Yeni İtalyan: Guido Senia
Röportaj

Yeni İtalyan: Guido Senia

Hayatımıza kısa zaman önce bomba gibi düşen bir İtalyan… Hakkında çok fazla şey yazılıp çizilmesine rağmen aslında çok az şey bildiğimiz bir parti çocuğu. Dünyaca ünlü isimlerin müdavimi haline geldiği partileri düzenleyen, spordan vazgeçemeyen ve ismini daha uzun süre duyacağımızdan emin olduğumuz Guido Senia ile sohbet ettik.

Türkiye seninle tanışalı kısa bir zaman oldu. Instagram’dan takip ettiğimiz kadarıyla biraz bilgi sahibiyiz ama bize oradan göremediğimiz Guido’yu anlatır mısın?

Güney İtalya’nın küçük bir şehri, Amalfi Kıyısı’nın muhteşem manzarasına komşu olan Salerno’da doğdum. Okuduğum dönem boyunca birçok farklı sporla uğraştım. 17 yaşına kadar profesyonel bir kürekçiydim. Daha sonra babamın ayak izlerini takip ederek hukuk diplomamı almak için Roma’ya taşındım.

Önce hukuk diploması daha sonra gece kulübünde parti organizasyonu… DC10 ve Circoloco macerası nasıl başladı? House ve techno müzikle ve büyük partilerle her zaman ilgili miydin?

23 yaşında üniversiteden mezun olduktan sonra maddi bağımsızlığımı kazanmam gerektiğinden emindim ancak başarılı bir avukat olmanın uzun seneler sürecek bir çalışma demek olduğunu da biliyordum. Bu nedenle bir alternatif aramaya başladım. 10 sene önce DC10’un kurucusu daha sonra da kayınbiraderim olan Antonio ile tanıştığımda bu fırsat elime geçmiş oldu. Eğlence sektörüne benim için her zaman büyük bir ilham kaynağı olan ve birbirimizi ileri götürdüğüne inandığım Antonio ile adım attım.

Senin için bu sektörde var olmanın en büyük zorlukları neydi?

Sektöre çok erken yaşta girmek ve kesinlikle bu işi yapan herkesin alışmak zorunda olduğu oldukça kaotik bir yaşam tarzı. Aslında çok erken yaşta bu tarzı görmüş olmam ileride kendi konforumu yaratmam ve koşturmacaya adapte olmamı kolaylaştırdı. Artık her nerede olursam olayım daha düzenli olmak için kalacağım oteller, yemek yiyeceğim restoranlar ve spor yapacağım salonları önceden biliyorum. Tüm bunları çözmüş olmak dünyanın her yerinde evimden uzakta bir ev hissi almayı kolaylaştırıyor.

Şu an Circoloco bünyesinde yaptığın işi nasıl tanımlarsın?

Circoloco bünyesinde net bir rolüm ya da ismim yok. Başladığım günden beri şirket için ne gerekiyorsa yapıyorum ve yapmayı seviyorum. Bir isim gerekiyorsa yönetici diyebilirim ancak Circoloco alışılmışın dışında bir işletme olduğu için bu da tam olarak durumu özetlemeyecektir.

Katıldığın ve çok etkilendiğin ilk partiyi hatırlıyor musun?

16 yaşında evime yakın bir ormanlık alanda devasa bir etkinliğe katılmıştım. O zamanlar çok genç olan Marco Carola’nın açılış setine Chris Liebing’in eşlik ettiği muhteşem bir partiydi.

Senin için bir partiyi unutulmaz kılan olmazsa olmaz 3 şey nedir?

Benim için partilerimde de ilk sıraya koyduğum müzik başta geliyor. Daha sonra mekan ve prodüksiyonel detaylar. Partiye gelen insanlar ve enerjileri de asla göz ardı edilemeyecek kadar önemli. Tüm bu bileşenler istenildiği gibi bir araya geldiğinde muhteşem bir parti elde etmiş olursunuz.

Circoloco isminin arkasındaki hikaye nedir?

Bundan 21 sene önce Antonio ile aramızda başlayan uzun ve eski bir hikaye…

Guido evde dinlenirken arkada çalan şarkı ne olur?

Gece kulüplerinden uzakta evde tek başıma rahat bir gün geçirirken arka planda yüksek ihtimalle Johnny Cash veya Bob Marley çalıyor olur.

En sevdiğin tasarımcı ya da marka?

Moda sektöründen o kadar çok yakın arkadaşım var ki birinin adını vermek diğerlerini küstürebilir.

 guido senia

Kişisel stilini tanımlamanı istesek?

Modayı yakından takip ediyorum diyemem ama düz beyaz ya da siyah bir tişörtü dikkat çeken pantolonlarla giymeyi seviyorum. Günlük hayatımda oldukça sade ve rahat bir stilim var ama partilerde abartılı aksesuarlar takmaya bayılıyorum.

Adrenalin dediğimde aklına ilk ne geliyor?

On bin kişinin önünde sahneye çıkmak, atıma ya da bisikletime binmek, boks yaparken bir yumruktan sıyrılmak ya da okçuluk derslerim sırasında hedefi onikiden vurmak…

Guido’nun bir gününe ortak olsak sabahtan akşama neler görürüz ?

Hangi günüme ortak olduğunuza göre çok değişiklik gösteren bir deneyiminiz olur çünkü günlük bir rutinim yok ve her ânım birbirinden farklı. İşim yüzünden çok fazla seyahat etmek, devamlı yeni insanlarla tanışmak ve yeni mekanlar arayışında olmak zorundayım. Ancak her ne olursa olsun her gün bir saatimi boks yaparak ya da spor salonunda antrenman yaparak geçiririm. 

Yarın 13 saat sürecek büyük bir partiyle yeni bir açılış yaptığınızı hayal edelim. Neler planlıyor olurdun?

Plan yapmaktan nefret ederim… Ânı yaşıyor ve bir şey düşünmüyor olurdum!

Yüzlerce defa dinlesen de asla sıkılmadığın ve senin için eskimeyen şarkı?

Buna tek bir cevap vermesi zor ancak parti organize etmeye başladığımdan beri dinlediğim ve var olan tüm versiyonlarına bayıldığım şarkı DJ Rolando – Jaguar.

Şimdiye kadar yaptığın en heyecan verici şey neydi?

Hayatta beni heyecanlandıran çok fazla şey yaptım ama ilk sırada skydiving ve devasa dalgalarda kite sörf yaptığım günler var.

Kalbini daha hızlı attıran şey nedir?

Denizin sesi, rüzgarı hissetmek ve bir hayali planlamak…

Circoloco 1999 yılında kuruldu, ilk olarak hâlâ en büyük partilerin evi olan DC10’de düzenlendi ve daha sonra dünya çapında bir üne kavuştu. Ibiza’dan dünyanın her yerine yayılan bu başarıyı neye bağlıyorsun?

Bu büyük başarının arkasında birden çok neden var. Sıkı çalışma, azim, sabır, yeni yetenekleri arayıp bulmaya harcanan zaman ve onlara olan inanç başarı anahtarlarının başında geliyor. DC10 şu an dünya çapında dinlenen en ünlü DJ’lerin bir çoğunun ilk adımlarını attıkları mekan.

Favori 5 DJ’ini sıralayabilir misin?

Seth Troxler, The Martinez Brothers, Jamie Jones, Peggy Gou, Kerry Chandler.

Ibiza, Asya…. Circoloco ile ilgili gelecek planlarında neler var?

Circoloco Dünya Turnesi kapsamında gerçekleştirdiği büyük organizasyonları yoğunlaştırmayı ve yerlerini sağlamlaştırmayı planlıyoruz. Daha sonra Tayland’da yaptığımız gibi elektronik müzik sahnesinin radarına yeni giren şehir ve ülkelerde yeni etkinlikler düzenlemek istiyoruz. Dünyanın farklı yerlerinden farklı etnik ve kültürel ve özelliklere sahip insanların bu deneyimi yaşamalarını istiyorum. Buradan yola çıkarak Circoloco’da farklılıkların bir araya gelip birbirine karışabildiği ve insanların diğer her şeyi unutup ânı yaşadıkları bir deneyim kurguluyorum. Çünkü bence hayat tam da böyle bir parti olmalı.

Bu röportajdan birkaç ay önce İstanbul’daydın. Şehir ve gece hayatı ile ilgili neler düşünüyorsun?

İstanbul farklı kültürlerin karıştığı inanılmaz bir şehir. En eski ve en modern detayların bir arada uyum içinde bulunduğu bir köprü gibi. Elektronik müzik sahnesi ise çok büyük bir hızla büyüyor ve bildiğim ünlü DJ’lerin çoğu senede en az bir kez gelip bu şehirde çalmak istiyor. Benim de İstanbul için oldukça büyük bir projem var… Her şey hazır olduğunda herkesi haberdar edeceğiz.

Sevdiğin Türk isimler kimler?

Mert Alas ve tabii ki Şeyma!

Bu yorucu hayattan, durmayan partilerden ve eğlenceden uzaklaşmak istediğinde kendine kuracağın sakin hayat nerede olacak ve sence neye benzeyecek?

Şüphesiz Güney İtalya’da selvi agaçlarıyla çevrili bir arazide kendi zeytinyağımı ve şarabımı ürettiğim ve her gün ata bindiğim bir cennet olacak.

Sence :

Deniz kenarındaki partiler mi, kapalı büyük alanlar mı?

Seçmek zor ama sanırım daha ‘underground’ oldukları için kapalı alanlar…

Tekno mu, Deep house mu?

Tekno

Sabah mı, akşam mı?

Sabah

Araba mı, motosiklet mi?

Motosiklet beni inanılmaz özgür hissettiriyor.

Para mı, şöhret mi 

Güç!

Piercing mi, dövme mi?

Dövme

Sandalet mi, spor ayakkabı mı?

Sandalet

Makarna mı, pizza mı?

Makarna

Büyük partiler mi, samimi ve küçük olanlar mı?

Her zaman en büyük partiler!

Futbol mu, basketbol mu?

Boks!

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası