#GQDeneyim Bu Sabah Ayhan Sicimoğlu Bana Balık Ağı Atmayı Öğretti
DAHASI+

#GQDeneyim Bu Sabah Ayhan Sicimoğlu Bana Balık Ağı Atmayı Öğretti

Siz hayatta olta ile balık tutanlardan mısınız yoksa hayatın üstüne, içine veya altına koca bir ağ mı atarsınız? 

Belki de bu sabah tekneye binmeden önce Andre Aciman’ın kitabında altını çizdiğim paragrafla konunun bu kısmını özetleyebilirim: ‘Zaman üstüne nasıl düşüneceğimizi bilmiyoruz çünkü zaman, zamanı bizim algıladığımız gibi algılamıyor, çünkü zaman bizim zaman hakkında ne düşündüğümüzü zerre umursamıyor; çünkü zaman, hayat üzerine düşünmemizin kıvrak, güvenilmez bir metaforundan ibaret. Çünkü neticede bizim için yanlış olan zaman değil, biz de zaman için yanlış değiliz. Yanlış olanın hayatın ta kendisi olma ihtimali var.'



Bazen çok hızlı olmak lazım.

 

Bana kalsa yazacağım bir yazıyı elimde bekletir de bekletir, onu değiştirir de değiştiririm. Daha iyi olsun, biraz daha üzerine düşüneyim ile geçer zaman. 

 

Halbuki bazen ilk yazdığım daha iyidir belki. Sonraki okuyuşumda başka bir şey daha iyi gelse de. Ama fikrimin değişmesinin sebebi o sonraki an ben de başka düşündüğüm için. 

 

Aslında bunun sonu da yok.

 

Bu sefer bu yazıyı sıcağı sıcağına yazıyorum. Yarım saatte iş tamam. Sabah çıkılan deneyim, şimdi World Wide Web'in kollarında. Alper(Etiş, GQ.COM.TR ekibinden) tamam İngilizce kelime kullanmayayım da bunu da nasıl söylerim şimdi Türkçe? Bana biraz hak ver lütfen...

 

Ve #GQDeneyim Çarşamba’ları çıkıyor ama bekleyemezdim o zamana. 

Sabah denizden çektiğimiz ağlarda da gördük, bazı büyük balıklar ağlardaki küçük balıkları çoktan yemişti bile. 

‘Hayatta da öyledir, büyük balık küçük balığı yer. Dünya düzeni bunu gerektiriyor. Düzen değişmediği sürece bu böyle olacak’ diyor Ayhan Sicimoğlu.

 

E düzen bozuldu, hani düzenli okuyuculara sahip olacaktık? Her Çarşamba olacaktı bu seri, duyuracaktık. Ama burada yapamazsak nerede yapacağız, adı üstünde #GQDeneyim. Deneye deneye bakacağız. Bir tane fazla olsun olmaz mı? 

Alper? 

Bu sabah balık avında bize teknede eşlik eden İletişim Uzmanı Yeşim Aksoy bana bir sandviç uzatıyor. 84 yıllık bir mayadan yapılmış bir siyez ekmeği arasında peynir ve fesleğen. Dünya düzeninin değişmesi için gerekenleri konuşurken Yeşim zaman kavramını getiriyor önümüze. Iyi de yapıyor. Aciman’ın dediği gibi bu 84 yıl belki de sadece bir metafor, o yılların içinde yaşananlar hem burada, hem de yoklar. 

 

Geceden sabaha olan olmuştu. O küçük balık o görece kısa zaman diliminde yem olmuştu büyük balığa. Bakınca bir zaman meselesiydi.

 

‘Biz de o balıklar gibiyiz biraz. Takılıyoruz hayatın ağlarına. Başımıza geleceklerden habersiz.’

 

Sabah 06:30 sularında Ayhan Sicimoğlu ile balık avına çıkmak için buluştuğumuzda böyle söylemişti bana.

 

David Lynch ‘Büyük Balığı Tutmak’ adlı kitabında derin düşüncelere selam vererek büyük balıkların en derinlerde gezdiğini söyler. ‘Büyük balıkları, büyük fikirleri bulmak için derinleşmek gerekir’.

 

Ve ağlar bunun için doğru bir araç. Derine gidiyor. Büyük bir alanı kaplıyor. 

 

Peki siz hayata ağ atanlardan mısınız? Her şeyi yaşayayım, her şeyi deneyimleyeyim, hepsi gelsin ben ayıklarım, bir şey kaçmasın.

 

Ama oltanın da tadı farklıdır eminim. 

 

Orada da hedefini pek göremiyorsun ama istediğin daha belli. Amaçladığın sayının belli bir kısıtlaması var. 

 

Bu sabah bindiğimiz balıkçı teknesi Bodrum’da açılan Susona Hotel’in içinde yer alan Malva ve Frankie Beach’e taze ürün getirmek için her sabah denize açılıyor. O gün denizden ne çıkarsa o, menü denizden çıkana göre hazırlanıyor. Av yasağına ve avcılık kurallarına uygun olarak faaliyet gösteriliyor. Evet bu sabah bu deneyimi biz hastası olduğumuz Ayhan Sicimoğlu ile yaşıyoruz ama otel misafirlerinin ilham alabilecekleri başka kişilerle de bu deneyimi her gün yaşama şansları var. Zira bu Susona Bodrum'un da bir parçası olduğu Hilton LXR Hotels & Resorts Collection'ın amaçlarından biri. Misafirlerine özel deneyimler yaşatmak. Planlanan ve otel bünyesinde var olan birçok farklı etkinlilk burayı bir deneyim yaşama merkezi yapıyor. O gün otelde pişirilecek balıkları misafirlerin otelin profesyonel ekibiyle tutabilmesi bunlardan bir tanesi.

 

Ağdan iskorpitler çıktıkça ‘bu akşam çorba var’ diye bağırıyor Kaya Demirer. Ne çıkarsa o demiştik. Ben kalamayacağım ama teknede olan herkes karaya çıkar çıkmaz mutfağa gidip o balıkları taze taze pişirecek. Deneyime devam edecek.

 

Ağ atmak dedik ya bunun aslında bir sürü yapış biçimi var ama Ayhan Sicimoğlu hayattan bir şeyler yakalamak ve bir şeyler yaratmak için en önemli şeyin merak olduğunu söylüyor. Ama merak konusunu da ikiye ayırıyor: ‘Bir iyi merak var bir de kötü, başkasına ve kendine zarar veriyorsa kötü meraktır o. ‘

 

Bu balık ağını denize değil de hayata atmak için önemli bir yöntem. Ki bugün ondan denize ağ atmaktansa hayata ağ atmayı öğreniyorum daha çok.

 

Bununla birlikte hayata her gün olta atmaya devam etmen gerekir.’ diye ekliyor. 

 

Sicimoğlu teknede geçirdiğimiz 2 saat ve bir önceki akşam boyunca bana bir sürü kişi, hikaye ve yer anlattı.

 

Hikayeleri burada anlatamam ama çoğundan çıkardığım ortak bir ders var.

 

Ne yaptığından çok nasıl yaptığın önemli olan. Ne balık tuttuğun değil, balığı nasıl tuttuğun. Ne kadar çok balık tuttuğun değil, ne kadar keyfine vardığın. Balığa ne için çıktığın değil, balığa çıktığın ekiple orada o anı ne kadar paylaştığın. Balığın ne kadar büyük olduğu değil, yemeğine ne kadar tat vereceği.

 

Tekne motoru biz tam dönüş yoluna geçmişken teklemeye başlıyor. Ayhan Sicimoğlu: ‘bir ses geliyor, motora bir şey takılmış olmalı’ diyor. 

 

Girelim be Alper, o kadar zaman dedik...

 

Kaptan suya atlıyor. 

 

Bir demir ağırlık teknenin motoruna takılmış.

 

Ayhan Sicimoğlu kulağıma fısıldıyor. ‘Bakma, bunu fark ederek, bugün en büyük balığı ben tuttum’.

 

Kapak Fotoğrafı: Gökhan Fırat/GDF Medya

İZLE
7 Mehmet Gastronomi Serisi 1.Bölüm
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası