmaları için farklı saç modelleri kullanıyorlar.
Antik Yunanistan:
Antik Yunanistan sakala bayılıyor. Sakal bilgeliği, erkekliği ve gücü sembolize ediyor. Hatta genç oğlanlar sakalı uzayana kadar saçını kesemiyor. Yunan erkekleri sadece sakallarını yastayken kesiyor. Hatta eğer bıçak bulamıyorsa kendi sakalını kendi elleriyle koparıyor. Bir erkek öldüğü zaman kesilen sakalı kapıya asılıyor. Antik Yunan’da birisinin sakalını kesmek büyük bir suç sayılıyor, hatta ceza veriliyor. Sakalınızın kesilmesi utanç göstergesi olarak sayılıyor ve ceza olarak yapılıyor. Spartalılar savaştan kaçanların sakallarının yarısını korkaklıklarını göstermek amacıyla kesiyor.
Roma Uygarlığı:
Jül Sezar sizce sakal bırakır mıydı? Kendilerini Yunanlılardan ayırmak için Romalılar her zaman tıraşlı geziyor. Bir oğlanın ilk tıraşı ise hayatındaki ilk önemli adımı simgeliyor. Genç erkekler sakallarını olgun bir yaşa gelene kadar uzatıyorlar ve doğum günlerinde bütün ailelerinin önünde dini bir törenle sakalları kesiliyor. Tıraşta kesilen sakal ise özel bir kutuya konup Tanrı’ya sunuluyor. Bazı erkekler ergenlik döneminde kalın bir sakalları olması için yüzlerine zeytinyağı sürüyor.
Cermen Kabileleri:
Cermen Kabileleri öyle bir sakal bırakıyor ki tıraşlı olan Romalılar hem onlardan korkuyor hem de onlara hayran kalıyorlar. Cermenlerde genç bir adam düşman öldürmediği sürece hiç bir zaman sakalını ve saçını kesmeyeceğine dair söz veriyor. Saksonlarla savaşacakları zaman bu yemin intikamlarını alana kadar saç ve sakal kesmemeye dönüşüyor fakat ne yazık ki arka arkaya yeniliyorlar.
Hint Uygarlığı:
Sakal uzatmak Hint uygarlığının değişmez kuralı olarak bilinirken aslında bazı kabileler Romalılar gibi tıraş olmayı seçiyor. Bir oğlan ilk tıraşını tören eşliğinde 16 yaşında oluyor. Adı “Godanakaruman” olan bu törende hem saçı hem sakalı tıraş ediliyor. Kast sistemine göre de berbere törenden ötürü Brahmin ise inek, Kshatriya ise iki at, ve Vaishya ise 2 koyun olarak ödeme yapılıyor. Tıraştan önce aile berberle beraber şu şarkıyı söylüyor: “Kafasını ve yüzünü arındır, ey Berber, ama sakın hayatını alma.”
Afrika Kabileleri:
Kenya’nın Masai kabilesinde genç erkeklerin kafalarını kazımaları erkekliğe geçişin ilk adımları olarak görülüyor. 14 yaşında sünnet olmasıyla kabilenin askeri oluyor. 10 sene sonra da sünnet olurken oturduğu inek derisinin üzerine bir daha oturuyor ve annesinin saçını kesmesiyle kıdemli asker oluyor ve evlenme izni çıkıyor. İki törenin ardından da erkekliğe geçişini tamamlıyor ve kabile tarafından ona bir sandalye veriliyor ve ona hayatı boyunca sahip çıkıyor. Sandalyeye oturup eşi saçını kesince de yeni bir statüye sahip olduğu simgeleniyor. Sadece Masai askerlerine saçlarını uzatma izni veriliyor, kadınlar bile saçlarını kazıtmak zorunda kalıyor. Saçlarına çok önem veren Masai askerleri saçlarını ipek ve koton örgülerle örüyorlar. Büyük saça sahip olmalarının sebebi ise Afrika aslanlarının yelesine benzemesi, aslanların gücünü, güzelliği ve gururunu simgelemesi.