Rona şu sıralar Los Angeles’ta. Giovanni ise Londra. Üçümüzün Zoom üzerinde yaptığı buluşma hayata kolektif bakınca mesafelerin ortadan kalktığının kanıtıydı sanki. Rona şu sıralar en sevdiği rengin mavi olduğunu söylerken Giovanni sessiz bir şekilde üzerindeki mavi sweatshirt’le oturuyor, Giovanni, Rona’nın hayata karşı söylediği mottonun İtalyan kültüründeki karşılığını cebinde hazır bulunduruyor. Yanlış anlaşılmasın her şey onlar için bu kadar aynı değil. Biri sabahları daha aktifken diğeri için akşam saatleri daha verimli. Ama işte bu noktada da karşındaki insanla birlikte karşındaki insanda dengeyi bulmanın önemini anlatıyorlar bir ağızdan. Sanki bana şunu söylüyorlar: 'İşte mesele de bu değil mi, bütün farklılıklara rağmen ve bütün farklılıklarla beraber kolektif bakabilmek?'.
Kolektif bakmak sizin için ne demek? Giovannni Pamio: Diğer insan senin göremediğini görür. Bu bir tasarımcı olarak kendini geliştirmenin de yolu. Hayatta bizim bildiğimize inandığımız illa doğru olan değildir belki de. Ve beraber çalışırken güven çok önemli bir mesele. Farklı bakış açılarını da birleştirebilmek için özellikle. Rona Binay: Biz New York Pentagram’da beraber çalışmaya başlamışık. Enerjimiz hemen tutmuştu. Orada beaber çalıştığımız sürenin ardından ben New York’ta kaldım Giovanni ise Londra’da devam etti. Tasarımna kültür ve etik olarak farklı yerlerde duran taraflardan baktık. Olaylara farklı yaklaşabiliyoruz ama işin güzelliği de bu sanırım. İkimiz aynı proje üzerinde çalışırken Giovanni farklı bir fikirle gelebilir ama ben ona güveniyorumdur. Beraber çalışmanın en zorlu yanı? Giovanni: Zorlu yanı zaman farkı olabilir. ‘Takvimi yönetmek’. Sadece saatlerle alakalı değil bu konu, birimiz sabahları daha aktifken diğerimiz akşamları daha aktif mesela. Beraber iş yaptığın insan nasıl çalışıyor bunu anlamalısın, çünkü işler her zaman seninki gibi gitmiyor. Rona Binay: Şimdilerde kendimizi çoğu zaman Facetime’da iş konuşuyorken buluyoruz, ama aynı zamanda da biz arkadaşız, eğer bir arkadaşınla iş ilişkin varsa iş - arkadaşlık dengesine dikkat etmen gerekebiliyor ki dostunun normal hayatta da neler yaptığını duyabil. Son zamanlarda size ilham veren şey? Bu aralar çok fazla Youtube izliyorum. Japonya hakkındaki seyahat videoları çok ilgimi çekiyor. Ve de Japonya’daki tasarım kültürü de bu aralar radarımda. Bana başka bir pencere açıyor. Hatta Japon tasarım anlayışıyla alakalı kitaplar sipariş verdim yakın zamanda. Rona Binay: Ben bu aralar kendimi 80’lerin müziklerini dinlerken buluyorum. O zamanlardaki hikaye anlatıcılığına bakıyorum, oradaki ışık ve gölge kullanımını inceliyorum. Şu an Los Angeles'deyim, bir yandan Ocak ayında yazı yaşarken mavi gökyüzü ile de bir obsesyon yaşıyorum. Ve de mavi gökyüzü ve aynalarda çekilen fotoğraflar... Şu sıralar dinlediğiniz şarkı: Giovanni Pamio: PJ Harvey - This is Love Rona Binay: Marvin Gaye - What’s Going On Size ne ilham verir? Giovanni Pamio: Ben müzeye gitmeyi çok sevirim. National Gallery’ye gitmek mesela. Orada duran tablolarda küçük detayları bulmak bana ilham verir. Belki o detayın resmin genelinde bir anlamı yoktur ama sen o detayı büyütür ve ondan bir şey yaparsın. Rona Binay: Müzeler, arkadaşlarımla konuşmak, Youtube, kitapçılar ve Drag race! Aslında her şey. Bir sahnedesiniz ve karşınızda şu an dünyada yaşayan bütün insanlar var, 8.5 milyon kadar insan. Bütün bu insanlara sadece bir cümle söyleme hakkkınız olsaydı ne derdiniz? Giovanni Pamio & Rona Binay: ‘Bana da bir yer ayırın’, ‘Ona da bir yer ayırın’, ‘Masaya bir sandalye daha ekleyin’