Morrissey, 2012 yılında İstanbul Caz Festivali kapsamında vereceği konser için şehre geldiğinde, İstanbul hakkında pek bir şey bilmiyordu. Ancak söylediğine göre şehre görür görmez tutuldu. Çok sevdiği bir başka şehir olan Roma gibi İstanbul’u da kalbinde ayrı bir yere koydu. Hatta True To You’ya verdiği söyleşide İstanbul’dan söz ederken “Oradayken hiç ölmeyecekmiş gibi hissediyorum” dedi. Ve yeni albümünde yayınlamak üzere İstanbul adında bir kayıt yaptı.
Kayıt diyoruz çünkü bu, bildiğimiz anlamda bir şarkı değil. Morrissey arkadan gelen seslerin (ki aralarında ezan sesi de var) üzerine yazdığı şiiri okuyor. Şiirde kaybolan oğlunu arayan bir baba, “İstanbul, kahverengi gözlü oğlumu geri ver” diye sesleniyor. Klasik, vurucu, güzel, duygusal ve derin Morrissey cümleleri...
World Peace Is None of Your Business’la açılıp Neal Cassady Drops Dead, Istanbul, I’m Not a Man, Earth Is the Loneliest Planet, Staircase at the University, The Bullfighter Dies, Kiss Me a Lot, Smiler With Knife, Kick the Bride Down the Aisle, Mountjoy, Oboe Concerto adlı 12 şarkıyla devam eden albüm, Morrissey’in yeni plak şirketi Harvest’tan çıktı. Albümün ilk single’ı olan Earth Is the Loneliest Planet’a efsanevi Capitol Stüdyoları’nda nefis bir de klip çekildi. Yönetmen koltuğunda oturan isimse Nathalie Johns.
Efsane müzisyenin 10’uncu kişisel albümü, klasik bir Morrissey işi. Sözlerin çıktısı alıp şiir gibi okunur, albümün o güzel kapağına can sıkıldıkça bakılır. Başkası dese, “Yav he he” denilecek “Modern insanın yalnızlığını ve çaresizliğini anlattım” lafı, Morrissey’in dudaklarından çıkınca ilgi çeker. Hatta bizim patır patır öldüğümüz bu şehre gelince kendisini hiç ölmeyecekmiş gibi hissetmesi bile batmaz. Ne de olsa bir Morrissey kolay yetişmiyor. Albümü dinleyin...
