Bazı erkekler için tıraş olmak bir çıkmazdır: Temiz görünmek için tıraş olmaları gerekir - belki bir düğün, bir iş görüşmesi veya yüzlerine ve tarzlarına uygun olduğu için - ancak tıraş olduklarında, ortaya çıkan ufak jilet şişlikleri ve kıl dönmeleri adeta bir cehennemdir. Bu durum size tanıdık geliyorsa veya her tıraşta bir ya da iki tane batık oluşuyorsa, bu batıkları uzak tutmak için tıraş teknikleri ve topikal ürünler hakkında size bazı tavsiyelerde bulunmak için buradayız. Ve eğer birkaç şişlik yakalarsanız - ya da şu anda onları elleme dürtüsüne direniyorsanız - bu kızgın gözenekleri yumuşatmak ve yatıştırmak için yöntemlerimiz var. Tıraş sonrası oluşan bu ufak şişlikleri önlemenin yollarını inceliyoruz.
Size sıkıcı bir dermatoloji dersi vermek istemem ama jilet şişlikleri bir tür folikülittir - ya da dermatoloğunuzun dosyanıza yazabileceği gibi psödofolikülit barbae. Daha az Latince kullanarak: Tıraştan sonra ölü deri veya tıkanmış bir folikül tarafından sıkışarak kendi üzerine kıvrılan kıllardır. En kötü senaryoda, sıkışan kıllar ağrılı, potansiyel olarak enfekte batık kıllara dönüşür, ancak cilt yüzeyinde kabarık, iltihaplı olmayan şişliklere de neden olabilirler. Bu kıl dönmeleri koltuk altı veya kasık bölgesinde de meydana gelebilirken, erkeklerin en çok tıraş olma eğiliminde olduğu ve kılların en kalın olduğu yer olduğu için yüz ve boyunda daha yaygındır.
Cildinizin bu rahatsız edici küçük yumrularla boğuşmasının birkaç nedeni var. Kılların çıkış yönü ile bağlantılı olarak tıraş şekliniz (buna birazdan değineceğiz) veya yanlış ekipman ya da cilt bakım ürünleri kullanıyor olmanız (ben de yaşadım) olabilir. Genetik faktörlerde büyük bir rol oynar: Kıvırcık veya kalın yüz kılları jilet darbeleriyle oluşan bu şişliklere neden olmaya en yatkın olanlardır çünkü gözenekten temiz bir şekilde çıkmak yerine cildin altında daha kolay hapsolabilirler.
Kıl dönmesini önlemenin en güvenli yolu hiç tıraş olmamaktır: Tek yapmanız gereken sakalınızı uzatmak ya da sakal düzeltici ile sakalınızı kalıcı hale getirmek. Ancak buradaysanız, ya sakalınızın uzamasına izin vermekle ilgilenmiyorsunuz ya da (genetik, iş, her neyse) bunu yapamıyorsunuz.
Tıraş olanlar için, tıraş bıçağı sebebiyle oluşan bu ufak şişikleri nasıl uzak tutacağınızı açıklıyoruz.
Kendinizi manuel tıraş makinesi kullanmaya adadıysanız ikinci adıma geçebilirsiniz. Ancak bıçaklardan sakal düzelticiye ve elektrikli tıraş makinesine geçmeye istekliyseniz, tıraş bıçağı şişliklerinin ve tahrişlerin tamamen olmasa da büyük ölçüde azaldığını göreceksiniz. Bunun nedeni, en iyi elektrikli tıraş makinelerinin bile kılların kıl köklerinin içinde sıkışmasına neden olacak kadar yakın kesmemesidir. Özellikle, cildiniz pürüzsüz olmaz (ve sakalsız kalmaya kararlıysanız muhtemelen her gün rötuş yapmanız gerekir) ancak herhangi bir tıraş şişliği yaşamazsınız.
Kıl dönmesi ve jilet darbelerine özellikle yatkınsanız, büyük olasılıkla kıvırcık veya kalın tüyleriniz var anlamına gelir. Bu nedenle, yatay folyo başlık yerine panel başlıklı bir döner elektrikli tıraş makinesi tercih edin. Bu yuvarlak döner paneller tüyleri her yönden keser ve folyolu tıraş makinesi kadar yakın kesmez. Aslında, en yeni döner modeller size son derece pürüzsüz bir cilt sağlayabilir; öyle ki tıraş sonrası tıraş losyonuna veya iltihap önleyici çay ağacı yağına bile ihtiyacınız olabilir.
Gerçek manuel tıraş makinelerine gelince: Dermatologlar, jilet darbelerini önlemek için, çift taraflı jilet kullanan eski tarz bir güvenlik jileti (Deadwood'un dekor dolabından çıkmış gibi görünen türden) önerme eğilimindeler. (Buradaki fikir, daha az bıçağın daha az tahriş anlamına gelmesi).
Kullandığınız tıraş bıçağı ne olursa olsun, bıçağı 2-3 haftada bir veya 6-8 tıraştan sonra (hangisi önce gelirse) mutlaka değiştirmeniz gerekir. (Sadece bir kez kullandığınız bir bıçağı atmak aptalca geliyorsa, tamamen kuru kalacak şekilde, sıcak suyla duruladıktan sonra ve toz veya nem almayan bir yerde saklayın. Tekrar tıraş olmadan önce sıcak su altında tekrar durulayın. Ama gerçekten, kendinizi darbelerden kurtarın ve bıçakları düzenli olarak değiştirin.
Önce kıllarınızı keserek, tıraş bıçağının bıçaklarında biriken ve cildinizde sürüklenen kırpıntıların sayısını sınırlandırırsınız. Daha kısa kıllar da jilete daha az zarar verir; bu da bebek pürüzsüzlüğünde bir yüze kavuşmak için daha az vuruş harcayacağınız anlamına gelir. Sakal düzeltici ile hızlı (ama nazik) bir geçiş burada yardımcı olur.
Fiziksel bir peeling tüylerin dik durmasını sağlayarak kırpılmalarını kolaylaştırır ve pürüzsüz bir tıraş sağlamak için ölü deri hücrelerini uzaklaştırır. Scrub veya peeling etkili bir temizleyici kullanabilirsiniz, ancak kuru, tahriş olmuş veya hassas bir cildiniz varsa dikkatli olun. Yüzünüzde herhangi bir acıya neden oluyorsa bu adımı atlamak isteyebilirsiniz.
Yüzünüzdeki tüyler kesildikten ve cildiniz nazikçe ovulduktan sonra, ılık bir su ile yıkayın ve ardından tıraş öncesi yağ ve tıraş kremi (özellikle nemlendirici tıraş kremlerini seviyoruz) veya tıraş jeli ile her şeyi yumuşatın. Özellikle yağ, sakallarınızı jiletle kesilmesini kolaylaştıracak ve işler başladığında cildinizi biraz daha kaygan hale getirecek. Özellikle zorlu tüyleriniz varsa her zaman şeffaf bir tıraş maddesi kullanmanızı öneririm, böylece aynı bölgeyi iki kez tıraş etmek zorunda kalmazsınız - sadece bu tam şeffaflık sayesinde başarılı bir ilk geçiş elde edersiniz.
Ve lütfen, tanrım, kuru tıraş yapmayın.
Biliyoruz, biliyoruz: Tersine tıraş olmak daha yakın bir tıraş sağlar ve iyi hissettirir. Ancak jilet darbelerini önlemek için en az direnç gösteren yolu seçmelisiniz. Tüylerinizin uzadığı yönde tıraş olmak genellikle darbeye eğilimli ciltler için en büyük farkı yaratır ve sıkışan tüylerin sayısını önemli ölçüde azaltır. Özellikle kalın veya kıvırcık tüylerde, kılların çıkış yönüne göre kesim yapmak hayatınızı değiştirecek bir hareket (ve Amerikan Dermatoloji Akademisi de bu hareketin arkasında durmakta).
Tıraştan hemen sonra cildi nemlendirin ve dezenfekte edin, cildi sıkılaştırmak ve gözenekleri kapatmak için soğuk su uygulayın. Ardından tıraş sonrası sakinleştirici bir ürün veya yoğun bir nemlendirici uygulayarak tıraş bıçağı yanıklarını yatıştırın ve ihtiyaç duyulan nemlendirmeyi ve besleyiciliği sağlayın.
Jilet darbelerini önlemek istiyorsanız, tıraş dışında ağrısız sonuçlar alabileceğiniz lazer epilasyon (kalıcı bir çözüm istiyorsanız) veya ağda gibi diğer yöntemlerden bahsetmezsek ihmalkâr davranmış oluruz.
Belki de ilk önce tıraş bıçağı şişliklerini nasıl önleyeceğinize dair tavsiye aramadığınız için buradasınız ve şimdi onlardan nasıl kurtulacağınızı bilmeniz gerekiyor. Endişelenmeyin: İşte yüzünüzün daha iyi görünmesini ve daha iyi hissetmesini nasıl sağlayacağınız.
Tıraştan önce tüyleri ciltten "ayırmaya" yardımcı olmak için ovucu bir eksfoliant kullanmak mantıklı. Ancak, tıraştan sonra cildiniz çığlık atıyorsa, her türlü fiziksel aşınmadan kaçınmak istersiniz.
Bunun yerine, nazik bir kimyasal eksfoliyan veya peeling pedi deneyin. "Kimyasal" kelimesi kulağa yoğun gelebilir, ancak bu ürünler ölü deriyi nazikçe çözer, bakterileri etkisiz hale getirir ve tümsekleri söndürür - bunların hepsi sıkışmış tüylerin sıkıştıkları gözeneklerden çıkmasını teşvik eder. (Bonus: Kimyasal eksfoliyanlar gelişmiş cilt bakımı olarak kullanılabilir ve genellikle daha berrak, daha ışıltılı bir cilt sağlar).
Glikolik asidin tüyleri odacıklarından çıkarmaya yardımcı olmasını ve salisilik asidin de gözenek içinde sıkışmış sebumu emmesini seviyoruz. Ancak hassas ciltler için en iyi çözüm muhtemelen her zaman nazik olan polihidroksi asittir.
Ve umarım bunu söylemeye gerek yoktur, ancak cilt tahrişine neden oluyorsa veya hassas cildinizi başka şekilde kızdırıyorsa herhangi bir eksfoliant kullanmayı bırakın.
Sivilce patlatmamanız gerektiğini muhtemelen biliyorsunuz ve bu kural jilet şişlikleriyle uğraşmak için de geçerli. Küçük şişlikleriniz varsa, genellikle bir veya iki gün içinde iyileştiklerine güvenin; ancak, bölgede fiziksel bir yaralanma yaratmadığınız sürece daha büyük olanlar bir haftaya mal olabilir.
Bu jilet darbeleri nerede olursa olsun, her şey iyileşene kadar bölgeyi tıraş etmeyi bırakmanız gerekir. Tıraş olmak işleri daha da kötüleştirir çünkü vücudunuzun yara onarım sisteminin iyileştirmeyi amaçladığı bir bölgede fiziksel bir yaralanmaya neden olur. Yüzünüzü kesinlikle diri tutmanız gerekiyorsa, tek bir veya iki şişliğin etrafını çok dikkatli bir şekilde tıraş etmeyi deneyebilirsiniz, ancak elektrikli tıraş makinesi kullanmanız daha akıllıca olur. Yine bu tür bir tıraş makinesi cildinizin yüzeyini kırmaz ve cildinizin en hassas olduğu zamanlarda daha da kötüleşmesini önler.
Her sabah ve gece, cildi yatıştırmak ve yumuşatmak için etkilenen bölgeye ılık bir kompres uygulayın. (Nemli, temiz bir el bezini mikrodalgada birkaç saniye ısıtabilirsiniz, ancak dikkatli olun).
Şansınız varsa, sıkışmış tüyler kendiliğinden serbest kalır. Ayrıca, yüzünüzde yatıştırıcı, sıcak bir kompresle kanepede beş dakika dinlenmek güne başlamak ya da günü bitirmek için güzel bir yol olabilir.
Cildinizin yatışmış ve sağlıklı kalmasını istersiniz, böylece bir dahaki sefere bıçakla geldiğinizde daha güçlü olur. En zor zamanlarınızda, daha kalın kremler veya balsamlar yerine bir losyon veya jel kullanmak isteyebilirsiniz; hafif şeylerin mutsuz gözenekleri ve folikülleri yeniden tıkama (veya tıkalı tutma) olasılığı daha düşük.
Tıraş bıçağı şişliklerini ve kıl dönmelerini evde tedavi etmek için yapabileceğiniz çok şey var. İşler kötüyse - örneğin şişlikler iyileşmiyorsa, çok acı çekiyorsanız, kesinlikle sıkışmış inatçı bir kıl dönmeniz varsa - o zaman herhangi bir ön ilaç denemeye kalkmayın.
Sıkmak yok. Cımbızı bir kenara bırakın. Sadece daha fazla zarar verirsiniz, potansiyel olarak koyu lekeler veya yara dokusu bırakırsınız. Bunun yerine, bırakın bir dermatolog reçeteli ilaçlardan cerrah titizliğinde ekstraksiyonlara kadar profesyonel düzeydeki sihrini kullansın. Durumunuzun gerektirmesi halinde kişiselleştirilmiş önleyici tavsiyeler de sunabilirler.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.
