Parfümler ve kokular söz konusu olduğunda, biz GQ olarak bu dünyanın kurallarını, yapılması ve yapılmaması gerekenleri, bir de hiç bitmeyen efsaneleri detaylıca ele aldık. En sık karşılaşılan sorulardan biri ise şu: Parfümünüzü nasıl saklamalısınız ki daha uzun süre kalıcılığını korusun? Genellikle serin ve kuru bir yerde tutmak önerilir, ancak son zamanlarda internette parfümü buzdolabında saklamanın kokusunu koruyabileceği ve ömrünü uzatabileceği yönünde birçok öneri dolaşıyor.
Kulağa pratik bir çözüm gibi gelse de, gerçek bundan daha karmaşık. Parfümü nasıl ve nerede sakladığınıza bağlı olarak, buzdolabı kokusunu daha uzun süre koruyabilir... ya da sessizce mahvedebilir.
Buzdolabının faydalı mı yoksa zararlı mı olduğunu anlamak için önce parfümün ne olduğunu tekrar gözden geçirmek gerekir. Temel olarak beş tür koku vardır: parfum, eau de parfum, eau de toilette, eau de cologne ve eau de fraiche. Aralarındaki fark, içerdikleri esans oranıdır. Parfum en yoğun olanıdır ve dolayısıyla en kalıcıdır; eau de fraiche ise en seyreltilmiş halidir, genellikle hafif vücut spreyi olarak pazarlanır. Bu kokulu iksirler; uçucu yağlar, aroma bileşenleri, alkol ve dengeleyici maddelerin özenle dengelenmiş bir karışımıdır. Geçici ama unutulmaz bir iz bırakmaları için tasarlanırlar. Ancak aynı zamanda kimyasal olarak oldukça hassastırlar.
Işık, ısı, hava ve nem parfümün en büyük düşmanlarıdır. Bunlara maruz kalan parfüm molekülleri oksitlenmeye ve bozulmaya başlar, bu da kokunun değişmesine hatta tamamen bozulmasına neden olabilir. Parfümü buzdolabında saklama fikri de bu oksidasyon sürecini yavaşlatmak için daha düşük sıcaklıkların işe yarayabileceği varsayımına dayanır. Teoride mantıklı. Pratikte? O kadar da değil.
Buzdolapları serin olabilir, evet, ama aynı zamanda nemli ve değişken ortamlardır. Kapak her açılıp kapandığında içerideki sıcaklık değişir ve bu da parfümün kimyasal yapısını olumsuz etkileyebilir. Eğer şişe tamamen hava geçirmez değilse, içerideki nem yoğunlaşmaya yol açabilir. Bu da parfümün formülüne zarar verebilir, kokunun dengesini bozabilir ve seyreltip orijinal notaları çarpıtabilir. Zamanla etiketlerin soyulmasına, hatta tamamen parçalanmasına bile neden olabilir. Üstelik şişe tam kapalı değilse, buzdolabındaki kokular parfüme sinerek onu tamamen değiştirebilir.
Bir diğer sorun ise sıcaklık şoku. Parfümü buzdolabına koyup çıkarırken sürekli ısınıp soğuması, kimyasal yapısını daha da hızlı bozar. Daha düşük sıcaklıklar bazı kimyasal reaksiyonları yavaşlatabilir ama aynı zamanda parfümün en üst notalarını da baskılayabilir. Özellikle çiçeksi, narenciye veya yeşil notalar gibi hafif kokular—ki genelde bir parfümü “parlatan” bileşenler bunlardır—çok soğukta saklandığında sönük ve cansız hale gelebilir.
Buzdolabı yerine karanlık, serin ve sabit sıcaklıkta bir yer tercih edin: bir çekmece, dolap ya da pencereye ve ısı kaynaklarına uzak bir makyaj masası ideal olur. Parfümünüzü kendi kutusunda saklamak da, ışık ve sıcaklık değişimlerine karşı ekstra bir koruma sağlar. En önemlisi, parfümünüzü banyo gibi nemli ortamlarda saklamaktan kaçının. Duş buharı ve saç şekillendirici cihazların ısısı, parfümünüz için oldukça dengesiz bir ortam yaratır.
Ayrıca şunu da unutmayın: Parfüm de tıpkı diğer kozmetik ürünler gibi son kullanma tarihine sahiptir. Formülüne göre değişmekle birlikte, çoğu parfüm 3 ila 5 yıl dayanır. Reçineli ve yoğun kokular genelde daha uzun ömürlüdür; hafif formüller ise daha çabuk bozulur. Renginde, kokusunda ya da berraklığında değişiklik fark ederseniz, vedalaşma zamanı gelmiş olabilir. Ve unutmayın: parfüm, nemli cilde daha iyi tutunur. Parfümden önce kokusuz bir nemlendirici uygulamak performansını artıracaktır.
Eğer sürekli sıcak bir iklimde yaşıyor ve klima kullanamıyorsanız parfümü buzdolabında saklamak mantıklı olabilir. Ama onun dışında bu teorinin pratikteki riskleri—yoğunlaşma, sıcaklık değişimi, koku bozulması—potansiyel faydalarının önüne geçiyor. Parfümünüze biraz özen gösterip akıllıca saklarsanız, her fısta size hakkını verir—buzdolabına gerek yok.
