Gareth Cattermole/Getty Images
Yorgos Lanthimos kesinlikle sıra dışı bir yönetmen ve parlak film fikirlerine sahip. İşte filmlerinin sıralaması.
Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un filmleri hem tuhaf hem de çoğu zaman büyük bir sanat eseri niteliğinde. Onun tuhaf filmografisine eleştirel bir göz atıyoruz.
Yönetmen, senarist ve yapımcı 1973 yılında Atina’da doğdu ve uzun metraj filmlere girişmeden önce müzik videoları, kısa filmler ve deneysel tiyatro oyunlarının yönetmeni olarak kendine bir isim yaptı. Ayrıca kendisi, 2004 yılında Atina’daki Olimpiyat Oyunlarının açılış ve kapanış törenlerinin hazırlanmasında görev aldı.
Özellikle Lanthimos’un tiyatro çalışmaları, normları sorgulama, alışılmadık anlatılar izleme ve seyirciye mümkün olduğunca kapsayıcı hatta her zaman hoş olmasa da yoğun bir deneyim sunma gibi özellikleri nedeniyle bugün yaptığı işlerle paralellik gösterir. Anton Çehov’un “Platonov”unu ve Charles Perrault’nun kanlı masalı “Mavi Sakal”ı sahneleyenler arasında yer aldı.
Yorgos Lanthimos’un uzun metraj filmlerinin belirgin özellikleri arasında gerçeküstü ve absürt öğeler, kara mizah ve insan ilişkileri üzerine derinlikli ve karmaşık bir sorgulama var. Bazen bu ilişkileri soğukkanlı bir şekilde bazen rahatsız edici bir ışık altında gösterir ve seyircinin toplumsal yapılandırmaları sorgulamasını sağlar.
Yunanca çektiği “Dogtooth” filmi örneğin çocuklarını dış dünyadan izole eden bir aileyi konu alır. Anne ve baba kendi dillerini yaratır ve çocuklarına günlük kelimelere “yanlış” anlamlar yükleyerek gerçekliği çarpıtır. Onlara örneğin “deniz”in bir sandalye olduğunu ve “kediler” gibi tehlikeler yüzünden evden çıkmamaları gerektiğini öğretirler.
Buna karşılık çok övülen filmi “The Lobster”da ise bireyin toplumun belirli ilişki normlarına uyum sağlaması için maruz kaldığı baskıyı abartılı ve absürt bir biçimde ele alır. Ayrıca Lanthimos’un karakterleri çoğunlukla tekdüze ya da duygudan yoksun konuşur ve bu durum hikayelerinin ürkütücü ve gerçeküstü atmosferini daha da kuvvetlendirir.

Emma Stone, Aidan Delbis ve Jesse Plemons, Yorgos Lanthimos’un en yeni filmi “Bugonia”da. Atsushi Nishijima Focus Features. © 2025 Tüm Hakları Saklıdır.
Bu sıralama için tüm eleştirileri bir araya getiren ve tüm olumlu eleştirilerin yüzdesini hesaplayan Rotten Tomatoes film eleştirmenleri platformu temel alınmıştır. Eleştirmenler Lanthimos’un cesur ve sıradışı yaklaşımına hayranlık duyuyor. Altı filmi ortalamanın çok üzerinde değerlendiriliyor.

“Poor Things”, Yorgos Lanthimos’un en iyi filmi olarak kabul ediliyor. Ayrıca dört Oscar ile ödüllendirildi. Atsushi Nishijima 2023 20th Century Studios.
Buna karşı izleyiciler Lanthimos’un absürtlüğü ve karanlığını çoğu zaman daha zor benimser. Bu nedenle seyirci puanları genellikle eleştirmenlerin puanlarından yüzde 10 ile 20 daha düşüktür. Örneğin “The Lobster” izleyicilerden yalnızca yüzde 65 olumlu oy almış “The Favourite” ise on Oscar’a aday gösterilmesine rağmen sadece yüzde 70 almıştır.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yok.
Rotten Tomatoes’da İngilizce olmayan filmler yeterince temsil edilmediği için Lanthimos’un ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi orada yer almıyor. Atina sokaklarında dolaşan ve en yakın arkadaşını sevgilisiyle birlikte yakaladıktan sonra kendini tuhaf olayların içinde bulan bir adamı konu alan bu komedi, Yunanistan’da ticari başarı elde etti.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 17
Bu deneysel psikolojik drama bir Yunan otelinde geçiyor. Bir oda hizmetçisi, BMW tutkunu bir adam ve bir fotoğrafçı karşılaşır ve birlikte tuhaf bir saplantıya kapılırlar. Üçlü, acımasız cinayetlerin işlendiği suç mahallerini titizlikle ve neredeyse törensel bir şekilde yeniden canlandırır. Zamanla kendi özel hayatlarının sınırları yavaş yavaş bulanıklaşmaya başlar.
Bazı izleyiciler filmle oldukça sert bir şekilde yüzleşiyor. Yönetmenin stoiklik ve absürtlük gibi bazı imza özellikleri burada da mevcut, fakat sanatsal olarak hâlâ ilk aşamalarında. Diyaloglar neredeyse yok denecek kadar az, kamera ise fazlasıyla sallantılı. Hikâye neredeyse yok ama geride pek çok soru işareti bırakıyor.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 71
Bu filmde Lanthimos aynı anda üç hikaye anlatır. Hayatını kendi ellerine almaya çalışan bir adamın hikayesi, denizde kaybolduktan sonra geri dönen ve başka birine dönüşmüş gibi davranan karısından şüphelenen bir polis hikayesi ve olağanüstü bir ruhani lider olmaya aday özel bir yeteneğe sahip bir kişiyi bulmaya kararlı bir kadının hikayesi vardır.
Lanthimos’un üç bölümlü masalı seyirci ve eleştirmenleri diğer hiçbir filminde olmadığı kadar ikiye böler. Bir eleştirmen Kinds of Kindness için kara mizah dolu karanlık gerilimli ve mide bulandırıcı çiftleşmeler ve türlü cinayetlerle dolu bir hazine sandığı ifadesini kullanır. Başka bir eleştirmen ise filmin insan olmanın çirkin yüzüyle ilgilendiğini ve affedilmez zalimlikler işlerken aslında doğru şeyi yaptığımıza kendimizi inandırmak için ne kadar ileri gidebileceğimizi incelediğini söyler.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 75
Lanthimos’un üçüncü ve son Yunanca uzun metraj filminde, yas sürecinde yakınlarına yardımcı olmak için ölen kişilerin yerine geçen bir grup oyuncunun kurduğu benzersiz bir şirket anlatılır. Oyuncular arasında Lanthimos’un 2013 yılında evlendiği Ariane Labed de vardır. Eleştirmenler bu şeytansı derecede yaratıcı dramın kara mizah ile örülü olduğunu ve hem karmaşık hem çok şey anlatan bir hikaye sunarak hayranlık uyandırdığını belirtir.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 79
Bu psikolojik gerilimde Lanthimos suç ve kefaret ile birlikte gelen takıntıları ele alır. Kalp cerrahı Steven Murphy’nin babasının ölümünü ameliyathanede Steven’ın sebep olduğu bir hata olarak gören genç Martin, doktora bir nevi lanet uygular. Bu lanet yalnızca Steven ya karısını ya da çocuklarından birini öldürürse bozulacaktır. Aksi takdirde Martin’in açıkladığına göre aile birkaç gün içinde önce felç olur, yemek yiyemez hale gelir ve gözlerinden kan gelmeye başlar, ardından da hepsi ölür. Son derece tedirgin edici ama bir o kadar da sürükleyici bir film.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 86
Bu korku komedisi ile Yorgos Lanthimos komplo teorilerini alaya alıyor ama bunu oldukça rahatsız edici ve mide kaldırıcı bir biçimde yapıyor. İlk bakışta sıradan ve zararsız görünen iki asosyal karakter Jesse Plemons ve Aidan Delbis tarafından canlandırılır başarılı bir iş kadını Emma Stone’u kaçırır çünkü onu bir uzaylı istilacısı sanmaktadırlar. Ancak bodrumda uyguladıkları acımasız sorgu aslında dünyayı kurtarmaya yönelik değildir. Lanthimos bu fiziksel ve psikolojik işkenceyi kadınlar üzerinde güç kurma arzusuyla yanan iki kayıp erkeğin bastırılmış fantezisinin bir tezahürü olarak resmeder.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 87
Bu tuhaf romantik komedi, insanların distopik bir toplumda yalnız kaldıklarında kırk beş gün içinde bir eş bulmaya zorlandığı bir dünyada geçiyor. Bulamazlarsa seçtikleri bir hayvana dönüştürülüyorlar. Her yönüyle ödün tanımayan, kışkırtıcı ve son derece özgün bir film.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 93
Aşırı korumacı ebeveynler Yorgos Lanthimos’un dünyasında elbette karşılığını buluyor. Bu Yunan yapımı filmde merkezde, anne ve babaları tarafından dış dünyadan tamamen izole edilmiş biçimde yetiştirilen üç genç vardır. Aile evine yalnızca bir kişi girebilir. Baba, oğlunun cinsel ihtiyaçlarını karşılaması için Christina’yı işe almıştır ve tüm aile ondan etkilenmektedir. Ancak bir gün Christina, en büyük kıza karanlıkta parlayan taşlarla süslü bir saç bandı hediye eder. Karşılığında bir şey talep ettiğinde ise evdeki hassas düzen kökünden sarsılır.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 93
On Oscar’a aday gösterilen bu komedi on sekizinci yüzyılda Kraliçe Anne’in sarayında geçer. Onun sevgisini kazanmak için iki saraylı kadın Abigail Masham ve Sarah Churchill alışılmadık yöntemlere başvurur. Lanthimos bu tarihi komedi ile gücün karakteri nasıl zehirlediğini ve insanı hangi korkunç uçurumlara sürükleyebileceğini etkileyici bir şekilde resmetmiştir. Olivia Colman en iyi kadın oyuncu dalında Oscar kazanmıştır.

Rotten Tomatoes eleştirmen puanı yüzde 93
Yorgos Lanthimos ile Emma Stone’un ikinci işbirliği çocuk ruhlu Bella Baxter’ın hikayesini anlatır. Bella intiharından sonra çılgın bir bilim insanı Willem Dafoe tarafından hayata döndürülür ve kurnaz bir avukat Mark Ruffalo ile birlikte dünyayı gezerek önyargılardan arınmış ve eşitlikçi bir yaşam hayalini gerçekleştirmek ister.
Gerçeküstü ve yer yer rahatsız edici bu eğlence birçok ödül kazanmıştır. Poor Things Altın Aslan, en iyi komedi dalında Altın Küre ve dört Oscar ile onurlandırılmıştır. Avustralyalı bir film eleştirmeni onun hakkında şöyle yazmıştır. Sinema diline böylesine hâkim bir yönetmenin elinde olağanüstü bir filme dönüşüyor.
BU İÇERİK İLK OLARAK GQ ALMANYA WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.