Louis Vuitton'un yeni kokusu LVERS'i (“lovers”) ilk kez baharın ilk günü olan 20 Mart'ta kullanmıştım. O zaman bana, markanın usta parfümörü Jacques Cavallier Belletrud ve kızı Camille tarafından Pharrell Williams için yaratılan bu yeni kokunun, güneş ışığının tende yarattığı hissi taklit etmek üzere tasarlandığı söylenmişti. Bu, bir Parisli olarak haftalarca, hatta aylarca benim için tamamen yabancı olan bir histi. Vücudumun yüzeyini kelimenin tam anlamıyla ısıtmak bir yana, LVERS ve onun lezzetli zencefil ve bergamot notaları beni daha sıcak günler için sabırsızlandırdı.
Pharrell Williams, 2020'de Humanrace kozmetik markasının lansmanından bu yana bir ayağını güzellik dünyasına atmış olsa da şarkıcı-söz yazarı-tasarımcı, daha önce piyasaya hiç parfüm sürmemişti. Louis Vuitton bu parfümle, yeni kreatif direktörünün ünlü Pont-Neuf defilesinde erkek koleksiyonları için sunduğu ve teması ışık olan ilk koleksiyonda tanıttığı LVERS etiketini pekiştiriyor. Louis Vuitton'un ünlü Damier’i ve kamuflaj baskısının buluşması olan Damoflage motifini içeren kılıflar ve diğer kutular da kokuları saklamak için güzel bir opsiyon sunuyor.
Genel olarak konunun bağlamını anladıysanız, o halde geleneksel olarak erkeksi özelliklere sahip bu yepyeni kokuya geri dönelim- özellikle de taze, canlandırıcı karakterine. Jacques Cavallier Belletrud, "Erkeksilik sorunu Pharrell ile yaptığımız görüşmelerin merkezinde yer alıyordu" diyerek ikilinin (daha doğrusu üçlünün) güçlü, girişimci, fetheden erkek fikri etrafında şekillenen tüm kokulardan uzaklaşmak istediğini doğruluyor. LVERS’ın daha çok derin düşünmek, iç dünya ve rahatlamak gibi temalarla ilgili bir koku olduğu söylenebilir.
En son erkek koleksiyonu defilesinin ardından 19 Haziran Çarşamba günü resmi olarak sunulan LVERS, narenciye aromalarına ve başka diğer temalara da odaklanan, markanın halihazırdaki bazı kreasyonlarından etkileniyor. Koku, birçok Louis Vuitton parfümü ve kolonyasıyla aynı DNA'yı paylaşıyor: belirli bir tazelik, hafiflik, sofistike ve doğa ile neredeyse şiirsel bir ilişki.
Peki LVERS'i markanın koleksiyonunda bu kadar özgün kılan şey ne? Hiç şüphesiz narenciye, zencefil ve galbanumun bitkisel yönü arasındaki temas. Gum ferula olarak da bilinen bu reçine, bazen baharatlı nüanslara sahip yeşil notalar oluşturmak için de kullanılıyor. Sedir ve sandal ağacından oluşan alt notalar, güneşin dalların ve yaprakların arasından sızdığı bir ormanda olduğunuz hissini veriyor ve kokuya odunsu, kremsi bir boyut kazandırıyor.
“Parfum solaire” denildiğinde akla taze, çiçeksi, meyveli, hatta deniz kokuları gelir. Sıcak kumlu bir plajı, yelkenli bir teknede bir öğleden sonrayı veya deniz kenarındaki bir restoranın terasında bir akşamı hayal ediyoruz. Buradan ilhamla, koku daha gerçekçi ve beklenmedik bir yorumla işlenmiş. Louis Vuitton ve parfümörü, LVRS konseptini somutlaştırmak için fotosentez fenomeninden ilham aldıklarını açıklıyor. Görünüşte son derece soyut olan bu kavram, bu topraksı ve ışıltılı kokuyla ilk temasta anlaşılır hale geliyor.
Pharell Williams, Louis Vuitton'a geldiğinde şu soruyu sormuştu: “Güneş üzerinizde parladığında ne yapmalı?” Bu soruyu cevaplamak, Paris'te ve Fransa'nın kuzey yarısında hala pek mümkün değil. Dolayısıyla, gerçek Güneş’in geri dönmesini beklerken, en azından anısını canlı tutmak için LVERS Eau de Parfum’ü kullanmaya başlayabiliriz.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
