Muhtemelen odunsu, meyveli veya çiçeksi parfümler kullanmaya alışkınsınız, ancak tuzlu parfümleri çok sık duymuyor olabilirsiniz. Oysa tuz notaları, 1990'ların deniz esintili parfümlerinin altın çağından bu yana birçok popüler erkek parfümünde yer aldı. Parfüm tarihçisi Elisabeth de Feydeaux, “Dictionnaire Amoureux du Parfum” (Parfümlerin Aşk Sözlüğü) adlı kitabında, “Bu iyotlu parfümler, 1950'lerde eczacılıkta keşfedilen calone molekülü sayesinde doğdu,” diye açıklıyor. Bu akımın en bilinen örneği ise 1996 yılında Alberto Morillas tarafından yaratılan, Giorgio Armani'nin ikonik parfümü Acqua di Gio’ydu ve bu koku zamana meydan okuyarak günümüzde de popülerliğini korumaya devam ediyor.
Bununla birlikte, artık yeni nesil kokular da tuzu ön plana çıkarıyor. Bu parfümler arasında, Jo Malone’un Wood Sage & Sea Salt’u (2014), Perfumer H’nin son derece sade bir şekilde adlandırılmış Salt’u (2020), BDK’nin Sel d'Argent’ı (2020) ve Maison Crivelli’nin Rose Saltifolia’sı (2018) yer alıyor. Peki, bu direkt yaklaşımın sebebi ne? Belki de tüketicinin, yeni çıkan ürünlerin bolluğunda kafasının karışmaması için kokunun özünü net bir şekilde anlatma isteği. Ya da belki de tuz kelimesi, kelime oyunlarına ve hayalperest formüllere uygun olması nedeniyle tercih ediliyor.
Sonuçta tuzlu notalar, çoğu zaman keyifli anıları çağrıştırır: tatil, kaçış, yaşamın tatlılığı, bir öğleden sonrayı plajda geçirdikten sonra cilde yapışan tuzlu su gibi. İşte tatilinizi uzatma ya da bu yaz tatile çıkma şansı bulamadıysanız, yeni bir başlangıç yapmanıza olanak tanıyacak kısa bir tuzlu, deniz esintili, mineralli ve çiçeksi parfüm seçkisi:
Bu parfümün adındaki zekice kurgulanmış kelime oyunu, onun yaratıcı prensibini mükemmel bir şekilde özetliyor: tuzlu bir gül. Maison Crivelli'nin, Oud Maracuja ve Hibiscus Mahajad gibi parfümleriyle tanınan bu çiçeksi ve denizsi yaratımı hem narin hem de ferah ve baharatlı bir yapıya sahip. Narenciye notalarının deniz yosunu ve tuzlu bir akorla birleşmesi, hafif bir deniz esintisi hissi yaratıyor.
Parfümcü Quentin Bisch, Issey Miyake için yarattığı parfüm hakkında şöyle demişti: “L’Eau d’Issey zaten denizsi bir kokuya sahipti. Dolayısıyla amaç, aynı kategoride kalmadan, tazelik, odunsuluk ve yoğunluk gibi erkek kodlarına uygun bir parfüm oluşturmaktı.” Pazarın birçok klasik su bazlı parfümüne karşı bir alternatif sunmak için, parfümcü mineralite kavramı üzerinde çalışarak bir fikir geliştirdi: hareket, dalga ya da daha şiirsel bir şekilde ifade etmek gerekirse, “tuzun toprağa bıraktığı hatıra.”
Bu seçkideki diğer parfümlerle karşılaştırıldığında, Sel d'Argent daha kapsayıcı ve yumuşak bir karaktere sahip; bu büyük ihtimalle portakal çiçeği ve yaseminin etkisinden kaynaklanıyor. Marka, parfümü plajda geçirdiğiniz bir akşamüstünden ilham alarak tasarladığını açıklıyor: güneş batıyor, su kararıyor ama tuz hala cildinizde kalıyor. Bu, fırtınadan sonraki sakinlik. Suyun kenarında bir akşam yemeği öncesinde dinlenmek veya duş almak (veya almamak) için eve dönme anı…
Bu parfüm, bu seçkideki ilk parfüm olan Rose Saltifolia’nın doğrudan rakibi çünkü temelinde benzer bir fikir var: gül ve tuzlu notaların birleşimi. Genç Amerikan markasının yarattığı bu parfüm de narenciye notaları kullanıyor, ancak diğer çiçeksi ve yeşil notalar da eklendiğinde (ıhlamur ve meşe yosunu gibi) daha karmaşık ve biraz daha topraklı bir karakter kazanıyor.
Bu taze Eau de Toilette, Maison Margiela'nın Coffee Break veya From The Garden gibi oldukça ilginç parfüm serilerine sahip olduğunu hatırlatıyor. İlham kaynağı ise, Yunanistan’ın Paros adasının açıklarında geçirdiğiniz bir gün. Sonuç olarak, geniş bir kitleye hitap eden ferah ve aromatik bir parfüm ortaya çıkıyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.