Netflix ve ESPN’in seri belgesel projesi ‘The Last Dance’ dün yayınlanan iki bölümüyle son buldu. Beş hafta boyunca, keşke hemen yayınlansa da izlesek dediğimiz belgesel, Michael Jordan’ın hayatını ve Chicago Bulls’un efsanevi kadrosunun arka planını bizlere gösterdi. Son bir kez hatırlamak amacıyla ‘The Last Dance’ın ardından aklımıza kazınanları derledik.
Chicago Bulls ve Detroit Pistons Çekişmesi
NBA’i oldukça uzun bir zamandır takip ediyorsanız, bu çekişmenin gerçekleştiğini de biliyorsunuz. Fakat belgesel boyunca bu rekabetin ne boyutlara vardığına şahit olduk. Michael Jordan’ın yeni yeni lige ağırlığını koyduğu dönemde en zorlandığı çekişmelerden birinin ve belki de en sevmediği takımın Detroit Pistons olduğunu öğrendik. Bad Boys lakaplı Pistons kadrosunun göze hoş gelmeyen bir basketbolla iki şampiyonluk kazandığı ve yenildiklerinde centilmenliği bir kenarıya bırakıp çekip gittiklerine de şahit olduk.
Dennis Rodman’ın Çılgınlıkları
Birbirinden farklı saç stilleri, Las Vegas’taki gece hayatı ve son olarak güreş karşılaşması. Dennis Rodman’ın çılgın olduğunu hep biliyorduk. Kuzey Kore lideriyle kanka olan adamın pek normal olmasını beklemiyoruz zaten. Ancak Rodman’ın bu denli çılgınlıklara imza atacağını belki de kimse tahmin etmiyordu. Kafasını toplamak için iki gün izin verildiğinde bunu Vegas’ta Carmen Electra ile âlem yaparak kullanan Rodman’ı oradan geri döndürme görevinin Jordan ve Phil Jackson’ın işi olduğunu öğrendik. Hatta Jordan’ın “Bu adamı iki gün oraya gönderirsek, bir daha geri dönmez” açıklamasını da birinci ağızdan duyduk. Son olarak yaptığı şey ise Rodman’ın ne denli çılgın bir adam olduğunu bir kez daha kanıtladı. 1998 NBA Finalleri’nde daha maçlar tamamlanmadan antrenmana katılmayan ünlü basketbolcu, takımını yarı yolda bırakıp güreş karşılaşmasına gidiyor. Henüz izlemeyenler için şimdilik burada kesiyoruz. Yine de Dennis Rodman’ın ne denli başarılı ve gerektiğinde kendini adayan bir adam olduğunu da ‘The Last Dance’ ile görmüş olduk.
Jordan Markasının Yaratılışı
Sadece basketbola değil, zaman içerisinde tüm Amerikan kültürüne ve sokak modasına uyum sağlayan Jordan markasının ilk çıkış noktasını görmüş olduk. O zamanlar orta ölçekte olan spor giyim markası Nike’ın Michael Jordan ile yaptığı anlaşmayla kendini aştığı ve ilerleyen dönemlere de bu çıkışını sürdürdüğünü anlamış olduk. Michael Jordan’ın ilk tercihinin aslında adidas olduğu, ligin önemli oyuncularının da Converse’i tercih ettiklerini de ‘The Last Dance’ sayesinde öğrendik.
Michael Jordan’ın Babasıyla İlişkisi
Her baba ve oğul arasında özel bir ilişki vardır. Ancak Michael Jordan’ın babasıyla olan ilişkisi oldukça farklıymış. Neredeyse her maçında yayında olan babası aynı zamanda Jordan’ın kaçış noktalarından biriymiş. Babası trajik şekilde hayatını kaybettiğinde Jordan’ın büyük bir depresyona girdiğini ve bunun oyununa da yansıdığını açıkça görmüş olduk.
Kumar ve Golf
Michael Jordan’ın golf oynadığı ezelden beri biliniyor. Ancak golf ve kumarın bir araya geldiğini belki de kimse tahmin etmiyordu. Bir süre ciddi paralarla Golf üzerinden bahis yapan Jordan’ın bu olayı o zamanların medyası tarafından oldukça fazla incelendi. Hatta Jordan bir süre açıklama yapmayı bıraktı. Daha sonralarında Atlantic City’ye ziyaretiyle konuşulan Jordan’ın kumar bağımlılığı mı var soruları akıllara geldi. Ancak Jordan, bunun geçici bir heves olduğunu sadece keyif almak için oynadığını açıkladı.
Tüm Zamanların En İyisi!
Belgeselin başından beri hissettiğimiz ve daha sonrasında da kanıtlandığını gördüğümüz bir şey var. O da Michael Jordan’ın tüm zamanların en büyük basketbolcusu olduğu. Kariyerinin başından beri asla yılmayan, gerektiğinde kendini ateşleyen ve her zaman bir ‘Winner’ olduğunu kanıtlayan Jordan’ı yıkmak isteyen birçok insan olduğunu da ‘The Last Dance’ ile görmüş olduk. Aslında Jordan’ın takım arkadaşları ve çevresi tarafından çok sevilmediğini, aksi ve küfürbaz bir adam olduğu da belgeselin dikkat çeken taraflarından biriydi. Ancak, bunların temel nedeninin Jordan’ın takım arkadaşlarının seviyesini yükseltmek olduğunu ilerleyen bölümlerle anladık. Kariyerine 6 şampiyonluk sığdıran ve belki izin verilse 7’inci şampiyonluk içinde hâlâ heyecanı olan Jordan’ın dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sporcularından biri olduğu bu belgeselle yine kanıtlanmış oldu.