The Kominsky Method, izleme platformunun trending listesinde uzun süre hiç kalmadı. Bangır bangır tanıtımı da yapılmadı. Sevenler bilenler bekledi, sezonu yayınlandığı gün keyifle bölümleri izleyip bu gerçekçi kurgu karakterlerle bir sonraki sezon buluşacağını bilip bilmeden bekledi. Üç sezon ve toplamda 22 bölümüyle Netflix’in parasını harcadığı en eşsiz yapımlardan biri.
Dizinin yaratıcısı ‘sitcom kralı’ diye bilinen Chuck Lorre. Ola ki ismini herhangi bir jenerikte görmediniz ya da ilgilenmediniz: Chuck Lorre, The Big Bang Theory, Mom, Two and A Half Men, daha eskilerden Dharma And Greg ve Roseanne ile ABD merkezli ve global olarak erişilmesi zor zenginlikte bir kariyere sahip. The Kominsky Method, sanki yetmişine yaklaşan bu sitcom dehasının ustalık işi. Beklenmedik yapım gelişmeleri dahi dizinin bütünlüğünü, hayatın sahiciliği ile sunulabiliyor.
Chuck Lorre’un sezonlar süren ve hep yüksek izlenme oranları alan yapımlarında dahi tempoyu yıllarca düşürmeyen formülleri, The Kominsky Method’da art arda şov yapıyor. Ve bu gösterinin baş aktörleri Michael Douglas (Sandy Kominsky) ve Alan Arkin (Norman Newlander).
İleri yaşlarında baş karakterleri gördüğümüz ilk iş Grace and Frankie’ydi. Friends’in yaratıcı aslarından Marta Kauffman imzalı dizi, Netflix’in en uzun süren orijinal yapımı olarak tarihe geçti. Bazen çıtayı o kadar yükselttiler ki, aralarda monotonluğa düştüğünü düşündük. The Kominsky Method’da çok iyi iki arkadaşı canlandıran Sandy ve Norman bazen birbirlerine Grace and Frankie diye takıldıl, ama hikayelerini o kadar uzun süreli ve detaylı anlatmayacak olmaları onları (ve diziyi) Grace and Frankie’den teknik olarak ayırdı.
Hem Douglas’ın hem Arkin’in bu dizideki performanslarının her an elinizin altında olup izlenmemesi bir kayıptır. Boş bir sahne, gereksiz bir diyalog olmayan hikaye akışında, adeta nefes alır gibi oynuyorlar. Doğal oyunculuğun mimiksizlikle karıştırılmaması hatta onun bahanesi olmayacağının bir kanıtı olması açısından bol makyajlı pek çok yapımdan farklı.
Hayatının kısa bir döneminde başarılı bir oyunculuk kariyerinin ardından oyuncu koçluğuna yönelen Sandy Kominsky ve menajeri, en yakın dostu Norman Newlander’ın Los Angeles’taki hikayesi diye okuyacağınız basit cümleler, dizinin tanıtımını izleyince bile derinleşiyor ve bağ kurabilmeyi mümkün kılıyor. Genelde en iyi sahnelerin yoğunluğunu tanıtımda gördükten sonra dizinin genelinde benzer ritmi bulamamak her dizi izleyicisinin başına gelir, burada gelmiyor.
Hollywood gerçekleri sizden benden çok uzakta olabilir, lakin karakterlerin hayatlarındaki meselelerle boğuşması, erkeklik kavramına dair ilerleyen yaş bilgeliğiyle yaklaşımları kusursuz bir komedi drama dengesinde. Bu kadar gülünmez, böyle kederlenilmez diye sekanslar arasında yolculuk çok iyi bir izleme deneyimi yaşatıyor.
İç baymadan, yapaylığa kaçmadan, çok zekice yazılmış repliklerin hayata geçişine şahit olmanız için bu saatten sonra Netflix ses çıkarmaz, ben çıkarırım. İkinci şans, acı, kayıp, dostluk, hayat yolculuğu, yaşanan kıymetli anlar diye anahtar kelimeler sıralayıp yapımı sıradanlaştırmıyorum. İzlerken alt metinleri okuyup keyfi pekiştirmek size kalsın.
SUCCESSION 3.SEZONLA İLGİLİ BİLMEN GEREKEN HER ŞEY