Proje, daha önce yurt dışına seyahat etmemiş dört kişinin içsel dünyalarına doğru yolculuğa çıkıyor. Bir Amazon yerlisi olan Brezilyalı Tuikuru, Tokyo’nun hareketli sokaklarını keşfederken; Kenyalı Esther, İstanbul’un zengin tarihini keşfediyor. Avustralya’da yaşayan Sahar, Göbeklitepe ve Kapadokya'nın antik harikaları arasında yolculuğa çıkarken; İzlandalı Sigurbjörn, Ürdün’ün büyüleyici güzelliklerini deneyimliyor. Refik Anadol ve ekibi, ilk kez seyahat edenlerin deneyimlerine ait duygusal verileri yakalamak ve AI ( Yapay Zeka)Veri Resimleri’ne dönüştürmek için son yapay zekâ araçlarını ve nörobilimsel sensörleri kullanıyor. Böylelikle beyin verileri, seyahatin dönüştürücü gücünü temsil eden büyüleyici bir görsel anlatı için pigment haline geliyor.
Inner Portrait, yolculardan biyolojik ve nörobiyolojik verilerin toplanmasıyla başlıyor. Bu veriler, kalp atış hızı, cilt iletkenliği ve EEG çıktıları gibi unsurları içeriyor ve Neuroelectrics gibi ileri izleme cihazları kullanılarak kaydediliyor. Yolculuk boyunca devam eden bu kayıtlar, katılımcıların yeni ortamlara ve deneyimlere anlık tepkilerini yakalayarak eserin temelini oluşturuyor. Proje, deneyimler ile nöronal aktivite arasındaki ilişkiyi araştırarak, Anadol’un otantik insan deneyimlerini yeni estetik ifadelerin yapı taşları olarak "toplama" konusundaki yenilikçi yaklaşımını sergiliyor. Tıpkı Türk Hava Yolları’nın kültürleri birbirine bağladığı gibi, Anadol da seyahat ve kültürel değişimin derin duygusal ve bilişsel etkilerini vurgulamayı amaçlıyor ve insan deneyimlerini teknolojik yenilikle birleştiren yeni bir sanat formu yaratıyor.
Inner Portrait, Türk Hava Yolları’nın kültürel değişimi ve yeniliği teşvik etme konusundaki kararlılığının somut bir yansıması olma niteliği taşıyor. Küresel markanın hikâye anlatıcılığına yeni bir boyut kazandıran proje, seyahatin dönüştürücü gücünü de ortaya koyuyor.
Türk Hava Yolları İletişim Başkanı Rafet Fatih Özgür projeyle ilgili yaptığı açıklamada; “Dünyanın en fazla ülkesine uçan havayolu olarak, uçtuğumuz her yerde sayısız duygu ve hikâyeye tanık oluyor, seyahatin insanlar üzerindeki etkisini görüyoruz. Bu hikayeleri aktarmakla sorumlu olduğumuzun bilinciyle, seyahatin insanlar üzerindeki etkisini kültür, sanat, teknoloji ve bilimin kesişim noktasında yer alan bir sanat eserine dönüştürmekten ve bu çalışmayı Art Basel gibi bir platformda sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu çalışmanın insanları seyahat etmeye teşvik edeceğine inanıyorum.” dedi.
Refik Anadol ise; “Mesleğimde dünyanın dört bir yanına seyahat etme ayrıcalığına sahip oldum, bu yüzden yeni yerler görmenin, yeni insanlarla tanışmanın ve yeni kültürleri tanımanın dönüştürücü deneyimini derinden anlıyorum.Türk Hava Yolları ile iş birliği yaparak dört kişiye ilk kez yurt dışına seyahat etme şansı tanıyan bir projede yer almak, gerçekten ilham verici.” dedi.
Inner Portrait, 13-16 Haziran 2024 tarihleri arasında Basel’de sanatsal yeniliği ve kültürel alışverişi önemseyen bir platform olan Art Basel'de ilk kez sergilenecek.
30 dakikalık bir Inner Portrait belgeseli ise 2024 sonbaharında yayınlanacak.