Moda dünyasında son yılların en büyük sürprizlerinden biri yaşanıyor: Balenciaga’nın kuralsız yaratıcı dehası Demna, Gucci’ye gidiyor.
“Gucci ailesine katılmaktan gerçekten büyük heyecan duyuyorum,” diyen Demna, yaptığı açıklamada, “Derin bir saygı duyduğum ve uzun zamandır hayranlıkla takip ettiğim bir moda evine katkıda bulunmak benim için bir onur,” ifadelerini kullandı.
Demna, Gucci'de çalışmaya başlamadan önce Temmuz ayında son Balenciaga couture koleksiyonunu sergileyecek. Duyuru, Şubat ayında Sabato De Sarno ile yollarını ayırdığından bu yana düşen satışları tersine çevirmek için yeni bir tasarımcı arayışında olan İtalya'nın en büyük lüks evinin geleceği üzerine haftalardır süren hararetli spekülasyonları sona erdirdi.
Sonuç olarak, her iki markanın da çatı şirketi olan Kering, içindeki en büyük etki yaratan ismi seçti. Basın bülteninde Kering’in başkanı ve CEO’su François-Henri Pinault, 2015 yılında katıldığı Balenciaga’daki başarısından ötürü Demna’yı övdü. “Onun yaratıcı gücü tam da Gucci’nin ihtiyacı olan şey,” dedi Pinault. Demna göreve başladığında Balenciaga’nın satışları 350 milyon dolar civarındaydı. 2022 yılına gelindiğinde ise bu rakam 2 milyar dolara ulaştı.
Yine de Demna’nın, bu büyük görev için cesur bir tercih olduğunu inkar edemeyiz. (2022’de Gucci’nin geliri 10 milyar doları aşmıştı.) Gucci denince akla at nalı tokalı loafer’lar gelirken, Demna’nın Balenciaga’sı devasa spor ayakkabılarıyla tanınıyor (öyle ki, Shaq’in ayaklarını bile küçük gösterebiliyorlar). Son on yılda modayı her açıdan tersyüz eden Demna’nın estetiği, İtalyan burjuvazisinden çok Berlin kulüp sahnesine yakın duruyor. Nitekim, Gucci için hazırlanan resmi duyuru portresi de kendine has bir detay barındırıyor: dudaklarını büzerek çektiği bir selfie.
Ancak Demna, günümüzde gerçek anlamda dahi olarak tanımlanabilecek az sayıdaki tasarımcılardan biri. Gürcistan doğumlu tasarımcı, hem benzersiz parçalar tasarlayıp insanları onları giymeye ikna edebilen hem de geniş çapta tartışmalar başlatabilen özgün bir zihin. Onun sanatsal formlu couture smokinlerinden ustalıkla eskitilmiş Erewhon eşofmanlarına kadar tüm işleri, pop kültüre nüfuz etme gücüne sahip, dönemin ruhunu yakalayan bir enerjiyle titreşiyor.
Demna’nın geçen yıl GQ’ya söylediği gibi: “Benim için en büyük heyecan şu an. Her zaman. İnsanlar modayı genellikle geleceği öngörmesi gereken bir şey olarak düşünüyor. Ama hayır, moda şu an ile ilgili olmalı. Eğer ona bağlanamazsanız, yalnızca dekoratif bir unsur haline gelir.”
Gucci CEO’su Stefano Cantino ise yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Demna’nın hem eşsiz hem de güçlü olan yaratıcı yaklaşımını her zaman hayranlıkla takip ettim. Bir markanın ikonik mirasına sadık kalırken modern bir duyarlılığı benimseme yeteneği gerçekten olağanüstü.”
Demna’nın Gucci’yi nasıl yeniden şekillendireceğine dair spekülasyon yapmak için bolca zaman var. Belki de o anı hatırlıyorsunuzdur: Dönemin Gucci tasarımcısı Alessandro Michele, Balenciaga’yı “hack’lediğinde” moda dünyasında iş birlikleri adına bir dönüm noktası yaşanmış ve Demna’nın abartılı kum saati siluetinin Gucci evreninde nasıl görünebileceği gözler önüne serilmişti.
Ancak Demna, Pazar akşamı Paris’te bize daha net bir ipucu vermiş olabilir. Balenciaga podyumunda perdeyi açan görünüm, sade bir siyah takım elbiseydi. Ne abartılı vatkalar ne de yapay kol detayları vardı (sadece tam oturan, kusursuz bir terzilik anlayışı). Yine de bu görünüm, onun radikal ruhunu yansıtmayı başardı. Demna’nın imza niteliğindeki yüksek moda anlayışına yepyeni bir boyut kattığı bir an olarak kayda geçti.
Demna, açıklamasında şu sözleri ekledi: “Stefano ve tüm ekiple birlikte Gucci’nin muhteşem hikayesinde yeni bir bölüm yazmayı sabırsızlıkla bekliyorum.”
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.