Akademi Ödülleri Töreni'nin tartışmasız en ses getiren olayı, ödül sahiplerinden ziyade En İyi Film dalında kazanan açıklanırken yaşanan karışıklık oldu. 2017 yılında talihsiz ve masum Warren Beatty'nin aslında sahneyi paylaştığı Faye Dunaway ve sahne arkasındaki ekibin azizliğine uğramasıyla yaşanan bu skandal tarihinde bir ilk olsa da Akademi Ödüllerinin geçmişi, birbirinden garip anlarıyla adeta bir altın madeni.
Sene 2000; 72. Akademi Ödülleri. Girl, Interrupted filmindeki Lisa Rowe rolüyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanan Gariplikler Kraliçesi Angelina Jolie'nin, özbeöz kardeşi James Haven'la kırmızı halıda (bazılarının ensest etiketini çekinmeden yapıştırdığı) öpüşme anını unutabildik mi?
Aslında ünlü oyuncuyu biraz daha dikkatli takip ediyor olsaydık bundan çok değil, 3 ay önce aynı dalda kazandığı Altın Küre Ödülü'nü benzer bir kutlamayla taçlandırdığının bilgisiyle belki de bu kadar şaşırmayacaktık.
Hazır konu öpücüklerden açılmışken 2003 yılındaki 75. Akademi Ödüllerinde The Pianist filmindeki Władysław Szpilman rolüyle En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'ne layık görülen en genç aktör Adrien Brody'nin sahnede ödülü açıklayan Halle Berry'ye dudaklarını yapıştırıvermesi yine unutulacak cinsten değildi.
2000 senesine geri dönelim. O sene South Park: Bigger, Longer & Uncut filmindeki Blame Canada parçası ile En İyi Özgün Şarkı dalında aday gösterilen South Park'ın yaratıcılarından Trey Parker ve ortağı Matt Stone, törene Jennifer Lopez ve Gwyneth Paltrow'u taklit ederek gelip kırmızın halının gerçek kraliçesinin kim olduğunu herkese gösterdiler.
Karşı cinsin kıyafetlerini giyerek ilgi çekmeye çalışan Oscar mağdurları arasında belki de en talihsizleri, 83. Akademi Ödüllerini sunan James Franco ve Anne Hathaway. James Franco'nun sahnedeki yokluğu ve Anne Hathaway'in boşluğu doldurmak için o kadar çırpınmasından sonra kesin olan tek şey, ikilinin başlamadan biten beraber sunuculuk kariyeri.
Çıplak Vatandaş Hadisesi: Birazcık geçmişe uzandığımızda ise bu listede birinciliğe oynayan bir adayla karşılaşıyoruz. Sene 1974 ve Elizabeth Taylor, En İyi Film dalında kazananı açıklamak üzere sahnede. İşte o gergin anlar; sanatçı, fotoğrafçı ve gay hakları savunucusu Robert Opel'ın barış işaretini göstere göstere -ve ayrıca çırılçıplak- sahneye dalıp çıkmasıyla dağılıyor. 70'lerdeki barış ruhunun nadide bir örneği olan bu gösteri karşısında Taylor kahkahalara boğuluyor.
Ancak çıplaklık teması güncelliğini koruyor olacak ki 2015 senesinde, sahnede En İyi Film dalında ödülü kazanan Birdman'e yaptığı göndermeyle donuna kadar soyunmuş Neil Patrick Harris'i görüyoruz.
Kazananların ödül kabul konuşmaları ise geçmişten bugüne hep bir malzeme kaynağı olmuş. Bunların başında tabii ki 1998'deki 70. Akademi Ödüllerinde Titanic ile En İyi Yönetmen Ödülü'nü kazandıktan sonra konuşmasını “Alemin kralı benim!” nidalarıyla bitiren James Cameron geliyor.
Cameron'ın tam aksine, 2002 yılında Monster's Ball filmindeki Leticia Musgrove rolüyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'ne layık görülen Halle Berry'nin konuşması ise fazlasıyla duygu yüklüydü. O kadar ki sanatçı katıla katıla ağlamaktan bir süre sözlerine başlayamamıştı.
Renkli oyuncu ve yönetmen Roberto Benigni ise 71. Oscar Töreninde Yabancı Dilde En İyi Film dalında ödüle layık görüldüğünde bir süre koltukların üstünde yürüyerek seyircileri selamlamıştı.
Konuşmalar konusunda en talihsiz yanlış anlaşılmayı ise 1985'te En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanan Sally Field yaşadı. Norma Rae filmindeki rolüne esprili bir göndermeyle konuşmasını “Beni seviyorsunuz, beni seviyorsunuz!” nidalarıyla süsleyen Sally, ne yazık ki bu sözlerin o anda yaşanan bir aydınlanma olarak yorumlanmasıyla hafızalarda yer etti.
1973 yılında The Godfather filmindeki rolüyle En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık görülen Marlon Brando adına ödülü kabul etmek için sahneye çıkan Sacheen Littlefeather, Brando'nun Hollywood'un Kızılderililere yaklaşımını protesto etmek amacıyla ödülü reddettiğini açıkladığında önce salondan gelen yuh sesleriyle konuşması kesilmiş, ardından gelen alkış da bu sesleri bastırmıştı.
Kırmızı halının en unutulmaz görünümü ise 2001 senesinde Björk'ten geldi. 73. Akademi Ödüllerinde En İyi Özgün Şarkı dalında aday gösterilen sanatçının beyaz bir kuğuyu andıran elbisesi, 2008 senesinde Debenhams'in yaptığı oylamada tüm zamanların kırmızı halıda giyilmiş en ikonik dokuzuncu elbisesi seçildi.
85. Akademi Ödüllerinin en ilginç ve Oscar tarihinin de belki en sıkıntıları anları ise törenin sunucusu Seth MacFarlane'in rolü gereği soyunan kadın oyunculara hitaben söylediği “Göğüslerinizi gördük,” temalı şarkı yüzünden yaşandı. Pek çok kişi tarafından rahatsız edici bulunan şarkının performansı esnasında kameralara yakalanan Charlize Theron'un bakışları, durumun garipliğini anlatır gibiydi.