Dünya çapında milyonlarca insan, bazıları diğerlerinden daha yoğun olmak üzere, bir tür sosyal fobiden muzdarip ve bunun filmlerde bile işlenen çok tuhaf sonuçlarını görebiliriz.
Obsesif kompulsif bozukluk, şizofreni veya amnezi hakkında filmler olduğu gibi, sosyal fobi hakkında da filmler var; burada kahramanlar güvenli alanlarının dışında ve insanlarla çevrili olmaktan büyük bir nefret duyarlar ve bu onlara beklediklerinden çok daha fazla soruna neden olur.
Filmlerde, sosyal fobisi olan bir kişi kendi korkuları tarafından tuzağa düşürülür, bu da onları korkuttuğu için dışarı çıkamadıkları gerçeğinden yararlanan, akıllarıyla oynayan ve onlara acı çektiren her türlü suçlunun ve kötü adamın mükemmel kurbanı haline getirebilir.
En ünlüleri arasında Roman Polanski'nin The Tenant'ı ya da Sigourney Weaver'ın evden çıkmadan bir suçluyu durdurmaya yardım etmek zorunda kaldığı 80'lerden bir gerilim filmi olan Copycat gibi hikayeler yer alıyor.
İşte sosyal fobi hakkında bilmeniz gereken 9 film
Copycat
Sigourney Weaver bu filmde, agorafobisi olan ve uzun süredir evinden çıkmayan, suç konusunda uzmanlaşmış bir psikolog olan Helen Hudson rolünde. Helen, bağlantılı olduğu başka bir katilin suçlarını kopyalayan ve onu yakalayabilecek tek kişi haline getiren bir katili durdurmak için FBI ile birlikte çalışmak zorundadır. Ancak suçlu Helen'in fobisini keşfettiğinde işler karışır.
Kimi
Başrolünde Zoe Kravitz'in yer aldığı Kimi, yüksek anksiyete ve sosyal fobisi olan ve güvenli evinde kalmayı tercih eden bir kadının hikayesini anlatması bakımından Copycat'e benziyor. Kimi, analiz ettiği programda cinayet gibi görünen bir ses duyunca dışarı çıkmak zorunda kalır. Olayı rapor etmek için ofise gitmelidir, ancak çok geçmeden suçlunun şirketin patronlarından biri olabileceğini ve olayı duyan tek kişi olarak hayatının tehlikede olduğunu keşfeder.
We Have Always Lived in the Castle
Shirley Jackson'ın (Tepedeki Ev Laneti'nin yazarı) romanından uyarlanan bu filmde Alexandra Daddario ve Taissa Farmiga birlikte rol alıyor. Hikaye, bir trajedinin ardından son 6 yıldır neredeyse hiç terk etmedikleri evlerinde izole bir şekilde yaşayan kardeşleri anlatıyor. Ancak, miraslarını çalmaya ve evi almaya niyetli sözde bir kuzenin ortaya çıkması ve bir dizi karanlık sırrı açığa çıkarmaya başlamasıyla yaşamları tehdit altına girer.
The Best Offer
Geoffrey Rush'ın başrolünde oynadığı bu suç draması, evinden hiç çıkmayan ve sosyal fobisi nedeniyle izole yaşayan gizemli bir kadın tarafından kendisine miras kalan eser koleksiyonunu değerlendirmesi için tutulan bir sanat uzmanının hikayesini anlatıyor. Çok geçmeden Rush, kadına ve satmak istediği gizemli koleksiyona takıntılı hale gelir ve mirasçının kendisine ve çalışmalarına karşı ilgisi olduğunu fark etmez.
The Tenant
Roman Polanski 1970'lerin bu ikonik filminin yönetmenliğini ve başrolünü üstleniyor. Paris'te bir apartmanda daire kiralayan, kısa süre sonra eski ev sahibesinin feci bir kaza geçirdiğini öğrenen ve giderek paranoya ve sosyal fobi geliştirmeye başlayan, komşularının zihniyle oynadığına ve onu eski kiracıyla aynı kaderi paylaşmaya ittiğine inanan bir adamın öyküsü.
The Zero Theorem
Terry Gilliam'ın bu filminde Christoph Waltz başrolde. İzolasyon ve inziva içinde yaşayan yetenekli bir bilgisayar operatörüne, evrenin ve yaşamın hiçbir anlamı olmadığını öne süren Zero Theorem adlı bir denklemi kanıtlama gibi önemli bir görevin verilmesini konu alan film, özellikle genç bir kızın dikkatini dağıtmak için ortaya çıkmasıyla kaygılarını ve varoluşsal krizini daha da kötüleştiriyor.
Shrew's Nest
Macarena Gómez'in başrolünü oynadığı bu İspanyol filmi, 1950'lerin Madrid'inde, evden çıkma fobisi olan bir kadının tüm hayatını kız kardeşine bakmaya ve evine kapanarak yaşamaya adadığı bir yerde geçiyor. Ancak üst kat komşusu bir kaza geçirdiğinde, evde kalmasına izin vermeyi kabul eder ve her şey kontrolden çıkar, ta ki komşu evden bir daha asla çıkamayacağını anlayana kadar.
The Net
Sandra Bullock 1995 yapımı bu gerilim filminde, bir oyunu analiz ederken bir komployu ortaya çıkaran tehlikeli bir kod keşfeden bir bilgisayar programcısını canlandırıyor. Bu durum onu, kodun arkasındaki suç örgütünün hedefine koyuyor ve bu örgüt onun kimliğini silip, gerçeği ortaya çıkarıp planlarını bozmadan önce onu avlamaya başlıyor.
The Falling
Florence Pugh ve Maisie Williams sosyal fobi, histeri ve gizemli hastalıklar hakkındaki bu filmde birlikte rol alıyor. 1960'ların İngiltere'sinde geçen The Falling, gizemli bir trajedinin ardından öğrencilerin birer birer açıklanamayan bir hastalığa yakalanmaya başladığı ve topluluğun kızların hayatını nasıl kurtaracaklarını merak ettiği katı bir okuldaki bir grup kızı konu alıyor.