Doğru bıyık tipini seçmek kolay değil, öyle değil mi? Ama şunu bil ki, güzel bir bıyığa sahip olmak için illaki gür ve yoğun bir yüz kıllarına sahip olman gerekmiyor. Binlerce farklı stil var ve her biri, onu taşıyan kişinin karakterini yansıtıyor. Üstelik sen ve en yakın arkadaşın aynı bıyık stilini seçseniz bile, sonuç ikinizde de bambaşka görünecektir. Peki onca bıyık tipi arasında, sana en çok yakışacak olan hangisi?
Yüz geometrisinin kuralları burada çok da belirleyici değil; en azından saç kesimlerini veya uygun gözlük modellerini belirleyen kurallar kadar değil. Evet, bazı bıyık tipleri yuvarlak bir yüzü ya da kare bir çeneyi daha çok ön plana çıkarabilir, ama genel olarak elin oldukça serbest. Bununla birlikte, kendi sakal-bıyık çıkma potansiyelini bilmen önemli. İşte tam da bu noktada, bakım uzmanı Matty Conrad bize en sevdiği bıyık stillerini — Hollywood’un en ünlü isimlerinin yüzünde görmeye alıştığımız halleriyle — ve onları nasıl şekillendireceğine dair ipuçlarını anlatıyor.
Var olan tüm bıyık seçenekleri arasında, Conrad’a göre en yaygın ve en bilinen stiller şunlar:
Bu, en “klasik” bıyık tipi. Muhtemelen en az stilize edilmiş olanı. Üst dudağın üzerinde kılları uzatıp, dudak kenarlarını ve altını tıraş ederek elde ediliyor. Yanlarda ya da üst dudakta birkaç kıl kalabilir ama göze batacak kadar değil. Matty Conrad, chevron bıyığın özellikle kare çeneyle iyi gittiğini, çünkü hem dikkat çektiğini hem de keskin hatların kendini göstermesine izin verdiğini söylüyor.
Ünlü örnekler: Miles Teller, Donald Glover, Tom Selleck, Henry Cavill.
“Hors-la-loi” bıyığı, chevron’a oldukça yakın bir stil. Farkı ne mi? Kenarlara biraz daha fazla uzaması, diyor uzmanımız. Seyrek bıyığı olanlar için oldukça hoş bir seçenek (Pedro Pascal gibi düşünün). Gür ve yoğun bir chevron size yakışmıyorsa, yanlarda uzayan çizgilere yönelin ve sonucu izleyin. Bu stil aynı zamanda ortadan ayrılmaya da çok uygun: Biraz bıyık wax’ıyla her iki tarafı yana doğru şekillendirebilirsiniz.
Ünlü örnekler: Pedro Pascal, Jason Lee, Paul Mescal.
Chevron’a (ve hors-la-loi stiline) yakın bir diğer seçenek. Piramit bıyık, yanlara doğru daha keskin bir açı yaparak hafifçe dışa doğru uzuyor, diye açıklıyor Matty Conrad. Burun altındaki birleşim noktasında ise adeta iki tepe görünümü oluşabiliyor. Piramit bıyık, önceki iki stile göre çok daha iddialı ama doğru taşındığında müthiş bir etki yaratıyor.
Ünlü örnekler: Burt Reynolds (Cours après moi shérif filminde), Milo Ventimiglia.
Sinema tarihinden iki kötü karakteri bu bıyığın gururlu taşıyıcıları arasında saymamız boşuna değil: Gidon bıyığın biraz karikatürize, hatta doğru dozda ironi ve özgüvenle taşındığında trend bir havası var. Adından da anlaşılacağı üzere, uçları zarif bir kıvrımla sonlanıyor. Profesyonel ipucu: Uçlara bıyık wax’ı uygulayın, birkaç kez kalemin etrafında dolayın ve sonra bırakın.
Ünlü örnekler: Jim Carrey (Sonic, the Movie), Daniel Day-Lewis (New York Çeteleri), Henry Fonda (La Conquête de l’Ouest).
Aman karıştırmayın: Yarım at nalı bıyık, gidon bıyıkla aynı şey değil, diye özellikle vurguluyor Conrad. Ayrıca, tam at nalı stiline göre çok daha kolay taşınabilir. Uzmanın dediğine göre, “At nalı bıyığın aksine uçlar çeneye kadar inmiyor, dudak kenarlarında bitiyor.” Bunu şöyle düşünün: Dudak altını yok sayarak, yanlardan dudak köşelerinin bir iki santim altına uzanan yarım bir keçi sakalı gibi.
Ünlü örnekler: Bad Bunny, The Weeknd, Danny Trejo.
Gerçekten taşınması zor bir stil. Muhtemelen bu yüzden yalnızca Hulk Hogan ve George Michael gibi eksantrik karakterler bunu çocuk oyuncağı gibi gösterebiliyor. Bunu, bıyık dünyasının “mullet” saç kesimi gibi düşünün (yanlarda tam bir fiesta). Ama unutmayın, mullet bile son dönemde yeniden moda oldu. Eğer şansınızı denemek (ya da yeni bir akım başlatmak) isterseniz, at nalı bıyığa cesaret edin.
Ünlü örnekler: Hulk Hogan, George Michael.
En gür, en hacimli bıyık stili. Bu tarzda uçları kesmek yerine, tam tersine, hacmi korumak esas. Matty Conrad’a göre bu aynı zamanda günlük hayatta en çok uğraştıran stil, çünkü neredeyse her şeye engel oluyor: yemek yemeye, hatta düzgün konuşmaya bile. Yine de birçok kişi bu bıyığı özgüvenle taşıyor. Kabul edelim, iyi kesildiğinde gerçekten etkileyici duruyor.
Ünlü örnekler: Nick Offerman, Sam Elliott.
Ultra ince bıyık da taşınması zor stillerden biri. Yine de John Waters ve Salvador Dalí (her ne kadar ressamın tarzı ince çizgiyle gidon bıyığın bir karışımı olsa da) denince akla gelen ayrılmaz bir imza. Ama Babylon ya da Inglourious Basterds’ta Brad Pitt’e bakmak bile, biz sıradan ölümlülerin de ince çizgi bıyığa cesaret edebileceğinin kanıtı. Tamam, Brad Pitt “biz sıradan ölümlüler” için belki de en iyi örnek değil, ama denemeleri oldukça başarılı ve cesaret verici. Üstelik bu stil, görünümü beğenmezseniz en kolay vazgeçebileceğiniz ve en hızlı temizlenebilecek olanı. Uzmanımız, ince çizgi bıyık kullanıldığında üst dudağın geri kalanını ve tüm yüzü çok daha sık tıraş etmek gerektiğini ekliyor; çünkü pürüzsüz bir ciltle olan kontrast burada kilit nokta.
Ünlü örnekler: Brad Pitt (Babylon), Eddie Murphy, John Waters, Salvador Dalí.
Bu bıyık tipi, görsel dengeyi sağlamak için çenede biraz kıl ya da belirgin bir keçi sakalıyla tamamlanıyor. Çoğu insan size bakınca sadece “bıyığınız var” demez; daha çok “yüz kıllarınız gür” diye düşünür (tabii detaylı bakmadıkları sürece). Bu stil özellikle yuvarlak yüzler için tavsiye ediliyor çünkü bıyığın tek başına garip durabildiği yüz hatlarını dengeliyor. Yani burada bıyığın sizi değil, sizin bıyığı taşıdığınız netleşiyor.
Ünlü örnekler: Michael B. Jordan, Eddie Murphy, Steven Yeun.
Çapa bıyığa benzer şekilde, yarı bıyık–yarı sakal stili de üst dudakta istediğiniz herhangi bir bıyık tipiyle uygulanabiliyor. Fark, çevresinde: Sıfır tıraş olmak yerine, birkaç günlük sakal bırakılıyor. Ortaya hoş bir kontrast çıkıyor. Bıyığınız daha iddialı görünüp öne çıkıyor, ama aynı zamanda bütün görünümü de yumuşatıyor. Ve yine, başkalarının gözünde sadece “bıyığınız var” değil, “gür yüz kıllarınız var” gibi görünüyor. Tekrar vurgulamakta fayda var: Bazı insanlar bıyık hakkında haksız da olsa olumsuz fikirlere sahip; bu stil onlara karşı da denge sağlayabiliyor.
Ünlü örnekler: Henry Cavill, Oscar Isaac, Jon Hamm.
Seyrek bıyık çıkartanlar için bir seçenek. Çünkü evet, seyrek bıyık da sonuçta bıyıktır. Ne çıkıyorsa bırakın ve güvenle taşıyın. Hatta bu stili önceki iki seçenekle birleştirip hafif bir “gölge” efekti bile yaratabilirsiniz. Gördüğünüz gibi, olasılıklar gerçekten sınırsız.
Ünlü örnekler: Timothée Chalamet, Steven Yeun.
Nasıl ki dengesiz çıkan sakalı daha dolgun göstermek için bazı yöntemler varsa, seyrek çıkan bıyığa da daha gür bir görünüm kazandırabilirsiniz. Öncelikle, eğer sarı ve seyrek kıllara sahipseniz, sakal boyasının etkisini küçümsemeyin. Yüz kıllarınız ile saç renginiz aynı tondaysa, boya daha yoğun bir görünüm yanılsaması yaratacaktır.
Ayrıca, bu konuda henüz çok fazla araştırma olmasa da, minoksidil genellikle uyku halindeki kıl köklerini uyarmanın en etkili yolu olarak kabul edilir. Elbette saçları bir anda sihirli şekilde uzatmak mümkün değil, ama bazılarımız bu ürün sayesinde zamanla daha fazla kıl çıkışına tanık olabilir. Nasıl ki minoksidil saçları daha gür ve yoğun hale getirebiliyorsa, teoride yüz kılları üzerinde de benzer bir etkisi olduğu düşünülüyor.
Gerçekte bıyığın uzamasını hızlandırmak için yapabileceğiniz çok fazla şey yok. Muhtemelen en iyi çözüm biotin takviyesi almak olacaktır. Ancak bu vitamin üzerine yapılan çalışmaların çoğu saç dökülmesine odaklanıyor (ve çok kesin sonuçlar vermiyor), yüz kıllarına dair özel bir araştırma bulunmuyor. Yine de fark etmişsinizdir, biotin tırnakların daha hızlı uzamasına yardımcı oluyor; dolayısıyla saçlarda da benzer bir etki yaratması beklenebilir (her ne kadar daha az belirgin olsa da).
Bıyık kılları genellikle saçtan ya da sakaldan çok daha kısa olduğu için (bazı istisnalar dışında), bıyığın stilini asıl belirleyen şey formu ve hacmidir. Birkaç hafta boyunca dokunmadan bırakırsanız, uzadıkça şekillendirmesi daha kolay hale gelir. Bu yüzden bakımına özen gösterin: iyi bir bıyık wax’ına yatırım yapın, onu sabitlemek için kullanın ve belli bir yöne hareket vermek istiyorsanız bir bıyık tarağından yardım alın.
Tepe kısmı (üst kısım): Bıyığı keserken genellikle üstteki kıl sıralarını daha fazla kısaltmak mantıklıdır. Böylece alt ve dış taraftaki kılların üstüne binmezler ve daha kolay şekil alırlar. Matty Conrad’a göre bu en üst nokta “tepe”dir; buradaki kılları kısa tutmak ve çevreyi temiz bırakmak, bıyığı şekillendirme konusunda size daha fazla kontrol sağlar.
Uçlar: Bıyığın en uzun kısımlarıdır; yanlarda ve uçlarda bulunurlar. Şekillendirmesi daha kolaydır çünkü daha esnektirler ve wax’ın yönlendirmesine rahatlıkla uyum sağlarlar.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.