the cure
DAHASI+

The Cure’dan Kayıp Dünya’nın İlk Şarkısı: “Alone”

The Cure, merakla beklenen Songs Of A Lost World albümünün 1 Kasım’daki çıkışı için bir kez daha - her zamanki gibi - Fiction Records ile anlaştı... ve sonra…

Ve sonra “kayıp dünya”nın ilk şarkısı ‘Alone’u 26 Eylül’de biz dinleyicileriyle buluşturdu.

İşler 1976’da Robert Smith (vokal, gitar) ve okul arkadaşları Michael Dempsey (bas), Lol Tolhurst (davul) ve Porl Thompson ile Easy Cure adıyla kurulan grup ile başladı. Hemen kendi şarkılarını yazıp demo kaydetmeye başladılar ve 1977 boyunca Güney İngiltere’de giderek büyüyen bir hayran kitlesine çalarak birçok performans sergilediler. 1978’de 'Easy' kısmı bırakıldı ve Porl gruptan ayrıldı. Artık yalnızca The Cure olarak bilinen hevesli ve bir o kadar da yetenekli ekip, Chris Parry’nin yeni kurduğu Fiction Records ile anlaştı.

26 Eylül’de dinlediğimiz ve dinler dinlemez bizi çok ama çok heyecanlandıran “Alone”, yıllar sonra tekrar Fiction Records etiketiyle yayımlanacak albümün ilk habercisi oldu.  Smith’in şarkı yazımının karanlık yanlarını büyük bir zevkle tekrar keşfe çıktığımız bu şarkıda Smith’in sesi, kırılgan ve melankolik bir şekilde hepimizin ruhunu ele geçiriyor ve şu sözlerle açılışı yapıyor;

Bu, söylediğimiz her şarkının sonu. Ateş küllere dönüştü, yıldızlar gözyaşlarıyla soldu.”

Yaklaşık yedi dakikalık bir güç gösterisi, The Cure’a yakışan cesur bir hamle. ‘Alone’, duygusal bir  şarkı olmanın tüm sancılarını ve biçimini taşıyor; çarpıcı bir kalp sızlatma denemesi. Hatta deneme demek haksızlık olur, gruptan beklenen bir başarı…

16 yıl sonra yeni bir The Cure albümüyle buluşmak, müzikseverler için çok değerli ve çok heyecanlı bir durum . Bu arada, uzun yıllardır the Cure ile çalışan Andy Vella, albümün sanat tasarımını üstlendi. Kapak tasarımında, 1975 tarihli Janez Pirnat'ın Bagatelle adlı heykeli yer alıyor.

Bu karanlık, etkileyici ve hatta hipnotize edici yeni single’ı dinledikten sonra, The Cure’un önceki başyapıtlardan birkaçını da hatırlamak yerinde olacaktır.

Apart (1992)

“Bu kadar uzaklaşmamız nasıl mümkün oldu?/ Bir zamanlar bu kadar yakınken.” ‘Apart’ hipnotize edici, yoğunlaştırılmış bir hüzün bulutu.

Dinleyiciyi gerçekten saran bir atmosfer yaratıyor. Robert Smith, bu parçada en yıkıcı ayrılık sözlerini sıralıyor. Karanlık ve hipnotik… Benim için ise tüm zamanların favorisi.

Friday I’m In Love (1992)

Şahane bir pop şarkı. Smith’in şarkıyla alakalı açıklaması da eğlenceli. Sanatçı, “Neredeyse hesaplanmış bir şarkıydı,” diye itiraf etti NME’ye 2008 yılında. “Gerçekten iyi bir akor ilerleyişi var, başka hiç kimsenin bunu kullanmadığına inanamıyordum ve o dönemde birçok insana sordum.”

Just Like Heaven (1987)

Sen, tıpkı cennet gibi - der ve bitirir şarkıyı Smith. Just Like Heaven, müziğin aşk ve ölüm kadar güçlü bir durum olduğunu yüzümüze vuran bir şarkı.

İLGİLİ İÇERİKLER the cure
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası