Eğer internette kendinizi “film insanı” olarak tanımlıyorsanız, Letterboxd'ı duymamış olmanız neredeyse imkansız. Kullanıcıların izledikleri her filmi kaydetmeye, puanlamaya ve değerlendirmeye teşvik edildiği sosyal medya uygulaması, son yıllarda günün sosyal platformu haline geldi. Martin Scorsese bile Letterboxd'a üye. The Florida Project'in yönetmeni Sean Baker, The Bear'dan Ayo Edebiri ve The Idol'dan Rachel Sennott da öyle. Letterboxd, kısa bir süre önce BAFTA'ların kırmızı halısına, viral hale gelen üç renkli mikrofonuyla katıldı. Bir TikToker'ın ifadesiyle, Paul Mescal ünlü mikrofonu görünce çok heyecanlandı.
Ancak bu uygulama sadece popüler genç oyuncular, yaratıcı yönetmenler ve film tutkunları için değil. 2020'den bu yana Letterboxd üyelikleri 2 milyondan 12 milyona ulaştı. Bu, içerik bolluğunun hüküm sürdüğü günümüz çağında, akıllı marka oluşturma stratejileri sayesinde gerçekleşen göz kamaştırıcı bir yükseliş. Son dönemde, Letterboxd'ın temel taşı ise genellikle kırmızı halı etkinliklerinde yapılan “Four Favourites” adlı video röportaj serisi haline geldi. Bu seride bir sunucu, önemli bir yaratıcı yönetmen veya oyuncuya yöneltilen ve tüm sinema tutkunlarının heyecanlandığı bir soruyu soruyor: "Dört favori filminiz nedir?" Yanıtlar çoğunlukla komik şekilde tatsız olabiliyor ve internetin en değerli para birimi olan “meme”lere malzeme çıkarabiliyor.
İnternet ve gençlik kültürüne odaklanan yaratıcı bir ajans olan The Digital Fairy’den Rachel Lee, şöyle açıklıyor: “Letterboxd, Z Kuşağı’nın her şeyi “meme”leştirmeye yönelik olan kültürüne dokunmayı başardı. TikTok kullanıcılarının içeriklerine bıraktıkları yorumlardan, ünlülere en sevdikleri dört filmi sormaya kadar, sosyal medya ekibi Letterboxd'ın kültürdeki sesini sürekli olarak duyurmak için kutsal bir görev üstlendi.” Elbette her Letterboxd kullanıcısı 1997'den sonra doğmadı- ancak Variety'ye göre platformun kullanıcılarının yarısı 35 yaşın altında ve platformun toplam kayıtlı kullanıcılarının yaklaşık dörtte biri 16 ila 24 yaş arasında.
Nasıl viral olunacağını tam olarak bilmesinin yanı sıra Letterboxd aynı zamanda eğlenceli. Algoritmaları sizi bir doomscroll'a çekmek ya da kendinizi kötü hissetmenizi sağlamak üzere tasarlanmış diğer sosyal platformların aksine Letterboxd, Twitter'ın eski günlerindeki gibi kolayca bir topluluk hissi yaratmayı başardı. Film ünlülerinden hala uygulamayı kötüleyenler var. Mesela Edebiri’nin, çocuk yıldız Milo Machado-Graner'i “gördüğüm en iğrenç kaküllere sahip” olarak tanımladığı Anatomy of a Fall eleştirisini ele alalım. Herkes, aynı filmi aynı anda izleyip en acımasız tek satırlık yazıyı göndermek için çabalamaktan keyif alıyor. Saltburn için 53 binden fazla beğeni alan en iyi yorumlardan biri şuydu: “Bazen zirveye çıkmak için dibe vurmanız gerekir”.
Görünüşe göre insanlar, esasen sadece bilgi depolamaya yönelik bir sosyal medya uygulaması için heyecanlanmaktan utanmıyorlar. Aynı sadık bağnazlığı yaratan başka bir platform bulmak zor. TikTok kullanıcılarını TikTok bez çantalarıyla yakalayamazsınız ve kesinlikle insanların Instagram veya Facebook'a olan sevgilerini yüksek sesle ifade ettiklerini duymazsınız. Ancak Letterboxd'da durum farklı. Twitter'da Letterboxd hayranlarına yönelik bir çağrı yayınladığımda 100'den fazla DM aldım. Bazıları kendilerini “fanatik”, “bağımlı” ve “saplantılı” olarak tanımladı. Hatta bir kullanıcı şaka yollu olarak Letterboxd tutkusunu “sağlıksız” olarak nitelendirdi.
Bunun nedeni, Letterboxd'ın diğer birçok uygulamanın başarısız olduğu yerde başarılı olması: daha genç, daha havalı ve çağın kültürüne uygun. Letterboxd'lı olmak aslında tipik bir MCU meraklısından daha fazla filmlerle ilgilendiğinizi söylemenin kısa yolu. Tıpkı Amazon Prime ve MUBI arasındaki ilişki gibi. Letterboxd'a olan sevginizi yüksek sesle ve gururla ilan etmek, üstün sinefilliğinizi göstermenin bir yolu haline geldi. Mesela dergi meraklıları için The New Yorker ne ise, BookTok hayranları için de Goodreads odur.
Letterboxd'ün Londra editörü Ella Kemp bu tepkilere şaşırmıyor. Sadık kullanıcılar onu markanın ana mikrofon sallayıcılarından biri olarak tanıyor “Aldığımız mesaj sayısı inanılmaz... İnsanlar her gün mesaj atıyorlar ve 'Siz dünyanın en iyi uygulamasısınız' diyorlar," diyor. “Çok teşekkür ederim. Hayatımı değiştirdiniz. Doğum günüm ve size teşekkür etmek istiyorum, sizin için çok minnettarım…’ Hiçbir yerde, hiçbir zaman böyle bir tepkiyle çalışmamıştım.”
Letterboxd manyaklığını biraz cringe bulabilirsiniz. Ancak her şey patlamış mısır ve güneş ışığından ibaret değil. Letterboxd, kullanıcılarını daha fazla film izlemeye ve izleme alışkanlıklarını çeşitlendirmeye teşvik etse de kendini keskin, alaycı esprilere borçlu olan bir formatın gerçekten eleştirel film katılımını teşvik edip etmediği sorgulanabilir. Ve film tüketimini oyunlaştırmak uzun vadede ne kadar faydalı (mevcut istatistikler dizisi ve diğer kullanıcıları onları izlemek uğruna geçmeye yönelik rekabetçi dürtü de dahilken)? Bununla birlikte, incelemeler söz konusu olduğunda, kullanıcılar istediklerini yazabiliyor ve birçoğu dergi uzunluğunda incelemeler yazıyor. Kemp, “Eğer iyi bir yazı arıyorsanız, bu orada mevcut,” diyor. “Bir röportajda bir şey söylendiğinde ve ben de tesadüfen bunu yansıtan beş farklı Letterboxd incelemesi bulduğumda gerçekten iyi olabiliyor.”
İnsanları bir araya getiren bir platformda smaç basmak zor- özellikle de herkesin birbirine çevrimiçi olarak saldırdığı şu günlerde. Güney Kaliforniya'dan 48 yaşındaki Adam'dan aldığım bir DM'i ele alalım. Kendisinin ve yaşları 24 ile 13 arasında değişen dört çocuğunun bu platformu “sohbet etmek, o geceki Aile Film Gecesi seçiminin kalitesini tartışmak ya da en iyi şaka yorumunu kimin yapabileceğini görmek için” kullandıklarını söyledi. Adam'ın deneyimi Letterboxd'ın temel cazibesini ortaya koyuyor: sıradan, eğlenceli ve düşük riskli. Bu yüzden babanızdan küçük kardeşinize kadar herkes bu uygulamayı kullanabilir.
Letterboxd'un şu anki yaygınlığına bir anlık bir viral tanınma patlaması olarak bakabiliriz; Twitter veya Facebook gibi her şeye hakim olma gücünü kazanması pek olası görünmüyor, ama zaten esas meselemiz bu değil. Genel olarak bakıldığında, özellikle gençlerin daha fazla filmle ilgilenmeye teşvik edilmesinin iyi bir şey olduğunu hissettiriyor. Kullanıcılar sonunda Letterboxd'dan bıkabilirler — ve son yıllarda milyonlarca kullanıcı eklemesi, herhangi bir düşüşün olacağına dair hiçbir işaret olmadığını düşündürüyor. Ancak kimse kötü yoruma (Üç ya da iki buçuk yıldızlı bir değerlendirmeyle beraber esprili bir eleştiri gibi) duygusal olarak kayıtsız kalamaz.
BU İÇERİK İLK OLARAK BRITISH GQ WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.