Balenciaga Demna GQ Röportajı Fotoğraf: Jason Nocito
Stil

Demna, Maskesiz

Geçtiğimiz 10 yılın en hatırı sayılır tasarımcısı. Aynı zamanda en çok ses getireni. Balenciaga’nın kreatif direktörü şaşırtıcı bir ilham kaynağı keşfediyor: mutluluk. GQ’dan Samuel Hine, Demna’nın yeni döneminin şafağına Paris’te, New York’ta ve Şanghay’da tanıklık ediyor.

PARİS

Paris'te baharın ilk günleri. Balenciaga'nın esrarengiz kreatif direktörü Demna, sandalyesinden sıçrıyor. Aydınlık bir sergi salonunda, mullet saçlı hımbıl bir modeli inceliyor. Balenciaga'nın 2024 kış defilesi iki gün sonra yapılacak ve Demna saatlerdir burada, podyuma çıkacak her bir görünüm üzerinde son ayarlamaları yapıyor.

Moda evleri hakkında belgesel izlediniz mi hiç? Manastırlarda daha dinamik bir atmosfer bulmak mümkün. Ancak 17. yüzyılda inşa edilmiş eski bir hastanenin tonozlu tavanlarının altında uzanan bu sergi salonu, kulak tırmalayan tekno müziğin eşlik ettiği bir yetişkin pijama partisini andırıyor. Demna'nın önderliğinde, odadaki neredeyse herkes tasarımcı pijamaları giyiyor.

Demna içerideyken onu rahatsız etmemem istendi; ben de bir kenarda durup Paris’teki 2 milyar doların üzerindeki en radikal lüks moda evinin merkezindeki yaratıcı koreografiyi gözlemledim.

Söylenene göre koleksiyon, Demna için son derece kişisel olma özelliğini taşıyor: Kendi dolabından aşırdığı süslemelerin yanı sıra, Sovyet dönemi Gürcistan'ında beklenmedik koşullarda başlayan (ve onu bugünlere getiren) moda tasarımcılığı yolculuğundan referanslar barındırıyor. 43 yaşındaki tasarımcının, parmaklarını nükleer füzyonun sırlarını düşünür gibi traşlı kafasının şakaklarına koyuşunu izliyorum. Modelin üzerinden sarkan fermuarlı kazak ve kot pantolonda pek özel bir şey yok; ama Demna'nın yoğun odağı belli oluyor. Balenciaga'nın tüm yanlış nedenlerle viral olduğu bir dönemin ardından Demna, son 10 yılda modayı ne kadar ileriye taşıdığını hatırlatan bir başka çalışmayla, kariyerini tanımlayacak bir toparlamaya imza atmayı umuyor.

Pek çok kreatif şahsiyet gibi, Demna da kontrolü rahatlatıcı buluyor ve bu rahatlık uzun zamandır görünüşüne de yansıyor. Demna kendini, fevkalade ölçülerde siyah kıyafetlerden ibaret bir üniformayla gizleme eğiliminde; zira birkaç yıl boyunca maske ya da fütüristik renkte yüz siperleri takarak fotoğraflarda yüzünü göstermekten kaçınmışlığı var. Bugün galeride gizemli bir adamdan çok, ön kollarını saran mürekkep mavisi dövmeleri sergileyen bol tişörtüyle, burjuva bir heavy metal basçısı gibi görünüyor. Yumuşak kahverengi gözlerinin rengindeki, kırpılmış sakalını biraz uzatmış. Mükemmel manikürlü tırnaklarında siyah cila izleri var.

Demna, MaskesizFotoğraf: Jason Nocito

Demna en yakınındaki beş-altı asistana dönüyor, içlerinden biri ona siyah renkli sıradan bir bereye benzer bir şey uzatıyor. Tasarımcı da, bereyi genç adamın kahverengi buklelerinin üzerine geçiriyor; ardından sadece burnunun ucu görünene kadar yüzünü ve gözlerini kapatıp, kendisine doğru yürümesini söylüyor. Demna'nın; gündelik kıyafetleri yenilikçi ölçüler uygulayıp büyük bir ustalıkla fetişist moda nesnelerine dönüştüren pek çok işi gibi, bu bereyi de ilk bakışta anlamlandırmak biraz güç. Demna şaşkın bakışlarımı fark ediyor ve basit gibi görünen şapkanın ardındaki hileyi açıklıyor: “Çift katmanlı ve iç katmanı kesilmiş, bu sayede görebiliyor.”

Demna'nın cesur gerçekçilik ile elit haute couture'ü bir araya getirmesi (örneğin kapüşonlular hakkında konuşurken yaka ve kol geometrilerinden bahsetmesi) şiddetli tartışmalara yol açıyor. Bunun bir sebebi; alay ile provokasyon, eleştiri ile ciddiyetli öneri arasındaki çizginin nerede çekildiğinin her zaman net olmaması. Sergi salonunda, bere hareketinin anlamını detaylandırıp detaylandıramayacağını sorduğumda, saf bir samimiyet sergiliyor. “Referans bir vual aslında; tıpkı couture'de olduğu gibi, yüzü örten bir peçe.” diyor Demna. “Bu bana ergenlik dönemimi de hatırlatıyor. Berelerimizi yüzümüze geçirir, gözlerimizi neredeyse kapatırdık; öyle ki zar zor görürdük. Sonra da bu şekilde dolaşmak zorunda kalırdık.” Demna başını geriye atıp kıkırdamaya başlıyor. Sanırım onu anlıyorum. Ardından, kendisinin bir moda dehası mı yoksa bir trol mü olduğuna dair, pek sofistike olmasa da yaygın olan tartışmaları kuru gürültü olarak nitelendiriyor. “İnsanlar her şeyden provoke oluyor.” diyor.

Birkaç gün sonra Demna ile Balenciaga'nın George V Bulvarı’ndaki tarihî adresinde buluşuyorum. Paris Moda Haftası sona ermek üzere ve tüm şehir, değişen bulutlardan oluşan bir örtü altında nefes alıyor gibi. Demna beni en üst katta, 1937 yılında binanın kapılarını açan ve Paris'in en önemli ve saygın terzilerinden biri olarak kendini kabul ettiren İspanyol modacı Cristóbal Balenciaga'nın büyük bir siyah-beyaz portresinin bulunduğu toplantı odasına götürüyor.

Genelde basından çekinen tasarımcının konuşmaya hevesli olduğunu söyleyebilirim. Bu cömert ruh hâlinde olması için sebepleri var. Tasarımcıyı sık sık rahatsız eden eleştirmenler, defileyi büyük ölçüde beğendi. Endüstrinin hakemlerinden Cathy Horyn defileyi “Eğlenceli ve yeni yaklaşımlarla üst ve alt olana keskin bir saldırı.” olarak nitelendirdi.

Büyükçe siyah deri bir koltuğa gömülüp porselen fincanından çay yudumlarken Demna bana kendi yorumunu yapıyor. “Sanırım geçen günkü defilem,” diyor, “ilk mutlu defilemdi.”

Demna'nın hayatı pek de sıcak ve rahat geçmemiş. O dönemde Sovyet Gürcistan'ının bir parçası olan, Karadeniz kıyısındaki Sohum kentinde 1981 yılında doğmuş. İlk anılarının en güzellerinde kıyafetler yer etmiş. Annesinin, erkek kardeşini doğurduğunda, bir süre hastanede kalması gerekmiş; tamirci babası işe gittiğinde Demna, anne ve babasının dolaplarına gizlice girip kendi mini moda defilelerini sergilemiş. Demna, küçük bir çocukken bile “giysilerle dönüşebilmemizi” büyüleyici buluyormuş. Büyükannesinden bir mezura istemiş. “Çok güzel geliyordu.” diyor. Anne ve babası onu bir noktaya kadar şımartmış; fakat babası onu teyzesinin plise eteğini giyerken yakalayınca sınırı çizmiş.

Nostalji makarası kısa süre sonra bitiyor.1992'de Demna çocukken, bölgedeki Abhaz ayrılıkçılar Sohum’a saldırıyor ve ailesinin evi bombalanıyor. Ertesi yıl, daha da tırmanan şiddetin ortasında, aile Kafkas Dağları'ndan yürüyerek kaçıp nihayetinde yüzlerce kilometre ötedeki Tiflis'e ulaşmış. Ailesindeki ‘kara koyun’ olan Demna artık bir mülteci, daimi bir yabancı, savaş ve çalkantılardan yara almış ama dünyadaki yeri için mücadele etme kararlılığındaki biri olmuş, sertleşmiş.

Gençlik yıllarındaysa ‘son derece dindar ve maço’ bir ülkede zorbalığa uğrayan eşcinsel biri olarak, daha tipik bir dışlanmışlık yaşamış. Tiflis'te uluslararası ekonomi eğitimi aldıktan sonra 2003 yılında Antwerp'teki Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi'nin ünlü moda programına başvurmuş. “Bunu denemem gerektiğini düşündüm.” diyor, “Şimdi yapmazsam, asla yapamayacağım ve sonunda boktan bir Alman bankasında çalışacak, muhtemelen hayatımın geri kalanında mutsuz olacağım.”

Mezun olduktan sonra Paris'e gelen Demna, burada “hiçbir bağlantısı, çevresi olmayan, moda partilerine gitmeyen tuhaf bir Gürcü” olduğunu söylüyor. Sahip olduğu tek şey, yarısı kırık bir dikiş makinesi ve 10 metrekarelik bir stüdyoymuş. 2009'da Maison Margiela’ya girmiş, 2013'te Louis Vuitton'da çalışmaya başlamış. O dönemlerde günlük işlerinde tasarım yapmadığı zamanlarda kıyafet dikmeye başlamış. Tasarımları, agresif bir görünümle giyenin rahatlığını vurgulamaya başlıyor ve bir anlamda kendi ruhunu yansıtıyor: Hassas olduğu kadar, sokak kavgasına da hazır. Ellerinin arkasında uzayan kıllardan utanıp, palto ve ceketlerinin kollarını uzatmış; tişörtlerini ellerini daha iyi gizleyecek şekilde dikmiş. “Estetik anlayışımın büyük kısmı, fazlasıyla kişisel,” diyor.

O ‘kendini korumacı’ jestler Demna'nın giyime yönelik devrim niteliğindeki yeni tutumunun temelini oluşturdu. Modanın en kutsal gerçeklerinin büyük bir ölçekte ve de kültürel açıdan yeniden değerlendirilmesi sürecini başlattı. “Mevcut an beni çok heyecanlandırıyor; hep böyle oldu” diyor Demna bir noktada bana. “İnsanlar genellikle şöyle düşünür: ‘Moda ne olacağını tahmin etmelidir.’ Hayır moda, içinde olduğumuz anla ilgili olmalı. Şayet bununla bağ kurmazsanız, işte o zaman moda dekoratif hâle gelir.” Demna dekoratif giysileri ve “hayal” satan tasarımcılığı dolandırıcılıkla kıyaslıyor. “Bence bireysel bakış açısı şu anda modada çok nadir görülen bir şey.”

Demna'nın dürüstlüğü ticari anlamda gişe rekorları kırdı. Balenciaga'ya geldiğinde satışlar 350 milyon dolar civarında seyrediyordu. Balenciaga CEO'su Cédric Charbit, “Geçtiğimiz yıllar içinde, Demna'nın Balenciaga'da moda gündemini belirlediğine inanıyorum.” diyor. “Demna doğru meselelere dikkat çekme yeteneğine sahip. Her anlamda bir yeniden düşünmeye vesile oldu… Yaşadığımız dönemin ruhunu başka hiç kimsenin yakalayamadığı kadar iyi yakaladı. O kültürel bir fenomen.”

Balenciaga’nın büyük hayranı olan Charli XCX, “Zamanın ruhunun bir parçası olmanın tek yolu, vizyonunuzdan ödün vermemek. Demna da böyle biri.” diyor. “Asla bocalamıyor; korkusuz biri ve taviz vermiyor. Ancak bu şekilde, tutarlı ve yaşadığınız âna ait bir şey yaratabilirsiniz.”

Paris'teki aynı öğleden sonra, en ileri ve deneysel modanın bu gizemli üstadı; duyarlılık anları, öfke parlamaları ve uzun süren acımasız dürüstlüğüyle yavaş yavaş kendini ortaya koyuyor. Karşımdaki Demna derin bir değişimin ortasında. “Geçen yılı kendim için yaratıcı bir terapi süreci olarak kullandım.” diyor. “Bunun marka için gerekli olduğunu biliyordum. Kendim için de gerekli olduğunu biliyordum.”

Demna, MaskesizFotoğraf: Jason Nocito

Mutluluk da aşk gibi bir gizem. Hiç bir kişisel gelişim kitabı ve meditasyon uygulaması, herhangi birinin mutluluğu nasıl ve ne zaman bulacağını tahmin edemez. Mutluluk, siz Los Angeles otobanında trafikte sıkışıp kalmışken, gökten arabanıza bir yıldırım gibi düşebilir mi, kesinlikle bilmiyorum. Ama Demna'nın anlattığına göre, tam olarak böyle olmuş.

“Çok aptalca bir andı.” diyor, garip ve beklenmedik şeylerle dolu hayatında başına gelen muhtemelen en garip ve en beklenmedik şeyi utangaçlıkla hatırlarken:

Aralık ayıydı; Demna, 2023'ün son defilesini sunmak üzere Los Angeles'taydı. Los Angeles'ı çok seviyor. Her ne kadar zamanının çoğunu Paris ve İsviçre kırsalındaki evi arasında mekik dokuyarak geçirse de Los Angeles'ın dünyadaki en sevdiği şehir olduğunu evvelden beri dile getiriyor. Bu kentte “Kestiremediğiniz olasılıklara için açılmış bir alan var.” diyor. Los Angeles'a vardığında marka, Hollywood influencer’larının viral işlerinin favori seti olan organik market Erewhon ile iş birliği yaptığını duyurdu.

Bir akşam Demna ve eşi Fransız tekno müzisyeni BFRND kendilerini tıkalı otobanda buldu. Demna, kendisine uzun zamandır ilham veren ünlülerin iş dışı şık kıyafetlerine bir övgü niteliğindeki koleksiyonu konusunda harika hissediyordu (bkz. Paris Hilton'un Juicy Couture'ü ve Justin Bieber'ın smoothie nöbeti… Fakat Demna’nın stili, karpuz büyüklüğünde mondo spor ayakkabılarla tamamlanıyor; sapkın ve neredeyse grotesk.). Hancock Park'ta, “Hollywood” tabelasının hemen aşağısında yer alan sokakta gerçekleşen defilesinin konumu da onu çok heyecanlandırmıştı. Ayrıca nihayet Erewhon'u ziyaret etmişti. Ateşten bir gün batımı gökyüzünde parlıyordu.

“Ve fark ettim ki…” diye duraksıyor Demna, “Ben mutluyum.” Arabadan gün batımının bir fotoğrafını çekmişler.

“Bunun ‘ben’ olduğumu biliyordum; eve, modaya ve kendime dönüyordum. Sanırım o anda hissettim bunu.” diyor. Tüm bunları bana, kendisinin bu dönüm noktasını daha iyi anlamam için anlattığını hissediyorum. “Bir şekilde, bir anda oldu” diyor. “Olmasını ummuyordum. Bunun ne zaman başıma gelebileceğine dair hiçbir fikrim yoktu, ama oldu. Ve o zamandan beri yaratıcı bir merak ve heyecanla dolup taşıyorum.”

Demna, MaskesizVogue Runway

NEW YORK

Birkaç ay sonra, Demna ile Yukarı Doğu Yakası’ndaki mahalle lokantası Orsay'da öğle yemeği için buluşuyoruz; New York'ta kartpostalvari bir bahar günü... Siyah Balenciaga x Erewhon fermuarlı kapüşonlu sweatshirt'ü ve kalın gümüş halka küpeleriyle Demna, ipek eşarplı müdavimlerin gotik yeğeni gibi duruyor. Burayı o seçti; en sevdiği Instagram hesaplarından biri olan “Ladies of Madison Ave”, şehir dışındaki zengin eksantriklerin kıyafetlerini arşivliyor. “Burası bir Fransız restoranı, biraz tuhaf ama bana o kadar New York’lu göründü ki buraya gelmek istedim.” diyor gülerek.

Demna terapiden geliyor. Bu haftanın konusu neydi? “Met Balosu hakkında çok konuştuk aslında.” diyor salata ve patates kızartması sipariş ederek.

Demna evvelki gece Met Gala'ya katıldı. “Genellikle nefret ederim bundan.” diyor ünlü misafirleri ağırlayan şaşaalı etkinlik hakkında. Bu tür şeylere dikkat edenler için bu, pek de sürpriz olmayabilir. 2021'de Kim Kardashian'la birlikte, ünlülerle karmaşık ilişkisine işaret ederek, yüzüne geçirdiği siyah çoraplarla törene katıldı. Demna, bu fikrin aslında Kardashian’a özel düşünüldüğünü söylüyor ama Kardashian’ın [çoraplarla] gerçekten de göremediğini sonradan fark etmişler. “Ben de ‘Tamam, o zaman ben de seninle geliyorum.’ dedim. Aslında iki kör, birbirimize rehberlik ediyorduk!” Demna dedikoducu bir edayla gülüyor. “Ama bir tür koruma altındaydım. O zamanlar insanların bilmemesi fikri hoşuma gidiyordu.”

Demna bu yıl da gecenin sürprizsiz geçmediğini anlatıyor. Demna ve BFRND kırmızı halıda yürüyüp Metropolitan Sanat Müzesi’ne girdikten sonra, Demna’nın yolu neredeyse kardeşi Guram ile kesişiyormuş. Demna ve Guram 2014 yılında, geleneksel moda sistemine karşı duydukları öfkeyi sert kapüşonlular, eşofman altları, bomber ceketler ve moto-giysilere kanalize eden gerilla moda kolektifi Vetements'i kurdu. Guram işin idari kısmını, Demna ise kreatif kısmını yürüttü. Demna, Paris'te yükselen bir yıldız hâline geldi ve yalnızca bir yıl sonra Balenciaga'da işe başladı.

2019'da Demna, Vetements'tan ayrıldı ve 2022'de Guram kreatif direktör oldu. Guram geçen yıl The New York Times'a, Demna'nın 10 yıllık iyi bir dönem geçirdiğini, döneminin yavaş yavaş bitiş çizgisine yaklaştığını söylemişti. “Guram”, Demna'nın bütünlemesine tartışmayı reddettiği bir konu. Ancak, birlikte çalıştığı bazı kişiler, onun imzası niteliğindeki estetiğin unsurlarını kendilerininmiş gibi benimsedikleri için, ihanete uğramış hissettiğini söyledi.

Demna, yaklaşık bir yıldır görmediğini söylediği Guram'ın orada olacağını hiç düşünmemiş. Demna'nın deyimiyle “garip durumların ustası” Kardashian'ın, Demna'yı tam da doğru anda sohbete çekmesi sayesinde o an, herhangi bir sohbet yaşanmadan geçip gitmiş.

“Bu çok üzücü” diyor Demna, “Ama öte yandan, buna sevindim çünkü kendimi [bu meseleden] uzak tutmam lazım.”

Yine de Demna eğlenmeye kararlıydı. Akşam yemeğinden sonra Isabelle Huppert'i kaptığı gibi müzenin Kostüm Enstitüsü galerisine götürmüş; Demna'nın o gece Fransız oyuncu için yeniden yarattığı büyüleyici şampanya rengi gelinliğin asıl hâlini görebilmişler. Sergi saatlerdir kapalıymış; bu yüzden gizlice içeri girip (öyle anlatıyor) galeriler arasında koşuşturmuşlar. Güvenlik peşlerinde, Huppert ayakkabılarını ve elbisesinin uzun kuyruğunu taşırken çığlık atıyor; Demna da özgürlüğü yakınsayan bir hissin tadını çıkarıyormuş. Telefonunu çıkarıp bana o şamatanın videosunu gösteriyor. “Yaptığımız gerçekten yasa dışıydı;” diyor Demna, ”ve gerçekten komikti.”

Bu neşeli ve saygısız ânın Demna için anlattığından çok daha fazlasını ifade ettiğini söyleyebilirim. Podyumdaki yeniden canlanışının ve yeni keşfettiği mutluluğunun ardında, iki yıl süren olağanüstü bir kişisel dönüşüm var ve bu dönüşüm, dayanılmaz bir dibe vuruş ânıyla başlamış. Salatalarımızı bitirirken, Demna döneminin gerçekten de sona erecekmiş gibi göründüğü o andan bahsediyorum. Ona bunu nasıl tanımladığını soruyorum. Tartışma mı? Macera mı? “Skandal!” diye bağırıyor, “Büyük skandal!”

Demna, MaskesizFotoğraf: Jason Nocito

2022 yılının sonunda Demna'nın çalışmaları “birikmiş öfke” ile doluydu. Modanın kıyısında geçirdiği yılların onu hayal kırıklığına uğrattığını ve tükettiğini artık kabul ediyor. İçten içe, kendisini provokatör olarak nitelendiren eleştirmenlere kızgındı ve trolleme suçlamalarından (yarattığı kıyafetlerin müşterilerine yaptığı ince - ve çok pahalı - bir şakadan ibaret olduğu fikrinden) rahatsız görünüyordu. Duygularını çalışmaları aracılığıyla işledi. Demna, kalıcı ve biraz da rahatsız edici bir moda eğlencesi maksadıyla, Paris'in dışındaki bir kongre merkezinde çamur dolu geniş bir çukurda defile düzenledi. Demna'nın o dönemdeki iş birlikçisi ve Balenciaga'nın en iyi müşterisi Kanye “Ye” West'in başını çektiği modeller, bu bataklık pistte ilerlerken bazı izleyicilerin nefesi kesilmişti. (2022'nin sonlarında Kering, Balenciaga'nın, bir dizi tartışmalı açıklamayı takiben Ye ile bağlarını kopardığını duyurdu.) Ye, balistik güvenlik görevlisi ceketiyle savaşa hazır görünüyordu; mankenlerin çoğunun makyajı, yırtık pırtık giysilerini çamurda sürüklerkenki hırpalanmış görünüşlerine katkıda bulunuyordu. Sahne perdesinin ardında ne tür acıların gizlendiğini merak etmemek işten değildi.

Kasım 2022'de bu karanlık temalar sağcı yorumcuların; Balenciaga'nın, deri kayışlar ve piercing’lerle süslü oyuncak ayıları (“çamur defilesinden” el çantaları) tutan çocukların yer aldığı bir tatil kampanyasıyla, çocuk istismarını teşvik ettiğini öne sürmesiyle yeni bir yankı uyandırdı. Kısa süre sonra başka bir sezon kampanyasındaki kimi unsurlar da, -çocuk pornografisiyle ilgili ABD Yüksek Mahkemesi kararını işaret eden bir belgeyle birlikte- Fox News’de çok önemli bir tartışma konusu haline getirildi. Bazı Balenciaga mağazaları tahrip edildi, ünlü elçileri markadan uzaklaştı ve satışların düştüğü bildirildi. Demna ve Balenciaga, “bir dizi vahim hata”nın sorumluluğunu üstlenerek çeşitli özürler yayınladı ve çocuklarla ilgilenen bir yardım kuruluşuyla ortaklık kurduklarını duyurdu. Belgelerle ilgili olarak ise Demna, 2023 tarihli bir makalesinde Vogue'a şunları söyledi: “İhmalkârca ve fakat kasıtsız gerçekleşmiş bir dizi talihsiz tesadüftü... Orada olmamaları gerekiyordu, [görünce] şaşkına dönmüştüm.”

Yine de o dönemde, Demna'nın işini kaybedeceği ya da istifa edeceği yönündeki söylentiler kaçınılmazdı. Nihayetinde, Balenciaga ve ana şirket Kering yıldız tasarımcılarının arkasında durdu; fakat Demna duygusal olarak harap olduğunu ve çalışmalarının yaratıcı açıdan törpülendiğini söylüyor. Bu olaydan sonra Mart 2023'te gerçekleştirdiği ilk gösterisi, vizyonunu heyecan verici kılan o cazibeden yoksun, en iyi hitlerinin bir tekrarı niteliğinde, düz ve sıradan bir defileydi. Çamur defilesi ya da devamında yaşanan skandaldan ziyade bu gösteri, Demna'nın en yetenekli günlerinin geride kalmış olabileceği gibi -bir zamanlar düşünülemez- bir olasılıkla yüzleşmek zorunda kaldığımız, en dibe vurulmuş bir andı. Demna bundan, “Unuttuğum defile…” diye bahsediyor.

Ona skandalı şimdi nasıl değerlendirdiğini soruyorum. “Bu durum ve sonrasında yaşananlar benim için kişisel anlamda çok zordu.” diyor Demna. “Çok incindim. Ama bugün kendimde; işime, geleceğime, kariyerime ve etrafımdaki dünyaya bakışımda faydalarını görmeye başlıyorum. Hayatımda başıma gelen diğer pek çok şey gibi bu da beni öldürmedi. Sadece beni daha da güçlendirdi. Asıl sığınağımın kendim olduğumu fark etmemi sağladı”.

Demna bugünlerde pek maske takmıyor ama Met'te berelerinden birini arka cebinde tutmuş; her ihtimale karşı. Bereyi bütün gece güvenli bir battaniye gibi taşımış; lakin Kardashian'la birlikte kendini Müzede Bir Gece'de oynarken bulunca, takmamaya karar vermiş. “Bu benim her şeye hakim olma yöntemim ama o anda kontrolcü olmak istemiyordum.” diyor. “İlk kez gerçekten boş vermek istediğimi hissettim.” (Gala için otelden çıkmadan bir süre önce çekilen ve bu dosyada kullanılan portrelerde neden bere taktığını sorduğumda şöyle diyor: “Şey, havalı olduğunu düşünüyorum. Artık saklanmakla ilgisi yok.”)

Skandalın -belki de bariz biçimde- Demna'nın maskesini düşürdüğü an olduğu gözlemimi dile getiriyorum. “Kesinlikle” diyor. “Bu olay bir Demna yarattı. Bu benim kendimi kabullenmemi tetikledi. İçimde kendimi sevmeyi öğrenme arzusunu tetikledi; yedi yıllık terapinin beni ulaştıramadığı bir arzuydu bu.”

Demna, MaskesizFotoğraf: Vogue Runway

ŞANGHAY

Mayıs sonunda Demna ile buluşmak üzere Şanghay'daki heybetli neo-art deko üslubundaki Peninsula Oteli'nin önüne geldiğimde, ilk önce onlarca kibar ve genç “ünlü gözlemcisi” arasından geçmek zorunda kalıyorum. Geniş ve boş avluya doğru ilerlerken, o ana kadar gözlerini sessizce otelin girişine dikmiş olan kalabalık, telefonlarını hep birlikte bana doğru çeviriyor. “Yaşasın!” diye bağırıyor biri.

Üst katta, Demna'nın süitine giriyorum; koyu lake, kadife ve ayna. Henry Kissinger ile Zhou Enlai'nin duman altı ikili görüşmeler yaptığı odalara benziyor. Yaklaşık beş saat sonra Demna, 2025 ilkbahar koleksiyonunu megakentin fütüristik silüetine hâkim bir defileyle sunacak.

Demna kadifemsi koltuktan kalkıp simsiyah, çok bol kıyafetimi değerlendiriyor.

“Güzel omuz çizgisi” diye mırıldanıyor.

İtiraf edeyim, bunu söylemesini umuyordum. Balenciaga beni defile için Çin'e davet ettiğinde, bu vesileyle bir kıyafet ödünç alıp alamayacağımı sordum. Demna'ya hayatı ve çalışmaları hakkında sorular sorarak saatler geçirmiştim; fakat Demna'yı tümüyle anlamanın yolu kıyafetlerini giymekten mi geçiyordu, merak ediyordum. Ayrıca, Tom Ford'un evine şortla gitmezsiniz. Demna'nın hiper-gerçek stil dili benim her zamanki kıyafetlerimi cılız ve sönük gösteriyordu; ben de onun seviyesine ulaşmak istiyorum.

Hedeflediğim seviye her ne ise, konfor alanımın oldukça dışında. Kombinimde gotik David Byrne için dikilmiş gibi görünen bir blazer ceket yer alıyor. Omuzları önce şişirilip ardından (anlamak için mimarlık doktorası yapmanız gereken karmaşık bir yapı sayesinde) mükemmel bir dikdörtgen silueti oluşturacak şekilde köşelerden sıkılmış gibi görünüyor. “Karmaşık meydan okumaları severim; modern terzilik en zor şeylerden biri.” diyor Demna. Alt kata giden asansöre yanlamasına giriyorum. Pantolon buna uygun ölçülendirilmiş, ayak parmaklarımı birkaç santim geçen kare burunlu mokasen ayakkabıların etrafında toplanıyor. Bir de kapüşonlu sweatshirt giyiyorum. New York'ta paketi açtığımda bunun bir hata olduğunu düşündüm çünkü bu ağırbaşlı fermuarlı ceketin kalıbı bir ortaokul çocuğu için kesilmiş gibi görünüyordu. Ama hayır, benim içindi: Beden etiketinde “L” yazıyordu.

Demna ise, evvelki tanışmalarında kot pantolon ve düğmeli ceket giyen yazarın neden şu anda defileye çıkacak gibi giyindiğini sorgulamıyor. Gotik ve hacimli bir biçimde birbirimize uyduğumuzu fark ediyorum. “Evet!” diye kıkırdıyor oturduğumuzda. ”Bayıldım”.

Yıllardır yarattığı defile için her şey hazır. Çin, Balenciaga'nın en güçlü olduğu pazarlardan; Şanghay’ın lüks alışveriş merkezlerinde ve gözde semtlerinde devasa kıyafetleri her yerde görmek mümkün. Demna sanki buranın yerli ünlüsü ve bu, eskiden yarı-münzevi yaşayan Demna’yı şaşırtıyor. “Çılgınca…” diyor bana; “Hiç fark etmemiştim.” Ülkeye ilk ziyareti; hafta boyunca sosyal medyada Demna'nın şehirdeki Balenciaga mağazalarından birini ziyaret ettiğine ve Demna ile BFRND'nin yerel bir evcil hayvan dükkânına girdiğine dair videolar dolaşıyor.

Ancak biz otelde sohbet ederken gökyüzü Balenciaga'nın mat gri ambalajının rengine dönmüş. Podyum, Jean Nouvel tasarımı olan yeni Pudong Sanat Müzesi'nin dışındaki yükseltilmiş bir geçitte yer alıyor. Birkaç gündür tertemiz duran gökyüzü ve Los Angeles sıcaklığının ardından, nehrin karşısındaki gökdelenlerin üzerine çorbayı andıran bir sis çökmüş. Bu, moda tasarımcılarını geceleri uykusuz bırakacak türden bir manzara: Şaşaalı bir açık hava defilesine sadece saatler kaldı ve hava durumu giderek kötüleşiyor. Planlanan alternatif bir mekân ya da acil durum çadırı da yok gibi.

Demna, MaskesizFotoğraf: Jason Nocito

Demna telefonunu birkaç kez kontrol ediyor; muhtemelen can sıkıcı hava tahmini yüzünden stresli. Başarılı bir defile için farklı baskılar söz konusu. Nisan ayında Balenciaga'nın ana şirketi Kering, Gucci'deki kreatif geçiş ile lüks harcamalarda görülen daha geniş çaplı yavaşlama nedeniyle keskin bir gelir düşüşü bildirdi. Son zamanlarda Kering'in en sorunlu çocuğu olan Demna, şimdi grubun en istikrarlı lideri gibi görünüyor.

Geçtiğimiz aralık ayında Los Angeles'ta ve bu mart ayında Paris'te gerçekleştirdiği defilelerle kendine ve vizyonuna duyulan güveni yeniden inşa eden Demna, kendisini “her zamankinden daha kararlı” olarak tanımlıyor ve artık Balenciaga'daki geleceğini planlıyor. Demna, defilelerini daha şık kılmak; terzilik ve couture'ü, ününü borçlu olduğu sokak giyimi kodlarına kıyasla daha da vurgulamak için çaba sarf ettiğini söylüyor. “Bazen uyanıyorum ve resmî görünmek istiyorum.” diyor. Şanghay defilesindeki takım elbise ve paltolar, yeni ve rahat bir kum saati şekline sahip; kalçaları nazikçe okşayan ve vücudu sararak rahatlatan klasik bir Cristóbal silüeti bu. ‘Seksi’, Demna'nın erkek giyimini tanımlamak için kullanacağınız son kelimelerden biri; fakat bu ceketler karanlık ve şehvetli bir enerjiye sahip.

Demna bana “Şu anda bedenim hakkında hiç hissetmediğim kadar iyi hissediyorum.” diyor. “Yani, sonuçta giyinme şeklimiz çok Freudyen. Pek gizemli bir yanı yok.”

Demna, MaskesizFotoğraf: Vogue Runway

Dışarıda yağmur durmak bilmeden yağıyor. Basın, ünlüler ve müşteriler 10’lu gruplar hâlinde gelirken Şanghay'daki tüm siyah şemsiyeler Museum of Art Pudong'da buluşuyor. Neondan Balenciaga logolarıyla aydınlatılmış birkaç bina pusun içinden zar zor seçilebiliyor.

Daha önceki bir konuşmamızda Demna'ya giysileriyle belli bir duygu vermeye çalışıp çalışmadığını sormuştum. “Bir rahatlık olmasını istiyorum.” diye yanıtlamıştı. “Üzerinde saatlerce düşündüğünüz bir şeye benzesin istemedim. Umursamazlık fikrini seviyorum; ‘Aman neyse, çok rahat oldu.’ der gibi... Bu fikir bana oldukça çekici geliyor.” Tümüyle Balenciaga kombini giymek için cesaretimi toplayıp toplayamayacağımı düşünerek birkaç saat geçirdim. Ama şimdi giydiğimde, kendimi inanılmaz derecede rahat hissediyorum; absürdist takımın mimarisi bedenimi kucaklıyor, omuzlarıma oturması için ustalıkla dikilmiş minik kapüşonlu sweatshirt beni rahatlıkla sarıyor. Tam kendim gibi görünmüyorum ama en saf hâlimle kendim gibi hissediyorum.

Michelle Yeoh, şemsiyelerden oluşan koruyucu bir falanksın altında yerini aldığında, çiseleyen yağmur gerçek bir sağanak hâline geliyor. BFRND’in bestelediği film müziğinin ağır bas notaları su birikintilerini sarsarken, manken üstüne manken gecede vücut buluyor. Yere uzanan paltolar ve ayaklarına bağladıkları platform topuk savaş botlarını örten siperler giyen bu modeller, kimsenin sizinle uğraşmayacağı bir boyuttan gelmiş zaman bükücülere benziyorlar.

Sahne arkasında, defilenin açılışını yapan BFRND, ayağı kaymadığı için son derece rahatlamış görünüyor ve kocasıyla gurur duyuyor. “Kendine giderek daha fazla bağlanıyor ve güveniyor, sezgilerini dinliyor; ki sezgileri gerçekten çok güçlü.” diyor BFRND, insanların Demna'yı tanımlarken artık devamlı kullandığı kelimeye geçerek: “O korkusuz biri. Ve bunu defilelerinde giderek daha fazla hissedebiliyoruz.”

Aynı gecenin ilerleyen saatlerinde, Balenciaga after-party'si büyük bir gece kulübünde devam ediyor. Gece yarısına doğru, Demna VIP alanının ortasında durup sabırla birkaç müşteriyle fotoğraf çektiriyor. Kırmızı lazer ışık gösterisi ve duman makineleriyle çerçevelenmiş, güçlü görünüyor; çoğunlukla yanlarında uzun kaldığı hayranlarının sevgisinin tadını çıkaran ünlü bir tasarımcı… Demna'nın platform çizmelerine geçtiğini fark ediyorum.

Ona havanın bu deneyimi daha da güzelleştirdiğini söylüyorum. Demna'nın kariyerinin daha erken dönemlerinde yapacağı türden, teatral bir defileydi. Çamur neymiş? Sağanak yağmur varken! Ama bu gece, etkileyici ve güzeldi. Demna başını sallıyor. “Bütün gün yağmur konusunda endişelendim; sonra yağmur yağdı ve defile aslında daha iyi oldu.” diyor. “Yani benim için, bu da boş vermeyi öğrendiğim bir başka dersti.”

SAMUEL HINE, GQ'da kıdemli moda yazarı.

Bu içerik GQ Sonbahar 2024 sayısında yayınlanmıştır.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası