Kenzo Kreatif Direktörleri Humberto Leon ve Carol Lim'in H&M için hazırladığı koleksiyon 3 Kasım'da H&M mağazalarında satışa çıkıyor.
Her sene farklı bir tasarım evi ortaklığıyla çok sevdiğimiz tasarımları bizlerle buluşturan H&M'in bu seneki ortağı Kenzo. Kenzo Kreatif Direktörleri Carol Lim ve Humberto Leon'un hazırladığı koleksiyon 19 Ekim'de New York'ta Pier 36'da muhteşem bir şovla sunuldu. Koleksiyonla ilgili merak ettiklerimizi Kenzo ve H&M Kreatif Direktörlerine sorduk, bakalım neler demişler.
GQ: Kendi markanız için tasarlamakla, işbirliği yaptığınız farklı bir marka için tasarlamak arasında fark var mı? Bize anlatabilir misiniz?
Humberto Leon: KENZO x H&M koleksiyonunu tasarlamak çok keyifliydi çünkü koleksiyon çok kısa bir süre için mağazalarda kalacak. Normalde kendi markamız için bir koleksiyon tasarladığımızda, müşterilerimizin haftanın yedi günü, her okazyona ne giyeceğini düşünmemiz gerekiyor. KENZO x H&M koleksiyonunda ise her bir parçanın o anlık olmasını istedik, muhtemelen bugüne kadar tasarladığımız en uç koleksiyon oldu. Koleksiyonun sınırlarını zorlamak, onu parçalarını karıştırabileceğin, görüntünle oynayabileceğin bir deneye çevirmek çok eğlenceliydi.
GQ: H&M'den size böyle bir teklif geldiğinde, aklınızdan ilk geçen ne oldu?
HL: Çok heyecanlandık. Kişisel olarak biz bu işbirliklerinin fanıydık zaten. İlk Lagerfeld'le işbirliği yapıldığında ben de sıradaydım ve hala o gün aldığım parçalardan bazılarını saklıyorum. O yüzden o heyecanı biliyorum ve Kenzo müşterilerinin de bu heyecanı yaşayacak olması beni çok mutlu ediyor.
GQ: Bu koleksiyonun tarifi nedir? Kenzo'nun karakteristik özellikleriyle H&M markasını nasıl birleştirdiniz?
Carol Lim: Öncelikle bunu Kenzo'nun muhteşem mirasından bahsetmek için bir fırsat olarak gördük. 1970’lerde Kenzo Takada Paris’te çığıraçan görünümler oluşturmuştu. Biz de bunu tekrar canlandırmak istedik. O yüzden koleksiyonun bir bakıma bir arşiv özelliği var.
Bunun yanısıra bir de Humberto ve benim yirmibirinci yüzyıla ait markaya katmaya çalıştığımız değerlerimiz var. Biz çeşitliliği, gençliği kutluyoruz, o yüzden çıkardığımız sweat shirt gibi casual parçalar daha sonra markanın birer simgesi haline geldi. Bugünlerde moda en çok dahil olabilmeye yoğunlaşıyor. H&M koleksiyonu biraz da bunu yansıtıyor. Bu koleksiyon tüm bunların karışımı diyebiliriz. Ayrıca, arşivlere geri dönüş yapmış olsak da her bir parça bu işbirliği için özel olarak tasarlandı.
GQ: Hiç KENZO x H&M koleksiyonunu görmemiş birine kolesiyonu nasıl tarif edersiniz? Neden?
HL: Kesinlikle cesur diyebiliriz. Renkli, enerjik, çeşitli ve cesur bir koleksiyon. Ayrıca çok çok da eğlenceli.
GQ: Bu koleksiyon neredeyse H&M’in en renkli koleksiyonu. Renkleri ve desenleri nasıl seçtiğinizi bize anlatır mısınız?
CL: Kenzo arşivlerini tararken çok eğlendik. Mr Takada’nın tasarımlarının bugün bile ne kadar modern olduğunu görmek inanılmazdı. Bütün kuralları yıkmış ve renkleri, desenleri birbirleriyle kullanarak, dünyadan farklı etkileri bir araya getirerek tamamen tasarımlarda kendini özgür bırakmış. Biz de bu renk ve desenlerden bu koleksiyona taşımak istediklerimizi kendi tasarladıklarımızla birleştirerek bu koleksiyona özel renk ve desenleri oluşturduk.
GQ: Sizce ünlüleri giydirmek bir pazarlama aracı mıdır? Tasarımınızı Paris’te sokakta yürüyen birisinin üzerinde mi görmeyi tercih edersiniz yoksa kırmızı halıdaki bir ünlünün üzerinde mi? Hangisi daha tatmin edici olurdu? Neden?
HL: Dünyanın çeşitli yerlerindeki insanların KENZO x H&M koleksiyonunu kendilerine göre nasıl giyeceğini görmek bizi çok heyecanlandırıyor. İnsanların bizim parçalarımızı alıp kendi gardıroplarıyla karıştırmalarına bayılıyoruz ve her zaman insanların dünyanın neresinde olursa olsun bizim tasarımlarımızı giydiğini görmek bizim için çok heyecan verici. Biz Güney Kaliforniya’nın banliyölerinde büyüdük ve bizim için moda kendimize ait bir çevre kurma, kendimizi anlatma biçimimiz. Koleksiyondan parça alan herkesin de parçaları kendi tarzlarında nasıl giydiğini bize göstermelerini çok isteriz, bunu da #KENZOxHM hashtagini kullanarak yapabilirler.
GQ: H&M marka işbirlikleri her sene sezonun en heyecanlı koleksiyonlarından biri. Bu başarının arkasındaki hikaye nedir?
Ann-Sofie Johansson: İlk marka işbirliklerine başladığımız zaman modada o kadar çok bariyer vardı ki. Bu duvarların yıkıldığını ve tüm dünyanın bu deneyimi paylaşabildiğini görmek gerçekten heyecan verici. Her bir marka işbirliğimizle, biz müşterilerimize farklı bir tasarımcıyı erişilebilir kılmak ve her daim alamayabildikleri tasarımcıların parçalarını alma imkanı vermek istedik. O yüzden de KENZO x H&M koleksiyonuyla müşterilerimizin yalnızca Carol ve Humberto’nun değil aynı zamanda Kenzo Takada’nın da işlerini deneyimleyebilecek olmasını çok seviyoruz. Bu da KENZO x H&M koleksiyonunu gerçekten de çok özel bir koleksiyon yapıyor.
GQ: Marka işbirlikleri için bu isimleri nasıl seçiyorsunuz?
Ann-Sofie Johansson: Her sene müşterilerimizi modanın farklı bir yönüyle şaşırtmayı seviyoruz. Farklı bir tasarım dünyasına farklı bir pencere açmaya çalışıyoruz. O yüzden tasarımcıyı seçerken kendimizi tekrar etmemeye, merak uyandıran ama aynı zamanda da bizim müşterilerimiz tarafından giyilebilir olmasına özen gösteriyoruz. Bizim değerlerimizi paylaşan isimlerle işbirliği yapmaya çalışıyoruz. Tüm bunları dikkate alıyoruz.
GQ: Bu sezon neden Kenzo ile çalışmaya karar verdiniz?
Ann-Sofie Johansson: Carol ve Humberto’nun KENZO x H&M’I yeni marka işbirliğimiz yapmayı kabul etmelerinden büyük heyecan duyduk. Biz modanın farklı taraflarını göstermeyi çok seviyoruz ve Kenzo da tamamen eşsiz bir marka. Modada eğlenceyi ve deneyselliğe yakalayan, yeni renkleri, deenleri, global etkileri taşıyan bir marka. Çok demokratik olmalarına ve modanın herkes için olduğuna inanmalarına bayılıyorum. H&M marka işbirliği için mükemmeller ve bizim müşterilerimizin onların koleksiyonunu kendi istedikleri gibi giymelerini sabırsızlıkla bekliyoruz.
GQ: Marka işbirliği lansman günlerinde her zaman H&M mağazaları çok kalabalık oluyor. Eğer bu koleksiyondan yalnızca bir parka alabilecek olsaydınız bu parka hangisi olurdu? Neden?
Ann-Sofie Johansson: O kadar çok favorim var ki! Bir çok fikri ve giyim şekli olan, çok çeşitli bir koleksiyon. Kurdele elbise o kadar ikonik bir desen ki, tam koleksiyon parçası olacak bir elbise. Kendi kurdele desenlerinden yola çıkarak o romantik, folklorik hissi alıp geleceğe yansıtarak tekrardan yaratmaları gerçekten inanılmaz.
Koleksiyondan sizin için seçtiklerimizi keşfetmek için tıklayın.